MUÇEP ve Ayvalık Çevre Platformu milletvekillerine seslendi

Yarımada Gazetesi 17/03/2017 - 14:20:33 Bu haber 1021 kere okundu
MUÇEP ve Ayvalık Çevre Platformu  milletvekillerine seslendi

MUÇEP ve Ayvalık Çevre Platformu

milletvekillerine seslendi

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ve Ayvalık Tabiat Platformu, ortak imza ile yayınladıkları bir açık mektup ile milletvekillerine çağrıda bulundu. Çevreciler,TBMM 26. Dönem Milletvekillerimize Açık Mektup” başlığıyla yayınlanan mektupta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde hazırlanan “4 Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Doğal SİT Alanları Raporları”na tepkilerini ortaya koydu. Muğla ve Ayvalık için mevcut 1’inci derece Doğal SİT koruma statülerinin özellikle kıyılarda çok büyük ölçüde 2’inci ve 3’üncü dereceye indirildiği vurgulanan mektupta, Türkiye’nin eşi benzeri olmayan doğal hazinelerinin turizme ve betonlaşmaya açılması tehdidiyle karşı karşıya kaldığı belirtildi.  Çevreciler, 26. Dönem milletvekillerine seslenerek “Ayvalık Tabiat Platformu ve Muğla Çevre Platformu olarak, ülkemizin geleceği için bu konunun takipçisi olmanızı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızdan hala yanıtını alamadığımız bu soruların yanıtını araştırmanızı, kamuoyumuzla paylaşmanızı talep ediyoruz.” denildi.

26. dönem milletvekillerine hitaben Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ve Ayvalık Tabiat Platformu tarafından kaleme alınan mektupta şu sözler yer alıyor:

“TBMM 26. Dönem Milletvekillerimize Açık Mektup”

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Sayın Milletvekilleri, 2016’nın son günlerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından Muğla İli ve Balıkesir İli Ayvalık ilçesi Doğal SİT alanlarının yeniden tanımlanması yönünde “bilimsel” raporlar hazırlandığı ortaya çıktı. İlgili yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarınca yapılan araştırmalar şunu göstermektedir:

1- Söz konusu bilimsel araştırmalarda Muğla ve Ayvalık için mevcut 1’inci derece Doğal SİT

koruma statülerinin özellikle kıyılarda çok büyük ölçüde 2’inci ve 3’üncü dereceye indirildiği

ve ülkemizin eşi benzeri olmayan doğal hazinelerinin turizme, betonlaşmaya açılmasının

öngörüldüğü;

2- Ortaya çıkan bu koruma statüleri değişiklik önerilerinin sadece Muğla ve Ayvalık için geçerli

olmadığı, Türkiye’yi 21 bölgeye ayıran ihalelerle bu bilimsel araştırmaların tüm ülkemiz için

gerçekleştirmekte olduğu…

“Nasıl?”

“19.8.2012 tarihli Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Yönetmelik ve 2013 tarihli Doğal

SİT Alanlarının Değerlendirilmesine İlişkin Teknik Esaslar Tebliği uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde “4 Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Doğal SİT Alanları Raporları” hazırlandı.

Şimdilik Muğla ve Ayvalık-Alibey Adası (Cunda)bilimsel raporlarının sonuçlarını biliyoruz. Her ikisi de

ülkemizin doğal cennetleri için bir ölüm fermanı niteliğinde.

Halen Ayvalık Adaları Tabiat Parkı içinde yer alan ve bugüne kadar tamamı 1’inci derece Doğal SİT

Alanı olarak tanımlanan Alibey Adası’nın (Cunda) durumu çarpıcı bir örnek. Yapılan “bilimsel”

araştırmaya göre adanın neredeyse %90’ı ikinci ve üçüncü derece koruma alanına

dönüştürülmektedir; Sürdürülebilir Turizm Tesisleri’ne, Günübirlik Turizm Tesisleri’ne ve yerleşimlere

açılmaktadır.

“Özel firmalara yaptırılan yeni değerlendirmelerin hangi “bilimsel kıstaslara” göre yapıldığı ise

belirtilmediği gibi sonuçları da açıklanmamıştır. Sahip olduğu büyük ve eşsiz doğal zenginliklerle Muğla ili için öngörülen koruma statüleri çok daha büyük bir felaketle karşı karşıya olduğumuzu düşündürmektedir.  Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın değerlendirmesine göre;

- Deniz kıyısında yani Muğla kıyılarının en değerli arazilerinde; 50 bin dönüm 1’inci derece SİT

alanının statüsünü “sürdürülebilir turizme” izin veren 3’üncü dereceye,

- Yine 1’inci derece 12.500 dönüm alanı tamamen koruma alanı dışına ve

- 550 bin dönümü de, 1’inci derece doğal Sit alanı statüsünden 2’inci derece nitelikli koruma

alanı statüsüne, yani günübirlik tesisler adı altında betonlaşmaya dönüştürülebileceği ortaya

çıkmaktadır.

“Kaba bir değerlendirme ile, bu değişim Muğla ilindeki 1 milyon 800 bin dönümlük 1’inci derece SİT

alanının 1/3’ünü içeriyor gibi görünebilir. Ama asıl değerli araziler olan kıyı alanları açısından planlar

incelendiğinde, değerli kıyı arazilerinin neredeyse yarısının betonlaşmaya açıldığı görülmektedir.

“Sayın Milletvekillerimiz”

“Siyasi parti ayrımı olmaksızın ilgili yerel yönetimlerimizin yanı sıra TMMOB, Mimarlar Odası, Türkiye

Kent Konseyleri Platformu gibi pek çok saygın sivil toplum kuruluşu da kaygılarımızı paylaşan

açıklamalar yapıyorlar. Bu bölgelerin mutlak olarak korunması gerektiğine işaret eden, ulusal ve uluslararası yüzlerce bilimsel yayın bulunuyor.

“…bir skandal olarak değerlendiriyoruz”

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırlattığı bu araştırmalarda yer alan ve doğal zenginliklerimizi yok

sayan statü değişikliği önerilerini anlamak ve kabul etmek mümkün görünmüyor. Bunların tümü bir yana, Muğla ili Doğal SİT Alanları araştırmasının kamu çıkarı ihlali yaratabilecek şekilde bir uluslararası gayrı menkul danışmanlığı yatırım şirketine (Enisa Ltd.) ihale edilmiş olmasını

bir skandal olarak değerlendiriyoruz. Ülkemizdeki tüm Doğal SİT Alanları’na ilişkin yapılan diğer 19 araştırmanın sonucu henüz bilinmiyor. Ama ciddi bir kaygı yaratıyor. Bu bilimsel raporlar hakkında, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Sayın Kemalettin Tekinsoy bugüne kadar net bir açıklama yapmadılar.

“Saygın Milletvekillerimizi kendi bölgeleri için yapılan ve kısa süre içinde sonuçları açıklanması

muhtemel “4 Mevsim Bilimsel Temelli Ekolojik Doğal SİT Alanları Bilimsel Araştırmaları” konusunda

uyarmayı bir görev biliyoruz. Ayvalık Tabiat Platformu ve Muğla Çevre Platformu olarak, ülkemizin geleceği için bu konunun takipçisi olmanızı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızdan hala yanıtını alamadığımız bu soruların yanıtını araştırmanızı, kamuoyumuzla paylaşmanızı talep ediyoruz.”

Haber Merkezi 

Yorum