Uğurladığımız yılın muhasebesi

CENGİZ BAYSU 30/12/2023 - 08:19:36

Yaşadıkça koca koca yılları geride bıraktığımızı, hayatın olağan seyrini devam ettirdiğini görüyor ve dolayısıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz. Bu yıla ait ümit ve beklentilerimizin belki tamamı, belki bir kısmı gerçekleşti, ama hayalleri hiç gerçekleşemeyenlere rastlamak da mümkündür.
 
2023’te yaşadıklarımız, ömrümüzden bir kesit, bir piyesti. Perde yine kapanıyor, ailemiz, ülkemiz ve tüm insanlık açısından bu sürece ait kazanç ve kayıpların muhasebesini yapmamız gerekiyor. 
 
Bana göre önceki yıllar gibi 2023 yılı da sabıkalıdır. 6 Şubat’ta Türkiye’nin 10 ilinde yaşanan depremler, 15 Mart’ta Şanlıurfa ve Adıyaman’da meydana gelen sel felâketleri, ülkemize kaçarak giren veya bilerek sokulan göçmenler, sığınmacılar, kaçaklar, trafik kazaları ve bitmek bilmeyen kadın cinayetleri birbirlerine poz atarcasına ön sıralara geçmeye çalışıyordu.
 
İç dünyamızda
 
Geride bıraktığımız yıl kadındöverler, hayvanbiçerler, meczuplar, trafik ve düğün magandalarının yılı olmuştur. Aslında benzer acıları yüreklerimizde hissettiğimiz olay sayısı fazladır. Bunlar arasında bizi insanlık camiasında küçük düşüren “kadına karşı uygulanan şiddet ve öldürme olayları” ilk sırada yerini almaktadır. Bu lânet olasıca fiil, Türk insanının dünya uluslarının yüzüne utançlı bir çehreyle bakmasına neden olmaktadır.
 
Tam yeni yıla girmek üzereyken 12 yiğidimizi kaybettik. Terör örgütünün yaptığı bu menfur saldırı gönülleri dağladı, nice ocağı söndürdü. “Kanı yerde kalmayacak” edebiyatı yine gündemdeki yerini aldı.  
Yıllar önce başlatılan mahkeme süreçlerinin ağır hükümlerle son bulduğunu, Fethullahçı terör örgütü eliyle ABD’nin Türkiye üzerinde entrikalar çevirdiğini ve Batı’nın,  ülkemizde demokratik zeminlere yerleşmek için hâlâ çaba sarf etmekte olduğunu görüyoruz. İnsanımız barış ve huzura kavuşmayı ne kadar arzulasa da yeni engellerle karşılaşmaktadır. 
 
Sosyal medya aracılığıyla bilerek veya bilmeyerek kutuplaşmalar arttırılmış, Türkiye aldığı önleyici tedbirler nedeniyle dış dünyanın tenkitlerine maruz kalmıştır. Halen bir sosyal yara olan uyuşturucu madde satışı ve kullanımı, toplumun genç kesiminde ağır tahribata yol açmıştır. Bu girdaba kapılan gençlerin sayısındaki artış polisiye tedbirlerle önlenmeye çalışılmaktadır. 
 
Maden ocaklarımızdaki göçükler, diğer sektörlerdeki iş kazaları ve asansör faciaları adeta otomatiğe bağlanmış gibi seyrini sürdürmüştür. Faili meçhul cinayetler bir bir çözülmüş, faili malum hale getirilmiştir. Terör olayları eski kulvarına dönmeye çalışmaktadır.
 
Dış dünyada
 
“Komşularla sıfır sorun” düsturundan uzaklaşan ve bir süre çetrefilli politika izleyen Türkiye,  gerek komşu gerekse çevre ülkelerle ilişkilerini gözden geçirerek yeniden dostluk anlaşmalarına yönelmiştir.
Kara unsurlarımız, Suriye topraklarında operasyon yapmakta olduğundan Suriye hükümetiyle diplomatik ilişkiler Rusya kanalıyla sürdürülmektedir. ABD ve Almanya dost ve müttefik olduğumuz iki ülkedir. 2023 yılı her iki müttefikimizle diplomatik ve siyasi alanda sıkıntılar yaşadığımız bir yıl olmuştur. Bu sıkıntıların yeni yılda da varlığını sürdürmesi muhtemeldir. 
 
AB’den gördüğü destekle Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz aramalarına girişen ve çıkaracağı ürünlerden tek başına istifade etmek düşüncesini ortaya koyan KRY (Kıbrıs Rum Yönetimi) ile ilişkiler gerginliğini korumaktadır. Her iki toplumun arasında sürdürülen müzakere ve görüşmelerden sonuç alınamamıştır. Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden Trump, bölgenin kendine has sorunları yetmiyormuş gibi İsrail’e büyük avantaj sağlamış, İsrailli yönetim kadrosu ise günlerdir masumların, yetimlerin, yaşlıların, kadınların canını almakta, ele geçirdiklerini zulüm altında inletmektedir. 
 
Önceki yıllardan günümüze taşınan ve yeni yıla devredecek olan olaylar 
 
Gelinen noktadan çıkarılan sonuç şudur ki, her konuda çözüm vardır; ama sürekliliği şüphelidir. Biraz daha irdelenmesi ve çok boyutlu ele alınması gerekmektedir. 
 
Önceki yıllarda Irak ve Suriye topraklarındaki terör örgütü militanlarının eylem sahası daraltılmış olmasına rağmen, büyük müttefikimiz (!) ABD’nin Irak ve Suriye topraklarındaki şer güçlerine büyük ölçüde silah, mühimmat, gece görüş cihazları, askeri araç ve tanksavar silahları göndermesi, olayların daha geniş çaplı bir hal alacağına işarettir. Nitekim Aralık ayının son haftasına girerken verdiğimiz şehitler bunu doğrulamaktadır. 
 
Devletlerin alacağı tedbirler yasaklama, belli noktalara baskın yapma, daha sıkı kontrol etme, elektronik ortamda izleme şeklinde olacak; ancak yetersiz kalacaktır. Şimdiye kadar olduğu gibi her terör örgütünün karşısına yeni bir terör örgütü kurdurularak mücadele yöntemine başvurulmak istenmesi muhtemeldir.
 
Türkiye’nin Batı dünyasıyla bozulan dış ilişkilerinin kısa zamanda düzelmesini beklemek hayal sınırlarını zorlamak olacaktır. İttifak içinde Türkiye’ye karşı duyulan güvenin sarsılmış olması önemli bir faktördür. Bu güvenin yeniden tesisi hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Batı, masaya koyduğu her plan, proje ve anlaşma taslağında rezerv düşünceleri saklı tutacaktır.
 
Yeni yıla bu düşünce ve olgularla giriyoruz. Hepimiz her geçen yıl fiziken yaşlansak da ruhen ve fikren genç kalmayı denemeli, sürdürmeli ve başarmalıyız. Beklentilerimiz elbette sonsuz olacaktır, ama gelin isterseniz bizler o kadar açgözlü davranmayalım da felâketlerden, cinayetlerden, iktisadi krizlerden, sağlıksız günlerden uzak kalmayı dileyelim. 
 
Hayatın ilk elli yılı metin, geri kalanı yorumdur. (Schopenhauer)
 
Bu kadar yazdım, yorumu size bırakıyorum. Bodrum Yarımada gazetesi sahibi ve yöneticileriyle tüm Bod rumluların aile bireylerinin yeni yıllarını kutluyorum. Bütün insanlığın sağlık, esenlik ve huzur içinde kalmasına duacıyım.