Şeker üzerinde oyunlar oynanıyor...

GÜLDEN SÖKELİOĞLU 06/03/2018 - 08:01:31

Şeker Kurulu'nun, hükümet tarafından kapatılmasından sonra,14 şeker fabrikasının özelleştirilmek istenmesi üzerine toplumsal bir tepki oluştu.
 
Cumhuriyet rejiminin ilk yıllarında, Atatürk'ün desteğiyle,1926 yılında, önce Alpullu(Kırklareli), sonra Uşak Şeker Fabrikaları üretime başladı;1933'de Eskişehir, 1934'de Turhal şeker fabrikaları kuruldu.Daha sonraki yıllarda, doğudan batıya kurulan  kamu ve özel şeker fabrikaları ile bu sayı 33'e ulaştı.
 
Şeker fabrikalarında işlenen şeker pancarı; tarlaya eken çiftçinin,fabrikaya götüren nakliyecilerin,fabrikalarda çalışan işçilerin, şeker fabrikalarına bağlı yan ürünlerin işlendiği sektörlerde çalışanların geçim kaynağı olan bir üründür.
 
Ayrıca hayvancılık yapanlar için; şeker pancarı posasına, yan ürün olan 'melas'ın %20 katılmasıyla, besi yemi olarak kullanılan çok bereketli bir üründür.
 
Şeker pancarı işlenirken elde edilen yan ürün olan 'melas'dan ayrıca, 'etil alkol'( saf alkol) elde ediliyor ki bu madde; eczacılık sektöründe, boya sanayinde,parfümeride,
ispirto yapımında,ekmek mayası yapımında, benzin ve mazotun katkı maddesi olan 'biyoetanol' üretiminde ve alkolü içki üretiminde hammadde olarak kullanılıyor.
Tekel fabrikaları; yabancılara  satılmadan önce, etil alkolü şeker fabrikalarından alırken, şimdi dışarıdan alıyorlar ve borçlanıyoruz:
 
2003 yılında etil alkol ithalatı yokken,2016 yılında ithalat 80 milyon litreyi bulmuş durumda.
 
Türk Şeker'in ülke ekonomisine yılda, 500-550 milyon dolar katma değer  kattığı düşünülürse, niçin, altın yumurtlayan tavuklarımız satılıyor ve Türkiye niye çaresizliğe doğru itiliyor?
 
Şeker fabrikalarının kapanması ile, insanlarımız işsizliğe, açlığa mahkum olacak ve başka yerlere göç daha da artacak...Halkımız daha da yoksullaşacak..
 
Burada, NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) üreten ABD'li, Cargill firması devreye giriyor. Amerikan Cargill Şirketi'nin,2018 yılı Ocak ayında yayımlanan rapora göre:
 
-Türk Şeker Fabrikaları'nın satılması,
 
-NBŞ'e( Nişasta Bazlı Şeker) konan kotanın kaldırılması,
 
-NBŞ'e konan kotanın otomatik olarak arttırılarak, NBŞ'in önünün açılması isteniyor.
 
AB Ülkelerinde kota %5 ile sınırlı iken, bizde Bakanlar Kurulu'na, kotayı %50'ye çıkarma yetkisi veriliyor.
 
NBŞ kotası Fransa'da %0, Almanya'da %1,5 iken, Türkiye'de %15' de ve bu gidişle %50' ye ve daha yukarılara çıkacak.
 
Peki,Türklerin canı, Avrupalılardan daha mı ucuz?
ABD'li Cargill Şirketi'nin çıkarları mı önemli, yoksa Türk Milleti'nin sağlığı mı?
Peki! 'Nişasta bazlı şekerin, ne gibi zararları var 'diyeceksiniz?
 
Amerika'da bol miktarda üretilen , genetiği değiştirilmiş mısır bitkisinden elde edilen nişasta, işlemden geçirilerek sıvı şeker elde ediliyor ve daha ucuz olduğu için; gıda endüstrisinde( pasta, bisküvi, şeker, çikolata, gofret,cips,şekerli tatlılar, çocuk maması ve gazlı içeceklerin üretiminde) kullanıyor..Bu gıdalarla, çocuklarımız zehirlenecek; reklamlarla tüketim  sürekli körüklenecek...
 
Bu gıdaları tüketen çocuklarımız, gençlerimiz, insanlarımız; tansiyon, şeker, kalp, depresyon ve çeşitli kanser hastalıklarına daha çok yakalanacak, hastalıklı bir toplum haline gelecek...
 
Sonra da, insanlarımız, ilaç tekellerinin kıskacına girecek ve sancılı, zor bir süreç içinde iyileşmeye çalışacaklar; hem paraları, hem de sağlıkları gidecek.
 
Türk insanına, bu zulüm niçin reva görülür?..
 
Türk Milleti olarak; bize sunulmak istenen zehire karşı, sonuna kadar mücadele edeceğiz...
 
Doğal besinler tüketmeye çalışacağız.
 
Kardiyolog, Canan Karatay'ın dediği gibi: 'turp yiyin, turp gibi olun; fıstık yiyin, fıstık gibi olun; şekerden,ekmekten uzak durun; doğal zeytinyağı ile beslenin' sözlerine uyacağız.