Ölüme koşanlar ruhları şad olsun

Nabide Kılınç 28/04/2020 - 08:51:39

57. ci Alay bir tane kalmadan şehit düşenler. Mustafa Kemal Paşa’nın ünlü emrini verdiği 57. Alay. Anzaklara karşı canlarını inançlarıyla feda edenler.

“Ben Size Taaruzu Değil, Ölmeyi Emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek sürede yerimizi başka birlik ve komutanlar alacaktır”.

Ölüme koşanlar ruhları şad olsun…

Onlar Anadolu’nun yanık bağrındaki aydınlık, pırıl pırıl çocuklar. Büyük Atatürk Mustafa Kemal’in çocukları... Kimisi nişanlısını bırakıp koştu, kimisi anasından koptu, kimisi bebeğini bir daha göremedi, kimisi tıbbiyeli idi çiçeği burnunda.o güzelim yaşında. Hepsi de Çanakkale’ye cepheye koştular.

Çanakkale’ye cepheye koştular...Hepsi de yılmadılar,korkmadılar ölüme sonsuz mutluluğa koştular,şehitler anıtı gibi yükseldiler. ölüme inançla ve ruhla koşanlar. Binlerce şehit huzur içinde yatmakta. Tüm şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliyoruz.

57 ALAY’A SAYGIYLA.

57 alayın sancağı ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Avustralya müzelerinden gelen cevaplar bulunmadığını söylemekte . Muhtemelen son askerin şehit düşmeden önce sancağın düşman kuvvetlerinin eline geçmemesi için yok ettiği yolunda varsayım söz konusudur .

 

57. ci Alay bir tane kalmadan şehit düşenler. Mustafa Kemal Paşa’nın ünlü emrini verdiği 57. Alay. Anzaklara karşı canlarını inançlarıyla feda edenler.

Ürperten o yıllar ve Yarbay Mustafa Kemal... Bir cephe, bir sınır, bir ülke çizmeye kararlı, inançlı idi...

kitapta bir fotoğrafına rastladım. İlk defa gördüğüm bir fotoğrafdı. Bu fotoğraf O’nun bu kurtuluş sürecindeki yalnızlığını simgeliyordu sanki. Omuzlarında, yapacağı tüm işlerin kararını vermiş ve inanmış yükü .

Bitirmiş ve zaferin bir duruşunu simgeliyor, fotoğraf düşünceli, ağır, yorgun...

Gece Çanakkale’de düşmanın içinde ince çizgiye yürüdü. Her karış yerinde coğrafyayı ve toprağını incelemekle geçirdi. O  hiç uyumadı. Mehmetçiği, askeri uyumadı . Hiç korkmadı. Hiç yorulmadı... Eşsiz büyük komutan Yarbay Mustafa Kemal’in ardından yürüdü, savaştı burun buruna çarpıştı ve ölüme koştu...

Düşman askerlerinin komutanları savaş tarihinin en büyük yenilgisini tatmışlardır.

Çanakkale savaşlarında ünlü komutanların savaştığı tarihi yarımada, yıl 1930. Fransızlar Çanakkale’de bıraktıkları ölüleri için Morto koyuna bakan bir tepede bir anıt yaptırmışlardır.

Açılış töreni için Fransa’dan yüzlerce insan gelmiştir, 3 vapur dolusu ziyaretçi içinden General Guro çıkar.

Guro Mehmet Çavuş anıtını da ziyaret eder; tek bacağı üstünde saygı duruşunda bulunan General etrafındakilere dönerek şunları söyler;

 

“Bir sabah Türklerle süngü savaşına başlamıştık. Çarpışma akşam geç vakte kadar devam etti. Ortalık kararınca Türklerle anlaşma yapmak mecburiyetinde kaldık. Çok sayıda ölü ve yaralı dar bir alana yığılıp kalmıştı. Bizim askerler sedyelerle harp sahasına çıktıkları zaman, ben de aralarına katılmıştım. Gözümün takıldığı bir manzara ile aniden irkildim. Bu muhteşem tablodaki Türk askeri kendi yaralarına yerden aldığı toprakları bastırıyor, kucağındaki yaralı asker için ise gömleğini yırtıp onun yarasını sarmaya uğraşıyordu.

Efendiler; Bu kahramanın kucağındaki yaralı kimdi biliyor musunuz?

Sözlerinin burasında sakat generalin bağıran sesi kesilir, derin bir iç çekerek adeta fısıldar.

“Efendiler; Türk askerinin kucağındaki bir Fransız askeriydi...

Generalin sesiyle birlikte gücü tükenmiş yere çöküvermişti. Ağladı, ağladı...

Düşmanına bile böyle bir muameleyi yapabilen kahramanın kalbindeki inanca bugün ne kadar muhtacız değil mi...?”

Mustafa Kemal Paşa “Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geriye gitmek yoktur.

Uyku ve dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım”

Hamilton bütün gerçeği İngiltere Harbiye Başkanlığı’na; Niçin geriye çekildiğimizi soruyorsunuz, bütün gerçeği tüm açıklığı ile size bildirmek isterim.

Çok cesur muharebe eden, en iyi sevk ve idare edilen asil Türk ordusunun ve Yarbay Mustafa Kemal gibi dahi bir komutanın karşısında bulunuyoruz. Bunu hiçbir zaman unutmayalım” diyerek Çanakkale savaşlarındaki gerçeği açıklar.

Hüseyin Avni, Ezineli Yahya Çavuş daha niceleri...Yüzbaşı  Hasan bey ismini koyduğu kızı Didar’ı hiç görmez.

Didar hanım 82 yaşında İstanbul’da vefat eder.

Ezineli Yahya Çavuş.

19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal Paşa 24 Nisan 1915 günü bütün birliklerle karaya ayak basacak her işgalci düşman askerlerinin yok edilmesi emrini verdi.

25 Nisan 1915 sabahı düşman savaş gemileri Ertuğrul Koyu'na tonlarca bomba yağdırdı. 26. Alay'ın 3. Taburu bu bölgeyi koruyordu.

Tabur Komutanı Mahmut Bey ile Asteğmen Hüseyin Bey'in şehadeti üzerine komuta Ezineli Yahya Çavuş'un eline geçti. Yahya Çavuş Galiçya ve Balkan Savaşı'na katılmış 28 yaşında cesur bir asker sağ kalan 67 arkadaşı ile siperlerde mevzilenmiştir.

Albien ve River gemilerinden şafakla beraber karaya çıkmaya başlayan 3000 düşman askerini Ertuğrul Koyu'nun sularına gömmüş, deniz 50. mt ye kadar kızıla boyanmıştır.

48 saat düşmanın binlerce top mermisi ve askerine karşı kıyı ve siperleri korumuştur.

Düşman bir tümen bildiği Türk Birliği'ni Yahya Çavuş'u siperlerinde 62 kahraman ve şehidin cesedi ile karşılaşınca hayretler içinde kalmıştır.

Yahya Çavuş, kopan bacağını tüfeğinin kayışı ile bağlamış olarak diğer beş arkadaşı ile birlikte Alçı Tepesi eteklerinde 27 Nisan 1915 günü şehadet mertebesine ermiştir. Yüce kahramanları minnetle anıyoruz.

Bir Devrin battığı yerdeyiz. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözünün yazıldığı yerde.

Binlerce Mehmetçiğin vatan için kalbinin attığı yerde, Çanakkale’deyiz.

Bu savaşta,  tıbbıyeli öğrenciler de vardı. Çiçeği burnunda, yaşları on yedi, on sekiz ,diğer Mehmetçikler gibi.

Onlar da o güzel düşleriyle ve özgürlük ateşiyle bembeyaz cennete, ölüme kavuştular. En yüksek duyguya eriştiler, şehit oldular. Ama hiç uyumadılar, eğer bir dakika uyusalardı bir ömür, bir yüzyıl bir daha uyanmayacaktı Yüce Türk Milleti.

Seyit Onbaşı Askerliğinin 6.yılında Gelibolu mecidiye bataryasında topçu eri iken, Queen Elizabeth, Ocean zırhlılarının açtığı ateş sonucu açılan çukura baş aşağı beline kadar gömülmüş, yanındaki sıhhiye eri Onu bacaklarından çekerek kurtarmıştır. O sırada bataryada bir tane top ve bir-kaç topçu eri kalmıştır. Topun mermiyi kaldıracak vinci isabet aldığı için parçalanmıştır. Bunun üzerine mermiyi arkadaşı Niğdeli Ali’nin yardımıyla sırtlamış ve bu şekilde topun altı basamağına çıkarak mermiyi topa sürmüş ve ateşlemiştir. Ocean zırhlısına isabet ederek gemiyi batırmıştır.

Çanakkale’ye cepheye koştular...Hepsi de yılmadılar, korkmadılar ölüme sonsuz mutluluğa koştular, şehitler anıtı gibi yükseldiler. Ölüme inançla ve ruhla koşanlar. Binlerce şehit huzur içinde yatmakta.

Şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliyoruz.

Düşman askerlerinin komutanları savaş tarihinin en büyük yenilgisini tatmışlar. Çanakkale’de Mehmetçiklerin direnişleri kırılmamıştır.

Mustafa Kemal Paşa’nın “Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geriye gitmek yoktur.

 Uyku ve dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım” inanıcını Türk askerlerine ve ruhlarına işlediği büyük bir kuvvet olan yüz binlerce şehit olan Türk askerleri Çanakkale’yi ve tarihi altın yaldızlarla yazmışlar büyük bir millet Türk’ün bağrından çıkıp gelmiştir.

Çanakkale titreten destan, dünyanın en büyük savaşlarından bir tanesi. Çanakkale’ye her üç veya dört yılda tekrar gitmek ve gezmek gerekiyor.

Nasıl yok olur düşünceler de söyler misiniz her metre karesine düşen şehitlerle var olan vatan. Bir titreyiş Çanakkale, bir ürperiş. Siperlerde geçen 1915 yılı. 8.5 ay Yıl 1916’ya vurur. Siperler arası mesafe neredeyse hiç kalmamıştır, kıpırdasalar ateş açılır. Karşı cephelerden hiç susmayan toplar, makineli tüfekler, son derece modern silahlar. Zırhlılar denizi, askerler karayı kuşatmış. İlle geçilecek Boğaz Çanakkale, Marmara’ya açılacak sular İstanbul’a çıkacak İngiltere ve himayesindeki askerler.

Denizi ve toprağı birbirine karışmış barut, ateş, kan ve ölenlerin kokusu birbirine karışmış Çanakkale. Yarımada bir avuç, sallanıyor. Boğaz geçilince bütün bir vatana açılacak kapılar.

Mustafa Kemal Paşa Limon Van Sanders’ten tüm bölüklerin askerlerini ister emrine, geçirmeyecektir düşmanı, kararlıdır.

Mehmetçikler 15, 18, 20, 22 yaşlarında gencecik. Kendilerine söylenenleri ve emirleri dikkatle dinlerler ve ölüme koşarlar.

Mustafa Kemal Paşa’nın ünlü emrini verdiği 57. Alay. Anzaklara karşı canlarını inançlarıyla feda edenler.

Çanakkale her Türk’ün, dünya devletlerinden her yurttaşın yüzlerce yıl akın edeceği, atalarının vatan kalbinin attığı, çarpıştığı yerdir.

Siperdekiler kendinden önce ölenleri görüyor. Bir kaç dakika sonra kendisinin öleceğini biliyor, kimisi kelimey-i şehadet getiriyor. Bilenler kuran okuyor. Muharebeyi kazandıran bu yüksek ruhtur, demektedir büyük Mustafa Kemal Atatürk.

Çanakkale’ye cepheye koştular...Hepsi de yılmadılar, korkmadılar ölüme sonsuz mutluluğa koştular, Şehitler Anıtı gibi yükseldiler. ölüme inançla ve ruhla koşanlar.

 Binlerce şehit huzur içinde yatmakta. Tüm şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliyoruz

57. ci Alay bir tane kalmadan şehit düşenler. Mustafa Kemal Paşa’nın ünlü emrini verdiği 57. Alay. Anzaklara karşı canlarını inançlarıyla feda edenler.

“Ben Size Taaruzu Değil, Ölmeyi Emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek sürede yerimizi başka birlik ve komutanlar alacaktır”.

Ölüme koşanlar ruhları şad olsun…