'Çedes!'

GÜLDEN SÖKELİOĞLU 22/09/2023 - 09:17:59

       MEB(Milli Eğitim Bakanlığı), DİB( Diyanet İşleri Başkanlığı) ve GSB( Gençlik ve Spor Bakanlığı) arasında imzalanan " Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum(ÇEDES)" projesi kapsamında  "manevi danışman olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanları ve Kur'an Kursu Hoca'ları, MEB okullarındaki öğrencilere

"değerler eğitimi" verecek.

       'Çedes' kapsamında İzmir ve Eskişehir, pilot bölge olarak seçildi. Eğitim İş, İzmir'deki 842 okula, 'manevi danışman' olarak imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri ve Kur'an kursu öğreticisi gönderileceğini kaydetti.

       Eğitim- Sen, tarafından 17 şehirde ÇEDES protestoları gerçekleştirildi.

       ÇEDES protokolüne göre projenin amacı, öğrencileri " bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı; milli, ahlâkî, insanî, manevi ve kültürel değerlere" göre yetiştirmek.

       2021 yılında imzalanan 'ÇEDES' protokolünde yalnızca ortaokullar ve ilkokullar proje kapsamındayken, 2023 yılında imzalanan ek protokol ile erken yaştaki ilkokul öğrencileri dahil tüm öğrencileri kapsamına almıştır.

       Veli- Der Genel Başkanı Ömer Yılmaz, laiklik ilkesine aykırı bu uygulamayı kabul etmediklerini belirterek şunları söyledi:

" Pedagojiden uzak insanların çocukların dünyasında büyük hayal kırıklıkları yaratacağını düşünüyoruz. Biliyoruz ki bu okul dışı etkinlikleri genellikle cemaat mensupları yürütecek.Bu tür yapıların okullarda çocuklarla bir araya gelmesini istemiyoruz.

       İmamları okullara devşirerek, öğretmenlere haksızlık yapılmasını kabul etmiyoruz. Biz, çocuklarımızı okullarda öğretmenlere emanet ediyoruz.Tüm gerekli eğitimleri öğretmenlerden alabileceklerine inanıyoruz."

       Eğitim İş ve Eğitim-Sen, 'ÇEDES' protokolünün iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açtı.

       Eğitim İş, ÇEDES'in hem kanunla belirlenen bir uygulama olmaması hem de laik ve bilimsel eğitimle tezat olması bakımından Anayasa'nın 42. maddesine aykırı olduğunu savunuyor.

       Eğitim İş, "Anayasa'ya göre eğitim işi, ÇEDES'te yapıldığı üzere o işin uzmanı olan öğretmenlerden alınıp imamlara verilemez" diyor.

       Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay,

"Cennet, cehennem, günah, sevap... Bunlar pedagojik eğitim almamış kişiler tarafından işlenecek konular değil. Kaldı ki değerler bir bütündür ve bu eğitimi pedagojik eğitim almış öğretmenler verir.

       Dışarıda atanmayı bekleyen öğretmenler varken neden imamı kullanıyorsunuz? Biz öğretmenler, camiye gidip matematik anlatıyor muyuz? İmamın yeri camidir, okullar da öğretmenlerin iş yeridir.

       Herkes kendi işini yapsın. MEB, eğitim görevini sürekli ya derneklere ve vakıflara ya da Diyanet'e devrediyor."

(1)

          *

       Senaryosunu Gani Müjde'nin yazdığı, başrolünü Perran Kutman'ın oynadığı 'Hayat Bilgisi' dizisini 2003 yılı boyunca hepimiz çok severek izledik. 

Afet Öğretmen'e( Perran Kutman) öğrencileri,

"Hoca'm" deyince

"Hoca, camide, öğretmen okulda" derdi.

       Aradan 20 yıl geçti...Ve...

Hoca, hem camide hem de okulda oldu.

 

       Önceki yıllarda ilk ve ortaöğretim kurumlarında , Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi vardı. Bu derste öğretmen, öğrencilerine hem dinleri ve özelliklerini hem de ahlâklı ve erdemli bireylerin özelliklerini anlatırdı. Şimdi ise sadece Din Kültürü dersi var. Dürüst olmak, yalan söylememek, hırsızlık yapmamak, namuslu olmak, zor durumda olanlara yardım etmek, adaletli olmak, iftira atmamak, hak yememek, büyüklere saygı  duymak gibi ahlâki değerlerin verilmesi  ailede başlar, okulda geliştirilirdi.

 

       İmam, vaiz ve Kur'an Kursu Hoca'ları öğrencilere hangi değerleri verecek?

       Yaz tatillerinde aileler, çocuklarını camiye Kur'an Kursu'na gönderiyor ve dini eğitim aldırıyor.

 

       Geleceğin büyükleri olan çocuklara bilimsel eğitim, güzel sanatlar ve spor eğitimi verilmesi gerekirken

'günah', 'sevap', 'cennet', 'cehennem', 'ölüm', 'şeytan', 'melek', gibi soyut kavramlarla çocukların zihinleri doldurulacak... Hatta Atatürk'e hakaret eden nesiller yetiştirilecek.

       Ayrıca okullarda 'Değerler Eğitimi'ni veren kişiler, derslere fes, takke, sarık, cübbe, sakal ve şalvar ile girdiği zaman hem laik eğitime hem de kılık kıyafet kanununa aykırı davranılmış olunmayacak mı?

 

       Gelecekte İran ya da Afganistan olmamak için; veliler, öğretmenler ve Türk Milleti olarak laiklik ilkesine, kendi milli değerlerimize, örf ve adetlerimize sahip çıkmalıyız.

 

       Türk Ulusu'nu esaretten kurtaran, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 3 Mart 1924'de kabul ettiği '3 Devrim Yasası'na (1- Şeriyye ve Evkaf ve Erkân-Harbiye Umumiye Vekaletleri kalırılmış, yerine Diyanet İşleri Başkanlığı; Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Başkanlığı kurulmuştur. 2- Tevhid-i Tedrisat Kanunu/ Öğretimin Birliği- Medreseler kaldırılmış, yerli ve yabancı bütün okullar MEB' na bağlanmış; laik, bilimsel Cumhuriyet eğitimi benimsenmiştir. 3- Halifelik makamı, Cumhuriyet  rejimi ile bağdaşmadığı için kaldırılmıştır.) sahip çıkmalı ve korumalıyız.

 

       Bu konuda başta CHP olmak üzere tüm muhalefet partilerinin, öğrencilerimizin geleceğine ipotek koyan 'ÇEDES' projesine karşı çıkması ve Türk Milleti'ne önderlik etmesi gerekmektedir.

 

Kaynak:

(1)-bbc.com- Fundanur Öztürk