Sağlık Yatırımlarında Adalet

Yarımada Gazetesi 07/09/2017 - 09:49:35 Bu haber 528 kere okundu
Sağlık Yatırımlarında Adalet

Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlemiş olduğu Çanakkale Kocadere Kamp Alanında ki Adalet Kurultayı’nda CHP’nin sağlıkçı milletvekilleri, yöneticileri ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla Sağlıkta Adalet Çalıştayı düzenlendi

29 Ağustos 2017 Tarihinde gerçekleştirilen çalıştay’da “Sağlık Yatırımlarında Adalet” oturumunu Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir yönetirken; panelin raportörlüğünü Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara ve Parti Meclisi Üyesi Gamze Taşçıer yaptı.

Sağlık Yatırımlarında Adalet oturumunda ele alınan konuların bir kısmı katılımcılarca şu şekilde dile getirildi;

Prof. Dr. Dursun Kırbaç

Şehir hastaneleri mıntıka temizliğini ortaya çıkarmış

Şehir hastanelerinde yapılan ihaleler, ihale kanununa tabi değil.  1250 yataklı Erzurum Devlet Hastanesi 193 Milyon TL ye yapılmış ama Adana Şehir Hastanesi 550 yataklı 6084 Milyon dolara ihale edilmiş. Ve bu şehir hastanesini yaparken şehirde benzer o orandaki kapasitedeki hastaneyi de iptal ediyor. Yani o talebi oraya kaydırmaya çalışıyor. Burada ortaya çıkan durum şu gerçekten küresel sermayenin at oynatacağı çok karlı görünen silahtan sonra en karlı görünen bir ortam yaratmak. Kamu hastaneleri çalışmaz hale getiriliyor. Ve Türkiye’de bugün üniversite Hastaneleri artık nerdeyse teslim bayrağını çekip teslim durumuna getirilmiştir

Sağlığın diğer kanayan yarası performans yasası.  Performans yasası tümüyle sağlık eğitim hastanelerinde eğitimi bitirdi. Hiçbir hastanede seminer yapmıyor hekimler. Sağlık her gün kötüye gidiyor. Çapa hastanesi tarih şehrinde bir ada ve bu ada çok büyük rant kapısı. Burada oteller bölgesi yapmak istiyorlar. Aynı şeyi Cerrah Paşa için de yapmak istiyorlar özellikle Arap Mahallesi yapma planları var. Denize nazır olduğu için çok milyon dolarlar kazanacak bir yer. Bu iki proje bizim iki rektörümüzü yedi. Askeri alana Çapa’yı taşıyorlar şimdi . Şehrin çok dışında oraya ulaşmak için İstanbul’da 2 saat gitmen lazım.  Hasta için yapılan bu sistemlerden çıkan tek şey şikâyetler. Sistemin en iyi yanı soruşturmadır, hekime baskıdır, çalışanlara zulümdür. Birçok arkadaşımızda intiharlar oldu. Ve hekim ölümleri bu dönemde en çok arttı.

Sağlık Emekçileri Sendikası

Sağlık hizmetlerine ulaşımda parası olan ile olmayan arasında ayrım oluşması

Toplum sağlığı için öncelikli olan, sağlık hizmetlerinde yatırım yerlerine, tedavi hizmetlerinde sağlık hizmetlerine yönelinesi. Birçok sorunun ve adaletsizliğin temelinde bu yatıyor. Sağlık yatırımda adaletsizliğin başlıklarını sıralarsak Dünya Bankası direktifleri doğrultusunda başlatılan sağlıkta dönüşüm projesi programıyla birlikte sağlık alanın piyasaya açılması ve sağlığın bir mal gibi alınır satılır şekilde değerlendirilip sağlık hizmetlerine ulaşımda parası olan ile olmayan arasında ayrım oluşmasını göz yumularak sosyal devlet anlayışının terk edilmesi. Yaşamın olmazsa olmazı olan temel su gıda ve hava için gerekli düzenleme ve katkıların yapılmaması. Aşığa yatırımın azalması, buna bağlı olarak aşılama faaliyetlerinde de azalmaların yaşanması.  Radika edilen hastalıkların tek tük de olsa tekrar görülmeye başlanması ve bunun bugün hiç dikkate alınmaması bebek ve çocuklar için gerekli yatırımların yapılmaması, ücretsiz süt çocuk yardımlarının komik rakamlarda olması gibi. Her yıl binlerce kadının katledilmesine rağmen bunun engellenmesine yönelik bir yatırımın olmaması. Sağlıkta gericilik ve kadın düşmanlığının artması.

İşçi sağlığı için yatırım yapılmaması, her yıl 1800 ün üzerinde işçi cinayetleri yaşanırken bununla ilgili hep işçi sağlığının ötelenmesi bununla ilgili cezaların yâda yatırımların oluşturulmaması.

Savaşta bir halk sağlığı sorunudur, sağlık için barış şarttır

Ülkemizin etrafı tam bir yangın yerine dönüştüğü halde toplum psikolojisinin düşünülmemektedir.  Savaşta bir halk sağlığı sorunudur. Sağlık için barış şarttır. Savaşı önleyici tedbirler konusunda da Sağlık Bakanlığı’nın görevleri vardır.  Buna rağmen savaşa önleyici tedbirlerin alınmamaktadır. Bölgeler arası sağlık verilerinde farkların konusunda herhangi bir çalışmanın yapılmaması. Atılması gereken bunca adım olmasına rağmen yapboza dönüşmüş plansız yatırımlar bir rant ekonomisi yaratmaktadır. İlaç ve teknoloji yatırımı artarken koruyucu sağlık hizmetleri alanında yeterince yatırım yapılmaması. Emek yoğun bir alan olan sağlık hizmetleri için emekçiler bu ölçüde yatırım yapılaması. Bölgeler arası yatırım farkları sürekli artmaktadır. Bir taraftan özel sağlık kuruluşları teşvik edilirken, kamu yatırımı adına yapılan kamu özel ortaklığı ile sağlık alanlarının ticarileştirilmesi. Kamu özel alanının sağlık alanında yansıması olan şehir hastaneleri projeleriyle kentsel dönüşümün tahrip edici pekiştirilirken diğer taraftan benzer yöntemle hayata geçirilen köprü ve hava limanları projelerinde olduğu gibi yapılan bu yatırımların maliyeti halka fatura edilmekte. Sağlık hizmetlerinin metalaştırılması en temel adaletsizliktir. Bugünkü iktidar sağlık alanında kamu özel ortaklığı modeliyle uygulamaya başladığı 29 farklı ilde hayata geçirilen 38 şehir hastanesi projesiyle sosyal devlet olgusunun sağlıkta tamamen yok etmenin uğraşı içindedir.

Dev Sağlık İş Örgütlenme Uzmanı Erdoğan Demir:

Özel sağlık sektörünün şu anda bir yükselişi söz konusu

Son 13 -15 yılına baktığımız zaman ciddi anlamda özel hastanelerin polikliniklerin sayılarının artışına baktığımızda %300 lere varan sayılar var. Niye bu kadar çabuk yükseldi?  Bu kadar kısa sürede özel sektörün sayısı, polikliniklerin sayısı baktığımızda özel sağlık sektörünün bu 15-20 yılına baktığımızda gelir kaynaklarına baktığımız zaman 1 numaralı gelir kaynakları tabi ki hastaların cebinden çıkan paralar, ama onun dışında özellikle SGK nın yapmış oldukları katılım payları , SGK dan doğrudan aktarılan paralar bunun dışında tamamlayıcı sağlık sigortası dediğimiz yine devletin teşvikiyle artırılan aslında sağlık sigortalarından faydalandırılan özel hastaneler, burada yani devletin teşviki dediğimiz kısım aslında özel hastanelerin hızlı bir şekilde artmasına olanak tanımakta. Bu sağlık yatırımları konusunda aslında dikkat çekmemiz gereken bir konu. Özel hastanelere aktarılan kaynak yerine bunu kendi kamu kaynaklarına aktarsalar halkın yararına, halkın faydasına sağlık çalışanlarının faydasına getirilecek şekilde kullanmak. Bu mümkünken doğrudan özel hastaneleri katılım payı olarak aktarılmakta.  Özel sağlık sektörü açısından çok ciddi anlamda bunun büyüdüğünü ifade ettik. Ama bu büyüme özel hastane sahipleri diye bir dernekleri var bu onlara yetmiyor. Bu dernek son derece kendi içeresinde örgütlü bir dernek bu dernek şuanda şunu söylüyor %200 olan katılım payları yetmiyor. Bu durum devletimize ilerde daha fazla sıkıntılar getirecek bu oranın % 300 lere kadar çıkartılmasını istiyorlar. Buna ilişkin çalışmalar yapılıyor. Bütün açıklamalarını bunun üzerinden yapıyorlar. İlk bu sağlıkta hastalardan aldıkları katkı payı %20 civarındayken bize çok cazip geliyordu daha doğrusu hastalara çok cazip geliyordu. Şuanda % 200 olmuş vaziyette  bu bizim verdiğimiz katkı payı ve bunun % 300 e çıkarılması bir durum şuanda karşımıza çıkmış oluyor.

Sağlık sistemi açısından baktığımız da Türkiye’de zincir hastaneler dediğimiz bir kuşak, bir durum söz konusu. Çok fazla zincir hastane var. Ör 1998 -1999 yılında bir Mahallede Kadıköy de Acıbadem de bir poliklinikken bugün Türkiye de en büyük sağlık kuruluşu olmuş olan bir sağlık yatırımı var. Acıbadem denilen bir olgu var yani Acıbadem bakarak çok değil 97-98 de bir poliklinikken şuanda Türkiye’nin olmadığı ili neredeyse yok. Özel sağlık kuruluşlarını şu anda karlılık oranlarında da ciddi anlamda artışların olduğunu görüyoruz. Çünkü SGK dan o parayı zaten alıyor SGK riski yani o paranın dönme riskini zaten mümkün olduğu kadar azatmış vaziyette. Bu durum özel sağlık sektöründe ki zincir hastaneleri ciddi bir hem rekabet hem bu rekabetle birlikte aslında ciddi bir yayılma durumu söz konusu.

Sağlık Turizmi

Sağlık turizmi diye bahsedilen kavram bizim için önemli. Sağlık turizmi adından da anlaşılacağı üzere bir paket. İçinde tatilde var içerisinde konaklama da var tedavi süresince tedavi kısmı var, ulaşım hizmetleri dahil olmak üzere komple verilen bir paket hizmeti. Sağlık Bakanlığı da Sağlıkta Turizmi önemsediğini Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı kurarak aslında bu konuya ne kadar önem verdiğini ya da Türkiye’deki gelişimi nasıl gördüğünü aslında gösteriyor. Şuanda Türkiye’nin  Dünyadaki sağlık turizmi içerisindeki yaklaşık % 2 civarında yani 110 milyar dolarlık bir paydan Türkiye’nin aldığı pay şuanda % 2. Yaklaşık 10 yıl içinde 250 milyar dolara çıkması yani Dünya ölçeğinde 250 milyar dolarlık bir sağlık turizmin olması ve Türkiye’nin de bu pay içerisinden % 10 yaklaşması gibi çeşitli hedefleri var. 10. kalkınma planı 2014- 2018 Sağlık Turizmi sağlık alanına baktığımız zaman bir numaralı kavramlardan bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Onun için sağlık yatırımlarını, turizm yatırımlarını gene son derece kritik bir halde. Özellikle Türkiye deki sağlık turizminde işleyen durum yurt dışı bağlantılı gerçekleşiyor. Birçok gördüğümüz hastanenin yurt dışında ofisleri var. İnsan tacirliği gibi.

Özel hastanelerdeki yatırımların yaklaşık % 25 oran daha fazlalaşmış olabilir 2013 verileri bunlar yaklaşık % 25 yabancı sermayenin elinde. Sağlık alanı yabancı yatırımcıların gözünü diktiği, piyasalaştığı bir alan olarak , halkın cebinden daha fazla parasını nasıl daha fazla alabilirize yönelik bir çalışma olarak önümüzde. Yabancı sermayenin de ciddi anlamda iştahını kabartan, bu kadar devlet teşvikinin olduğu bir yerde devletçe koruma altına alınmış bir ülkeye yatırım yapmak aslında yabancı sağlık kuruluşlarının da öneminde. Birçok özel hastane birleşiyorlar bu özel hastanelerin kendilerine ait ya da başka üniversite hastanelerine ait durumlar söz konusu.

Yorum