Yaklaşan Seçimler ve Dış Politikadaki Etkilerine Dışarıdan Bir Bakış

Erhan Ayaz 18/04/2023 - 09:20:04

ABD merkezli German Marshall Fonu (GMF), Amerika ve Avrupa arasındaki işbirliğini teşvik etme amaçlı bir Amerikan kamu politikası ve düşünce kuruluşudur. Marshall Planı yardımına kalıcı bir yapı olarak 1972 yılında kurulmuştur ve o zamandan beri demokrasi, insan hakları, dış politika, güvenlik, savunma, ekonomik büyüme ve sürdürülebilirlik ile sosyal meselelere dâhil olma ve uyum gibi geniş yelpazedeki küresel zorluklar üzerinde transatlantik işbirliğini güçlendirmek için çalışmaktadır. GMF politika yapıcılar, sivil toplum aktörleri ve iş liderleri için araştırma, analiz ve ağ oluşturma fırsatları sağlar. Özetle dünya siyasetini araştırma ve geliştirme için de çok önemli bir kurumdur. CHP Genel Başkanı ve 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu gerçekleştirdiği son Washington ziyaretinde German Marshall Fund’u ziyaret etmiştir.

 

İşte bu kurum geçtiğimiz günlerde Türkiye'de yaklaşan seçimleri analiz eden kapsamlı bir makale yayınladı. Ben bu uzun çalışmanın sizler için dış politikayı ilgilendiren bölümünü aktarmak istiyorum. Türkiye'nin gerçekleştireceği önümüzdeki seçimler dünyadan çok dikkatle takip ediliyor.

 

"Türkiye'nin Vizyoner Muhalefeti: Yeni Hükümet ve Politika Oluşturma Yapıları için Bir Öneri" başlıklı Seren Selvin Korkmaz imzalı analizin dış politikayla ilgili bölümleri şu şekilde:

 

“Dış politika konusunda, muhalefet partileri Ortak Politikalar Üzerine Mutabakat Zaptında belirtilen önceliklere uymayı taahhüt etmişlerdir. Bu öncelikle şu şekildedir:

 

  • İç siyasi hesaplara ve ideolojilere dayanmayan bir dış politika benimsemek
  • Uluslararası hukuka saygı göstermek, diyalog ve diplomasinin öncelikli olması
  • Türkiye-AB ilişkilerini güçlendirmek için ilgili kurumlara güvenmek
  • "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesini öne çıkarmak
  • Muhalefet partileri ayrıca anayasa mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını kabul etmeyi ve AB üyeliğini sağlamak için temel AB değerlerine uygun hareket etmeyi taahhüt etmişlerdir. Mutabakat, Amerika Birleşik Devletleri ile kurumsal düzeyde, uygun devlet kurumları aracılığıyla ilişkileri yeniden kurma ve F-35 ortak savaş uçağı programına yeniden katılmak için çalışma taahhüdü de içermektedir. Bu çaba, özellikle Ukrayna'da savaş devam ederken transatlantik ilişkileri iyileştirmeye yardımcı olmak için dış politika oluşturma sürecinde kurumsal rolleri yükseltmeyi amaçlamaktadır. Partiler, iki ülkenin eşitliği temelinde de Rusya ile ilişkileri kurumsal düzeyde sürdürme taahhüdünde de bulunmaktadır.

Mutabakat, ekonomi politikasını eski gücüne geri döndürmek için muhalefet partilerini bağımsız bir merkez bankası sürdürme zorunluluğu altına sokmaktadır.

Muhalefet partileri seçimi kazansalar bile, bu ajandayı tümüyle uygulamaları ilk aşamada gerçekleşmeyebilir. Böyle büyük bir koalisyonun içinde çatlaklar olasıdır. Yine de yeniden kurumsallaşma ve demokratikleşme için atılan önemli adımlar, Türkiye'nin en acil iç ve dış politika sorunlarıyla ilgilenmeye istekli olduğunu göstermektedir. Ancak net olan bir durum transatlantik ilişikler için daha olumlu bir durumu müjdelendiğidir.”

 

Türkiye dış politikada son yıllarda çok karmaşık bir seyrüsefer belirledi. Tabi bu durumun en önemli nedeni dış politikanın kendi mecrası haricinde iç politikadaki gündem içinde değerlendirilmesiydi. Umarım seçim sonrasında daha makul, maliyet analizi sağlam yapılmış bir dış politika güzergâhı belirlenebilir bir zamana geçebiliriz. Keza dış politika ülkenin tüm bireyleri için siyasi parti bagajından bağımsız hayati derecede önemli bir alan…

Şimdiden mutlu bir bayram tatili dilerim.