ÜNAL TÜRKEŞ BU KUBBEDE İNSAN , HOŞ SADA OLARAK DAİMA ANILACAKTIR.

Nabide Kılınç 09/10/2017 - 10:08:25

O gün cenaze töreninde İbrahim Türkeş konuşuyordu. İbrahim ağabey toprağı bol olsun, ruhu şad olsun. Makamlar, ünvanlar gelip geçicidir , Ünal Türkeş bu kubbede insan olarak hoş seda ile daima kalacaktır, anılacaktır diyordu. Muğla Kuvay-ı Milliye’nin vücut bulduğu “Kurtuluş Savaşında Muğla” o güzel eseri ile Kültür tarihine altın harflerle kazınmış yüzyıllar boyu anılacaktır, dedi. Muğla’nın kültür doktoru’dur diyerek uğurluyordu.

Geçen yıl Yücelen’de yatmıştı. Kendisini ziyaret ettik. Ziyaretimizde Hamdi Gürsoy ağabeyimiz vardı. Ünal ağabey Muğla toplumunun dinamik, etkileyici, şefkatli kucaklayıcısı değerinden Hamdi ağabeye ve Yücelen’e teşekkür ediyordu. Muğla’nın tüm değerlerinden söz ediyordu.

Sözü Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde açılacak kütüphanesi ve arşivinden dolayı Başkanımız Dr. Osman Gürün’e getirdi. Ne kadar kıymet veriyordu, tanığım. Açılışı için bir hayli heyecanı büyüktü. Tanıklık edemeyecek belki ama, içten duygu ve düşüncelerini, birikimlerini, teşekkürünü o yaşarken dile getirdi.

Hamdi Gürsoy ağabeyimi bu kez Ünal ağabeyin vefat ettiği gün de başsağlığı için gittiğimiz evinde gördüm, karşılaştım, çok duyguluydu hep olduğu gibi.

Muğla yaşayan bir efsaneyi kaybetti. Ancak o kaybolmadı, sadece vücudu ayrıldı yanımızdan. Ama düşünceleri, duyguları, belleği, arşivi, eserleri bizimle Muğla’ya ebedi hayat verecektir.

O hayatta iken Muğla Sanatseverler derneği olarak “Yaşayan Ustaya Saygı gecesi “ gerçekleştirmiştik, orada bir anı yazılıyordu.

Sevgili eşi Melda Türkeş ablacığım o gecede idi . Hep olduğu gibi bu tarihe gün ve geceye eşlik etmişti..
Melda Türkeş arka sıralarda oturmaktaydı. Ünal Türkeş ağabeyim, Melda neredeydin? Salonda gözlerim seni aradı, durdu diyordu.

Kaç yıllık beraberliğin, bu yolculuğa tanıklık eden beraberliğin, tarihi değil miydi izlenen, yaşayan ustanın.
İşte bu beraberliğin düşürdüğü izlerdir yarınlara, geleceğe hep tarih ve hazine dolu yaşamsal tadıydı.
Şimdi ise yalnızlığa alışamıyorum, Melda ablandan sonra, diyordu. Her ikisi de ışıklar içinde yatsınlar. Sevgiyle daima anılacaklar.

2007 yılıydı. İçimde bir heyecan, bir heyecan. Kütüphanem olarak etkinliğimde “Ünal Türkeş’e Özel Tarih ödülü”nü vermekten büyük gurur duymuştum, huzurluyum.

Benim duygularım bazen hüzün ve bazen sevinçle rüzgarların ince seslerine karışmaktadır. Yöremin o aydın kimliği ile tatarlar sokağından açılan evden, o sevgi dolu komşuluk izleri, anıları bırakılan yerden açılan, pek çok duygu ve düşünce duygularımda yer bulmaktadır..

Yerkesik dağların arasında kesişen, o coğrafyasında yaşadığım bu yaşama tanıklık eden ve “Yerkesik Toplum Yapısı Araştırması”nı sunan yöremin güzel insanı Ünal ağabeyin bu eserini yine yakın sürede tüm izleyenlerine yenilenerek baskısı yapılmalıdır.

Her ne kadar gözlerini Bodrum Turgutreis’te açmış olsa da Yerkesik kökenlidir. Annesi rahmetli Firdevs teyze ve babası emekli başöğretmen Hüsnü amca. Evleri Tatarlar Sokak’ta Yerkesik Kerimoğlu Türküsü evine giden yola da bağlanan yerdedir.

Geniş bir bahçe ve arsa içinde, eski yapı “iki katlı” bir ev. Zeytin bahçesine dek uzanır. Evin girişindeki bahçesinde çiçekler, ağaçlar vardır, bir ömür geçirmişler, “Firdevs teyze ve Hüsnü amca, burada”. Her gün elinde Cumhuriyet Gazetesi evin bahçesinden okuma köşesine geçerek aydınlanmanın ışığını çocukları İbrahim Türkeş’e, Ünal Türkeş’e, Tuğrul Türkeş’e, Ünsal Türkeş’e(Şeker) yansıtmışlardır.

Ağırbaşlılığın ve mütevazi duruşun, iyi komşuluk ilişkilerine yansıyan ışığıyla bakmışlar, komşularına.
Aynı sokakta evimiz var. Firdevs teyze yaşarken hatırını sorduğum günlerde sohbet ettiğim, sohbetinden huzur duyduğum bir büyüğümdü. Nur içinde yatsın.

Bu sokaktan bazen İbrahim Türkeş ağabeyim geçer, bazen de Ünal Türkeş ağabeyim, görüşürüz.
Onlar Yerkesik’in aydınlık duruşlu insanlarıdır.

Yanan meşaledir dedim onun için, Yöremizden yetişmiş büyük bir tarihçiydi. Bir devrin tarihsel belgeseli, canlı tanığı Ünal Türkeş ağabeyim idi. Her biri bulundukları yerde ışıkları ile bir parça ışık, bir parça aydınlık için durmadan çalışmışlar, yıllara tanıklık edecek bir belgeselin izlerini taşıyor o ev.

Zengin tarihi arşivi ile. Prof.Dr Şadan Gökovalı hocam der ki, Muğla yansa küllerinden çıkartır Muğla’yı, Ünal Türkeş dostum diyerek söz etmiştir..

Yaşamın her alanından insanın her parçasından izler düşüren Ünal ağabeyi daima sevgiyle saygıyla. anımsayacağız.Özleyeceğiz.

Aslı ve Atalay’a tüm ailesine, sevenlerine, basın dünyasına , siyasi ve kültür çevresine, dostlarına Muğla ve köylerine dek tekrar başsağlığı dilerim.