BODRUM'A ERKENDEN DOLUŞAN, SEVGİLİ YAZLIKÇI DOSTLARIMIZ SİZ OKUYUN.

(Bu bizim seçimimizdi)

 

Bundan tam 32 gün önceydi, İstanbulda çalışıp, yaşayan  biricik kızım Ekin'imi aradım, dedim ki;

 

"Kızım Ekin, bu coronavirüs işi patladı, patlayacak, eğer patlarsa da, İstanbul'da patlayacak, güzel kızım bırak şu İstanbul'u, kapat evini, gel Bodrum'a evimize, sağnak gelsin, geçsin yine dönersin" dedim.

 

Ekinim güzel kızım dedi ki;

 

"Canım babacım, çok iyi bir fikir, gelir, hem dinlenir, hem sizin eliniz ayağınız olurum, olası karantina günlerinde de, yanınızda olurum, buna benim de çok ihtiyacım var, lâkin babacım istesem de gelemem, gelmemeliyim babacım" dedi.

 

Şaşırdım kaldım, dedim ki,

"neden gelemezmişsin kızım, hayır mı, bilmediğimiz bir durum mu var?" dedim,

 

Ekinim güzel kızım dedi ki;

 

"Canım babacım, ben gencim, ben burada başımın çaresine bakabilirim, benim burde çevrem geniş, siz beni düşünmeyin, sizler ise 70 yaşındasınız, ben buralarda  bir bulaş almışsam ki mümkündür, getirip size bulaştırabilirim, bu da sizin ölümünüz olabilir, ben o zaman kahrımdan ölürüm, yapamam babacım⁸ ısrar etmeyin, gelmemeliyim" dedi.

 

Daha ısrar ettiysem de,

 

"yapamam baba, böyle bir sorumluluğun altına giremem, İstanbul'da kalmalıyım" dedi ve konuyu kapattık.

 

Şimdilerde onun aklı bizde, bizim aklımız onda, günlerimiz böyle geçiyor. 

 

Ama bence de bu en doğru karar oldu, bugün, İstanbul'da bulaş (vaka) yaygınlığından da görüldüğü gibi, en doğrusu, benim kızımın, bizi de ikna ettiği, "Bodrum'a gelmeme" kararı olsa gerek.

 

Ben kızımla gurur duyuyorum, o bizi, bizim onu düşündüğümüzden daha çok düşünüyor, ona çok inanıyor, çok güveniyorum.

 

Dilerim, en doğru kararı almışızdır, biz ailecek bilme ve gerklerine tapar gibi inanır ve uyarız.

 

İstanbul'dan yazlıklarina gelenler, bunu esas siz bilin istedim.

 

Elbette herkes bizim gibi davranmak zorunda değil, seyahat kısıtlaması yoksa, siz de evlerinize geliyorsanız, bize, anca kaygılı yutkunmak düşer.

 

Hoşgeldiniz, sefa geldiniz, bizimkisi, bir gün "ah keşke" dememek içindi.

 

Dilerim bu saatten sonra, hiç olmazsa, #EvdeKalın ki, olası İstanbul'dan getirmiş olabileceğiz o "şeyi", katlayarak eklemeyelim.

 

#SevgiyleKalın.

#EvdeKalın.

Dilerim bu sıkıcı, bu gereksiz konudaki, son yazım olsun.