Zorlayıcı Diplomasi: Rusya ile ABD’nin Ukrayna Üzerindeki Krizinin Tasviri

Erhan Ayaz 25/01/2022 - 08:35:26

Dünya’da gündemin en öne çıkan maddesi kuşkusuz Rusya’nın hem Ukrayna sınırına hem de Belarus’a yaptığı çok büyük askeri konuşlanmalarının sonucunda yaşanması muhtemel sıcak çatışma durumu. Özetle Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilimin çatışmaya dönüşme ihtimali 2022’nin en önemli jeopolitik sorusu olmaya devam ediyor. Tabi ek olarak da Türkiye’nin bu krizdeki dış politika tercihleri de ayrıca değerlendirilmesi gereken bir durum. Ancak ben bu yazımda Rusya’nın dış politika tercihlerinin diplomasi açısından bir değerlendirmesini yapmak istiyorum. 
 
Diplomasi bir mücadele sanatıdır aslında. Hatta kıymetli ve duayen büyükelçilerimizden Onur Öymen’in kitabına adını verdiği şekilde silahsız bir savaştır. Ancak diplomasi kuşkusuz çok karmaşık bir kavram ve çok fazla farklı yöntemi olan bir stratejiler bütünüdür aslında. Şu an yaşadığımız kriz de gösteriyor ki diplomasi uluslararası ilişkiler ve dış politika açısından çok dikkatli ve vakur şekilde yürütülmesi gereken bir alandır. Tabi tarafların kendilerini soktukları krizin bir çıkış planı henüz masada yok ancak krizin de şu ana kadar sıcak çatışmaya dönüşmesinin arkasında yatan konu ise yine diplomasi. Yani tarafların karşılıklı olarak konuşabiliyor olması. ABD Başkanı Biden ile Rus mevkidaşı Putin’in geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdikleri dijital toplantıların ardından krizin zirva yaptığı dönemde ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile Rus mevkidaşı Lavrov Cenevre'de bir araya geldiler ve karşılıklı beklentilerini ilettiler. Tabi taraflar karşılıklı diyalog halini devam ettirirken durum saha da çok sıcak bir noktaya geldi. Konuyu jeopolitik bir şekilde analiz etmeye bir sonraki yazımda analiz etmeye çalışacağım ancak bu hafta Rusya’nın bu krizde uygulamaya çalıştığı stratejiyi diplomasi dilinde anlatmaya çalışacağım. 
 
Rusya, aslında şu an tam anlamıyla “zorlayıcı diplomasi”(coercive diplomacy) yöntemlerini hem sahada hem de masada uygulamaya çalışıyor. Aslında sadece uluslararası ilişkilerde değil hayatın hemen her anında bir çeşit müzakere halindeyiz. Bir düşünün iş yaşamından, aile hayatımıza kadar iletişim kurduğumuz birçok kişi ve sorunla farkında olmasak da müzakere halindeyiz ve hepimizin yine farkında olmadan oluşturduğumuz yöntemleri var. Ancak küresel güçlerin müzakere ediş yöntemleri çok kesin ve katı stratejileri içinde barındırır ve bu stratejiler ne yazık ki kimi zamanlar çok acımasız bir hal alabilir. Ukrayna'da yaşananlar da bu gerçekliğe en taze somut örnek olarak karşımıza çıkıyor. Diplomasinin en temel yöntemleri arasında yer alan müzakerenin birçok farklı çeşidi ve tekniği mevcut. Bunlardan Rusya-Ukranya krizinde yaşananları açıklayan en yaklaşık örneği ise zorlayıcı diplomasi (coercive diplomacy) kavramıdır. Zorlayıcı diplomasi en yalın anlatımıyla uluslararası bir aktörün kriz yaşadığı diğer uluslararası aktöre kendi istekleri doğrultusunda davranması için baskı yaratma stratejisidir. Zorlayıcı diplomasiyi yöntem olarak tercih eden taraf müzakere ettiği karşıtına kendi isteği doğrultusunda davranmaya zorlayıcı adımları atabileceğini, eğer karşıtının kendi istekleri doğrultusunda davranmaya direnmesi halinde ise de bunun ciddi bedelinin olacağını çeşitli yöntemlerle gösterir. Zorlayıcı diplomasiyi uygulayan taraf, karşı taraf üzerinde hem iç politik hem de dış politik maliyetler yaratabileceğinin mesajını verirse müzakereden istediğini sonucu alacaktır. Ancak zorlayıcı diplomasiye muhatap olan taraf bu maliyetlerin altından kalkabileceğini düşünür ise zorlayıcı diplomasiyi uygulayan tarafın istekleri doğrultusunda davranmayacaktır. Tabi burada maliyeti doğru hesaplamak ve özellikle iç kamuoyuna süreci sağlıklı şekilde anlatabilmek önemli iki husustur. Dış politik tarafında ise zorlayıcı diplomasiyi uygulayan ve muhatap olan tarafın yapması gereken en önemli mesele ise yapabileceklerinin inandırıcılığının olmasıdır. Burada da kapasite aktarım süreçlerinin yani algı yönetimi adımlarının doğru atılması elzemdir. Aslında temel faktör zorlayıcı diplomasiyi uygulayan tarafın hem sahadaki örnekleriyle hem de söylemleriyle ciddiye alınması gereklidir.
 
Şimdi yukarıdaki aktörlere yani zorlayıcı diplomasiyi uygulayan taraf ile muhatap olan taraf şıklarına Rusya ve ABD (Ukrayna ve NATO) ekleyip, Rusya’nın taleplerini hatırlayarak okuma yaparsanız yaşananları uluslararası ilişkiler sistematiği içerisinde değerlendirmeniz daha kolaylaşacaktır.