Bilgi Yayınevi tarafından basımı yapılan Romantika, Turgut Özakman’ın, Korkma İnsancık Korkma’dan sonra ikinci romanıdır. Yazarın tüm kitapları birbirinden güzel. Yine şaşırtıcı bir aşkın öyküsünü yazmış. Severek zevkle okudum. Tavsiye ederim. Mutlaka okuyunuz. Gizemli bir aşkın öyküsünü  başarılı bir kurguyla, kıvrak, akıcı ve neşeli bir dille yazmış, yazarımız. Konusuna gelince; Şirin, babasının eski defterindeki notları çözdüğünde yasak bir aşk hikayesiyle karşılaşır. 1960’larda başlayıp 1987’ye kadar gelen notların içinde, Ankara’nın sokaklarından parklarına, çarşılarından çay bahçelerine akan tertemiz bir aşkın izlerini rastlar. Yazar, bir öğretmenle öğrencisinin yasak aşkını anlatırken, aşıkların Ankara masalını da bir ölçüde önümüze seriyor. Kitaptaki aşk öylesine sahici ki, okurken bile iki aşığın kenetlenmiş ellerinden Ankara’nın soğuk kış akşamlarını ısıtan bir sıcaklık yayıldığını hissedebiliyorsunuz. Farklı kuşakların aşkı nasıl farklı algıladığının da vurgulandığı romanda Şirin’in arkadaşı ‘’Biz (60’lılar) hiç olmazsa sevişmeyi biliyorduk. 70’liler savaşmayı, 80’liler bir tuhaf. Galiba ne savaşmayı biliyorlar, ne sevişmeyi’’ diye konuşması da ilgi çekici. Günümüzde belki böylesi aşklara özlem duyuluyor diye de düşünüyorum. Çünkü tutkulu aşklar yaşanmıyor artık. Her şeyde olduğu gibi aşklarda çabuk tüketiliyor ve değeri de bilinmiyor. Pek çok kitabıyla okurların beğenisini kazanan Turgut Özakman’ın saf ve tertemiz bir aşkın anlatıldığı bu romanını en az diğer kitapları kadar, belki onlardan daha fazla seveceksiniz. ‘’ bin yıllık özlemiyle sarılmak istiyorum/ rüyalarımı bile süslemek için’’ diye yazan yazarın romanını okuyunca geçmiş günlerinize dalabilirsiniz. Konusu, kişileri, tekniği, kurgusu ile farklı bir roman.

Romantika’da aşk şiirleri de var :

‘’ dudakları daha kırmızıydı bugün

  gözleri daha büyüktü

  bir sunak kandili gibi yanıyordu yüzü

  heyecandan

   boynu

  mercan bir gerdanlığı süslüyordu

  ne güzelsin

   diye fısıldadım

   hayran  hayran’’