“Rüzgar enerjisi paneli”

Erdil Ünsal 29/06/2018 - 08:20:58

Rüzgar enerjisi toplantısı için Ankara’dayım. Bir yağmur bir yağmur Rüzgar Enerjisi toplantısına katılmak için birazdan otelden çıkmam gerekiyor.  Istanbul’da yağmur yağarken taksi bulmaya çalışmak beyhude bir çabadır.  Kaldı ki, Istanbul’da normal havada taksi bulsan bile taksici hangi yöne gidiyorsa itiraz etmeden binmek gerekir. Daha otelden adımımı attım. Önümde zınk diye sap sarı bir taksi durdu. Taksici hemen çıktı,
 
“Bagajınız var mı?”
 
“Hayır”
 
Biner binmez aynasına iliştirilmiş taksimetresini çalıştırdı. Taksi metreyi açmadan bir pazarlıkla karşılaşmadım. Hem yadırgadım hem memnun oldum.Istanbul’da bu kadar ahlaksız taksici ve bunu önleyemeyen taksici derneği geldi aklıma.
 
Taksimetrenin yazdığından biraz daha fazla bahşişi ekleyerek ücretini memnuniyetle takdim ettim. Kapalı spor salonu önünde indim. Memur kenti başkentteyim.Düzenli yollar. Alt geçitler.
 
Katıldığım bir rüzgar enerjisi paneli. TFF nun futbolda şike komisyonu veya maalesef can çekişen İşçi Federasyonu mitingi gibi bir kalabalık yok spor salonu önünde.
 
Çeşitli ülkelerden gelen rüzgar enerjisi pazarlamacılarının ağırlıkta olduğu bir salonda en son moda giysilerimle tam basketbol maçı 3 sayılık atış kavis çizgisinin sol tarafında sandalyede oturuyorum. Topuklu pabucumun teki 3 sayı atışlık çizgiye temas halinde.
 
Sağımda solumda bir takım adamlar aralıklarla sandalyelerinde oturuyor. Dizlerinde ya lab-tab ya da ellerinde akıllı telefonlar.Panelin başlamasına 20 dakika var boş olan diğer sandalyeler ziyaretçisini beklemekte.
 
“Adamı gözüm tutmadı” deriz. Bu bir peşin hükümdür. Adam sana bir kötülük yapmamıştır ama adamı görünce için ısınmaz ve kişi sana antipatik gelir. Bir kişinin adı geçince ya da düşünce ufkuna girince, gönlün daralıyor, için bulanıyor, ruhun sıkılıyor ve ufkun kararıyorsa, o kişi bir arkadaş olarak gerekli değildir.
 
Hepimizin önyargılı peşin hüküm verdiğimiz kişi ve/veya kişiler olmuştur. Burada kalite ve işe yarayıp yaramama aranmaz “hissi kablel vukuu” ile karar veririz. Yanıma yakın yerlerde oturan adamların sakallı, kravatsız olduğunu görünce bu şık giysiler içerisinde olduğuma yazıkladım. Birilerinin amme düzeni hal ve gidiş tavır kılık kıyafetimizle oynadığı kesin
 
Salon yavaş yavaş doldu katılımcılar yerlerini aldı. Panel yöneticisi açış konuşmasını tamamladı ve çevre bakanını mikrofana davet etti. Devlet adamı kimliği, bilgiyle donanımlı, ne yaptığını ne söylediğini bilen, özgüven aşılayan ve bilgiyi gerçek anlamıyla uygulayan kişi olmalıdır. Devletin itibarlı çalışmasında atanan kişinin işin verimini artıracak özellikte olması esastır.
 
Genellikle isteğiniz dışı bir durumla karşılaştığınızda,“dur şimdi icat çıkarma” deriz.
 
Bakan, Müslümanların ilim ve teknolojide başarılı olamadığını, şu veciz sözü tekrar etme  gereği duydu.
 
“ Yüzde 99 u Müslüman olan bir toplum olarak bizim ilimle ve icatla ilgimiz yoktur. Müslümanlar, ara elemanı yetiştirir. İmam Hatipler bunun için vardır.”
 
Sözünün arkasını neye bağlayacak desem de panel içeriği ile ilgili bir bilgi vermedi. Bir takım siyasi söylemle konuşmasını tamamladı. Çok şey söyledi ama bana hitap etmedi. Ama, İmam Hatip mezunu olmalı ki hatipliği salondaki toplumu memnun etti ve alkış aldı.
 
Bakanın konuşmasını kafamda gezdirmeme gayreti içerisindeyim. Konu ile bilgi vermeden “rüzgar enerjisi” panelinde siyasi konuşma yapmasının ne  gereği var. Muhakkak bir devlet büyüğünü boş konuşsa da konuşturma geleneği sürmekte. Mitinglerle T.Özal’ın başının üzerinde “el kilitleme” selamı yok. Selamet parti “işaret parmağı,” yok.  Bitişik dört parmak göstererek “rabia” selamı da yok.  
 
Halkı el kol işareti ile selamlamakla sorunu çözmek mümkün değildir. Toplantıda birkaç birbirine kurt selamı veren kişiler oldu. Hepsi o kadar.
 
Ülke sorunlarını ötekileştirmeden yürütülmesi devlet adamlığının baş şartıdır. Gözlerimizi dört gözle açmaktan yorulduk. Hadi iki gözle beklemeye de hazırız
 
Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi muhakkak ki eğitimde, muhasebede ve bankacılıkta çok faydalı değişimler sağlamıştır. Ancak, bu fayda sağlanırken kurumlar ellerinde bulunan yüksek kapasiteli bilgisayarlarının boş kalan atıl kapasitelerini komşu kurumlarla paylaşmaya yanaşmamışlardır. Komşu kurum da bilgisayar almış ve her iki kurumun elinde bulunan yüksek kapasiteli bilgisayarlar bu kez teknolojik gelişmelerle kısa sürede işlemlere yetmez olmuş atıl duruma düşmüşlerdir. Yel değirmenlerin yerini termik ve hidroelektrik santralları almış şimdi de rüzgar enerjisinden elektrik elde etme gündeme gelmiştir. Kurulacak rüzgar enerjisinden elektrik elde edecek santralının halk üzerinde radyasyon etkilemesi yapacağı ve turizmi baltalayacağını söyleyen belediye başkanı yanlış seçilmiş ihale sempatizanlığını önde tutan bir kişidir.
 
O beldenin turizmde temel konusu, altyapı yatırımı, su, kanalizasyon, sıvı ve katı atık sorununu ile, otellerin HD (herşey dahil) uygulamasını kaldırarak dışarıdaki esnafı koruması dururken, rüzgar enerjisine muhalefeti bir çıkarcılık hissettirmektedir.
 
Yemek molası sırasında katılımcılarla konuşuyorum. Çoğu inşaat işini otel işini bırakmış rüzgar enerjisi santralı kurmaya talip.
 
Eskiden berberler federasyonundan berberlik yapabilir sertifikası olmayan ve bu sertifakayı dükkanın görünen bir yerine asma şartına uymayanın makası elinden alınırdı.
 
Adam koca koca pervaneleri araziye dikmek için sertifikam var dedi. TEDAŞ tan emekli olduktan sonra bu rüzgar enerji işine talip olmadan önce. meğer beton direk ustası imiş. Şimdi 100 adet belediye gelirlerini yabancı sporcu ithaline ayıran Şemdinli Belediyespor futbol kulübü başkanlığını yapıyormuş.
 
Üretici firma yetkilisi rüzgar enerji panel pervanesi 3 değil iki kanatlı olsun daha ucuza çıkar dese, ara eleman yetiştiren bakan olur verir mi verir.
 
Niye olmasın? Opera’ya atanan genel müdür bakana yaranmak ve masraf olmasın diye flarmoni orkestrasında 9 adet kemancıyı 1 adete indirmeye kalktığı bir devirde yaşıyoruz.
 
Konuştuğum kişiye, “doğayı katlederek dereleri HES (Hidro elektrik santrali)lerine çevirme yap bozcusu milletin anasına okuyan ihaleci Cengiz gibi konuşuyorsunuz” demek geldi içimden.
 
TÜBİTAK’ın başına Hayvanat bahçesi müdürü atanan bir ortamda, okunmuş üflenmiş fasulye fidesinin, aynı zamanda toprağa dikilmiş fasulye fidesinden daha önce filizlendiğini ispatlanmış olmasını iddia edilmesine olur verecek derecede savunanlarla dolu bir paneldeyim. Mideme kramp girmiyor. Birisi mideme bıçak sokuyor sanki.
 
Kifayetsiz muhterislere, cahil cesaretine sahip insanlara katlanmak zorunda kalmanın dayanılmaz ağırlığı gün geçtikçe üzerimize kabus gibi çöküyor. En kötüsü de bu özelliklerin pirim yapması. Yazık ki her yerde bu kişiler çoğunlukta. Bakıyorum da mütevaziliğin, ne olduğunu bilerek hareket etmenin değeri yok
 
İnsanlar genelde yağcılıkla süslendiği zaman kifayetsizliğe kaymaklı ödül bile veriyor artık.
 
Son 24  Haziran ve daha önceki seçimde seçmenin ortaya koyduğu tabloya bakınca, uzayda zeki insanlar olduğu ve bunların yeryüzünde bulunan bu ümmet kafalı toplumlarla niye temasta olmadığı kanıtlanmıyor mu?