Rüsumat’tan Gümrük Muhafaza’ya

CENGİZ BAYSU 05/09/2023 - 09:45:03

    Beni Bodrum ile ilgili araştırma yapmaya iki neden itmiştir. Bunların ilki Datça, Bodrum, Çanakkale ve İstanbul-Büyükdere’de gümrük muhafaza memurluğu yapmış olan rahmetli dedem Şükrü Bey’in hatırası, ikincisi ise kaptan olup Bodrum’a yerleşmiş olan oğlum Sarper’in yaz aylarında bizi buraya çekmiş olmasıdır.

     Dedemizin Cumhuriyet öncesinde devletin gümrük sahasında göreve başlamış olmasının ve Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün bir memuru olarak devam etmesinin aile şeceremizde önemli bir yeri vardır.    

 

Cumhuriyet’in hemen öncesinde gümrük işleri

    Türk Gümrük İdaresi’nin, Anadolu Beyliklerinden Osmanlı İmparatorluğuna, İmparatorluktan Türkiye Cumhuriyeti Devletine kadar gelişerek devam eden uzun bir gelişim öyküsü olduğu bilinmektedir.

    Gümrük memuru yetiştirmek amacıyla 1892 yılında kurulmuş olan Mülkiye mektebinin adı, 1908 yılında adı Rüsumat (Gümrük) Memurları Mektebi olarak değiştirilmiştir. Dedem, 1902 doğumlu olup 1916 yılı Rüşdiye mezunudur. Nevşehir rüşdiye mektebinde “muallim-i evvel” olarak görev ifa etmiştir. Osmanlıca’ya vakıf olması sebebiyle Konya’daki Rüsumat (Gümrük) Mektebi’ne kayıt yaptırmak istemiş, ancak I. Dünya Savaşı içinde olunması nedeniyle okul öğrenime ara vermiştir.     

    1918 yılında asayiş durumu normaldir. 1 Nisan 1919 tarihinde İtalyanlar Bodrum, Marmaris ve Güllük’te telsiz ve telefon hatları kurmuşlar, biz de İstiklâl Harbi boyunca bu hatlardan faydalanmışız... Dedem Şükrü Bey, Datça’da kolcu olarak göreve başlamıştır.

    Cumhuriyet döneminin gümrüklere ilişkin ilk uygulaması ise 1929 yılında yürürlüğe giren 1499 sayılı “Gümrük Tarifesi Kanunu” olmuştur. 30 Aralık 1929 tarihinde, 1909 sayılı Kanunla gümrükler müstakil bir yapı olarak teşkilatlandırılarak Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti kurulmuş, kaçakçılıkla mücadele görev ve yetkisi de bu Vekâlet bünyesine verilmiştir.

    1931 yılında yarı askerî nitelikteki Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı kurulmuştur.[1] Bu Kumandanlık, 1905’te Aydın’da çıkan ayaklanmayı bastırmak için Reji İdaresinin kolcu desteği istediğini göz önünde bulundurarak kolculardan da destek sağlanması yönünde kararlar almış. Daha sonra Çakırcalı Efe’nin tenkili için de kullanılmışlardır.[2] 29 Mart 1932 tarihli ve 1989 sayılı Kanunla, Maliye Vekâletine bağlı olan Tekel İdare ve İşletmeleri de Gümrük ve İnhisarlar Vekâletine bağlanarak teşkilatın kuruluşu tamamlanmıştır.

    Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı 1956’da kaldırılmış ve sivilleşerek Gümrük Muhafaza Müdürlüğü ismini almıştır.

 

Datça-Marmaris-Bodrum

    Bu bölge İtalyan işgaline maruz kalmış olması nedeniyle İtalyanlar tarafından kendi çıkarları doğrultusunda kullanılmıştır. Özellikle balıkçılık alanında edindikleri alışkanlıklar zamanın hükümeti tarafından hoş karşılanmamış ve İtalyan balıkçı kayıklarının Türk karasularına girişlerine engel olunmak istenmiştir. 

    2 Aralık 1917 günü Kalimenos Düyun-ı Umumiye Müdürlüğünden Menteşe Mutasarrıflığına gönderilen bir telgrafta, Bodrum’da büyük arazi ve Anadolu’da gümüş madeni sahibi Kalimenoslu Mişel hakkında bilgi verilmesi istenir.[3]

    1919-1920 yıllarında yönetim ve otorite boşluğu yüzünden Bodrum, Muğla ve çevresinde gasp, soygun, hırsızlık ve tecavüz suçlarında artış görülmüştür. 1919-1921 yılları arasında yaptıkları balıkçılıkla ilgili alışkanlıklarını devam ettirmek isteyen İtalyanlar kıyılarımıza yaklaşmayı sürdürmek istemişler, bir İtalyan balıkçı kayığına ateş açılmıştır.[4] Bodrum Limanağzı’ndaki iki fener Fransızlar tarafından 1922’den önce yaptırılmıştır.

    Meis Adası’nda toplanan firari Rumların Fethiye ve Eşen’e çıkmalarını önlemek için alınacak tedbirlerle ilgili emirler ilgili yerlere gönderilmiş.[5]

    Anadolu topraklarına sızan çete ve eşkıyaların bir kısmı yakalanmış, bir kısmının yeri tespit edildiği halde yakalanmaları konusunda ağır davranılmış, bir kısmının kaçmasına göz yumulmuştur. Kuva-yı Milliye’ye bağlı görünenler hakkında işlem yapılmamış, kendilerini Kuva-yı Milliyeci gösterenler hususunda Kuva-yı Milliye yöneticileri bilgilendirilmiştir.

    1926 yılında Kudüs’teki St Jean tarikat üyelerinin Bodrum şatosunu ziyaret ettiklerine dair belge vardır. Anlaşılıyor ki, İtalyanlar Bodrum ile irtibatlarını bir şekilde devam ettirmek istemişlerdir.[6]

    Muğla bölgesinde meydana gelen deprem özellikle Datça ve Bodrum ilçelerinde büyük hasara yol açmıştır.[7]

 

Takip işi nasıl yapılıyor?

    Bu yıllara ait eserleri ve emirleri okudukça takip işinin nasıl yapıldığı konusunda yaptığım araştırmalardan ve babamın tuttuğu notlardan çıkarttığım hususlar çok ilginçtir.

*Normal devriyeye çıkıldığında yaklaşan tekne görülürse dürbünle izleniyor ve sahile yanaşacağı yer belirleniyor. Telefon tellerine saplama girilerek jandarmaya haber veriliyor

*Birbirini çekemeyen Rumlar ihbar ederse bilgi toplanıyor ve kaçakçılığın yapılacağı gün, yer ve kaçak malın niteliği hakkında bilgi toplanıyor. Bunlar hemen üst makamlara iletiliyor.

*Büyük mal kaçırmak amacıyla başka istikamette küçük tekne ile görüntü verilerek şaşırtma yapılıyor. Bu durum, dürbünle deniz yüzeyinin tamamen taranmasını gerektiriyor.

*Üst makamlardan gelen yazılı emirler olursa, koordine edilecek makamlarla görüşülüyor ve beklemeye geçiliyor.

*Bazı durumlarda ihbar eden kişi de refakate alınarak ilgili bölgeye gidiliyor.

 

Operasyon hazırlıkları

    Kolcu konumundaki kişi, atın üstünde her zaman merkezden aldığı 100 tüfek mermisini, sağlık malzemelerini ve peksimet gibi gıdaları bulunduruyormuş.

    Rasat bilgilerini almayı ihmal etmemek (özellikle sis, gece ise ay ışığını kapatacak kadar bulut, yoğun yağmur, fırtına, karadan denize esinti)) önem arz ediyor. Ayın ışık durumu kuvvetli olduğu zamanlar kaçakçı tekneleri sahili daha iyi görebiliyor ve yanaşma yerlerini belirliyorlar. Yakalanan kaçakçılar çoğunlukla Bodrum Hristiyan mahallesinden Adalara göçen Rumların kendi mallarını istediklerini ve onları almaya geldiklerini söylüyorlarmış.

    I.Dünya Savaşı sırasında Yunan Adaları zaman zaman bombalandığı için güvenlik amacıyla Bodrum deniz fenerleri çalıştırılmıyormuş.

Kaynak: Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)

    Yaşanan olumsuzluklardan biri de içeriden destekçiler vasıtasıyla operasyon bölgesinde telgraf hatlarının kesilmesi, ahşap olan telgraf direkleri civarında yangın çıkarılması oluyormuş. Fırtınalı havalarda meydana gelen kopmalar ise bir başka aksilik olarak ortaya çıkıyor. Telgraf ve telefon hatlarına girilerek sahte bilgi vermek ve şaşırtma yapmak da İstiklâl Harbi yıllarından beri Yunan ve Rum unsurların uyguladıkları bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.

    Limandan hareket ederek kaçakçıların bulunduğu bölgeye giden gambot veya varsa motor botla şifreli haberleşmek ve operasyon bölgesine tekneyi yönlendirmek bizim uyguladığımız yöntemlerden birisi oluyormuş.

 

Bodrum iskele ve gümrük memurlukları

    Bodrum’un başlıca üretimi incir olduğundan ağustos ve eylül aylarında bazı iskelelerde bir memur, bir sekreter ve bir kolcudan oluşan bir gümrük kuruluşu oluşuyormuş. Görevleri Bodrum iskelelerinden adalara giden incir ürününün gümrük vergisini almak ve adalardan gelecek eşyaları gümrüklendirmekmiş.

    Bu aylarda Gümüşlük gümrük memuru Müsgebi köyüne taşınır; Bitez, Karatoprak ve Yalıkavak iskelelerinde yazlık gümrük memurlukları açılırmış.

 

Askerlik ve sonrası

    Dedem Şükrü Bey, 12 Mayıs 1924 İzmir Askerlik Şubesi tarafından Konya Müessesatına K-5 Topçu Mesaha (Yer Ölçme) Bölüğü’ne sevk ve tertip ediliyor. 15 Eylül 1925’te İstanbul Erkân-ı Harbiye Mektebi kadrosuna dahil ediliyor.

    07 Temmuz 1926’da terhis ediliyor. Askerlik sonrası tekrar İzmir’e gidiyor.[8] Ziraat Bankasında memur olarak çalışıyor. Gümrüklerle ilgili ihtiyaç emirleri açıklanınca bildiği işe dönüyor. Ayrıldığı görev yerinden giderek hem kolculuk hem de izine giden personelin yerine memurluk yapacak şekilde ikiz görev veriliyor.

 

Ege Bölgesinde olaylar   

    Ege bölgesinin çok uzun sahillere sahip olması kontrol zafiyeti yarattığı gibi, zenginliği de ağızları sulandıracak bir istek uyandırmıştır. Belki adam kaçırma gibi olaylar olmadıysa da hırsızlık ve eski eser kaçırma gibi olaylar ve İngilizlerin tahrikleri devam edegelmiştir.

     Kuşadası-Kanapiçe Koyu’nda 14 Temmuz 1934 günü meydana gelen ve Başbakan İsmet İnönü’ye arz edilen bir olay vardır. Sisam Adası’nda bulunan İngiliz muhribinden sahillerimize yüzen beş kişi nöbetçi askerlerimiz tarafından uyarılmalarına rağmen yüzmeye devam eder, askerlerimiz ateş açmak zorunda kalınca da yüzenlerden bir kişi hayatını kaybeder. Durumun İsmet İnönü tarafından Gazi Paşa’ya iletildiği gazetelere yansır. Olay sonrasında gelen emirler ilgili memur ve kolcuların daha müteyakkız olmalarını gerektirmiştir.

    Mülteciler zaman zaman Adalar’dan firar ederek Çeşme, Marmaris, Bodrum Gümrük Muhafaza Biliklerine teslim oldukları, beraberlerinde getirdikleri malzemeleri de teslim ettikleri raporlara geçmiştir. Sonraki yıllarda 11 İtalyan subay, 86 Yunan sivil ve bir miktar İngiliz askerinin de iltica ettiği belirtilmiştir.[9]

Dedem, Bodrum’da üç veya beş Ermeni ailesinin bulunduğu Cumhuriyet öncesinde Osmanlı gümrüğünde görev yapmış olan yaşlı bir balyadur[10] ile tanışmış. Bodrum Gümrük Müdürlüğü memurlarından Niyazi Kıvılcım’ın orman yangınlarının söndürülmesinde uçaklardan istifade edilmesi işinin kanunlaştırılması teklifi göz önüne alınmış.[11]

13 Aralık 1983 tarihli ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle, Gümrük ve Tekel Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca görülen hizmetler, Maliye ve Gümrük Bakanlığı ismiyle teşkil edilen Bakanlık nezdinde birleştirilmiştir. Gümrük teşkilatının bu yapısı 1993 yılına kadar sürmüştür.

Yine 1938 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından Bodrum’un imarı için kalenin yıkılarak otel yaptırılması şeklinde bir teklifi olmuştur.[12]

Efendim, e. yarbay Cengiz Baysu… her hafta bir yazıyla karşınızda olacak ve geçmişin izlerinde yürüyeceğim. Bodrum’un antik kentlerindeki gezilerimi, akşam sohbetlerimi, Kos Adası izlenimlerimi, Datça, Foça, Truva, Çanakkale gezi ve tespitlerimi sizlerle paylaşacağım.

Görüşmek üzere!  

 

 

 

 

 

 



[1] Bu kuruluş daha sonra 16.7.1956 tarihinde 6815 Sayılı Kanun’la kaldırılarak; gümrük kapılarıyla gümrük teşkilâtı bulunan hava ve deniz limanlarıyla Marmara Denizi, Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarında ve bu yerlerdeki gümrük bölgelerinde gümrük muhafaza vazifeleriyle, kaçakçılığın men, takip ve tahkik görevleri Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti’ne devredilir. Umum kumandanlık ismi de Gümrük Muhafaza Müdürlüğü olarak sivilleşme sağlanır.

[2] Tarih: H 06.08.1329,      Fon: DH.H.,          Kutu: 14,           Gömlek: 2  Aydın Takip Kumandanı Muavini

Binbaşı Ahmet Bey, tütün kolcularını muhtelif yerlere yerleştirmiş ve vazifelerini listelemiştir.

[3] Tarih: H 17.02.1336,         Fon: DH. ŞFR.                        Kutu: 82,             Gömlek: 8

[4] Tarih: H 30.11.1939,         Fon: 30-10-0-0,                       Kutu: 239,           Gömlek: 611,      Sıra: 40        

[5] Tarih: H 05.09.1337,         Fon: DH. EUM. AYŞ.,           Kutu: 73,             Gömlek: 84

[6] Tarih: M 28.03.1926,        Fon: HR. İM.,                          Kutu: 181,           Gömlek: 47

[7] Tarih: M 09.05.1933,        Fon: 30-10-0-0,                       Kutu: 119,           Gömlek: 838,       Sıra: 17

  (Cumhuriyet Arşivi)

[8]  MSB 19 Kasım 2014 gün ve 45012883-7940-5007-14 Per. Bşk. Arşiv Md. Hiz. Sun ve An. Tas. Ks. Sayılı

    yazısı

[9]  Tarih: M 21.12.1943,      Fon: 30-10-0-0,    Kutu: 55,            Gömlek: 367,      Sıra: 47

[10] Ermenice bir kelime olup gümrüklerde yük bağlayan amele

[11] Tarih: M 18.09.1946,     Fon: 30-1-0-0,      Kutu: 80,            Gömlek: 504,      Sıra: 10

[12] Tarih: M 27.12.1938,        Fon: 30-10-0-0,   Kutu: 81,            Gömlek: 534,      Sıra: 6 (Mareşal Çakmak)