Bir Karşılaştırma

CENGİZ BAYSU 10/10/2023 - 09:14:34

 Tarih, tekerrürden ibarettir, derler. Bizlerin bu tekrar eden olaylardan, durumlardan ders çıkarması ve geleceğimizi buna göre inşa etmesi gerekir. Savaşlar da, milli bütünlüğümüzü korumak gerektiğini bir kez daha anlamamız için ibretlik olaylardır. 
    
Dünya menfaat üzerine kurulmuş… Milletler din, mezhep ve inanç farkı gözetmeksizin en küçük menfaatlerini bile kesinkes koruyor ve korumakta da kararlı görünüyor. Örneklerini Kıbrıs Barış Harekâtı’nda, İngiltere’nin kilometrelerce uzaklıktaki Falkland Adalarına yaptığı Atlantik ötesi harekâtta, Irak’ın Kuveyt’e saldırmasında ve ABD’nin her iki Körfez Harekâtı’nda, Vietnam’da ve Afganistan’da görmüştük. Suudî Arabistan’ın Mısır ile ekonomik anlaşmalar imzalamasının ardından Tiran ve Sanafir Adalarının mülkiyeti ve aidiyeti kime ait olduğu da farklı bir olaydır.
 
Falkland Adaları ve sorunun başlaması
    Güney Atlantik’te Arjantin’in Güneydoğu kıyılarında bulunan Falkland Adaları, Doğu ve Batı Falkland olmak üzere ikisi büyük; 700’den fazla küçük adacıktan oluşan bir yerdir. Doğu ve Batı Falkland adı verilen iki büyük adanın arasında Falkland Boğazı denilen bir kanal bulunur. Bu kanal stratejik bir öneme sahiptir.
    
19 Mart 1982 günü Falkland Adaları yakınında bulunan Güney Georgia Adası’na çıkan Arjantin kuvvetleri adayı ele geçirmiştir. Savaş, 2 Nisan 1982 günü Falkland Adaları’na sıçrayınca Büyük Britanya, harp filosunu bölgeye yollamış ve 6 hafta sürecek savaşa girmiştir. İngiltere önce kendi kamuoyunu bilinçlendirmiş, ABD ve Fransa’dan lojistik ve ikmal, BM ve AET’den diplomatik destek sağlamıştır. Savaşta İngiltere’nin kaybı 255, Arjantin ise 650’dir.
 
İngiltere savaşı nasıl kazandı?
    
4 Mayıs Salı 1982 günü Arjantin’e ait iki “Super Etendart” savaş uçağından Falkland Adalarına doğru yol alan İngiliz savaş gemilerine birer Exocet füzesi atılmıştı. Füzelerden biri İngiliz destroyeri Sheffield’i vurmuş ve gemiyi batırmıştı. Savaşın sonraki günlerinde İngiltere 4 gemi, 2 fırkateyn, 1 yük gemisi ve 1 destroyer daha kaybetmişti.
    
ngiliz Silahlı Kuvvetlerinde Exocetlerin gemilerden atılan modeli olan MM-38 bulunmakta; ancak Arjantin’de bulunan uçaklardan atılan AM-39 modeli bulunmamaktaydı. Üstelik İngilizler AM-39’ların teknik özelliklerini de bilmiyordu.
    
Fransız hükümeti, Arjantinlilerin kullandıkları Fransız yapımı Exocet füzelerinin teknik özelliklerini ve kodlarını İngilizlere vermiş, Arjantin’e füze satışına ambargo koymuştu. Ayrıca Peru’ya satma kararı aldıkları füzelerin de Peru üzerinden Arjantin’e geçebileceği kaygısıyla satışını durdurmuşlardı.  
   
 İngilizler, Exoceti hedefe götüren radar frekanslarını elektronik ortamda karıştırarak füzenin güdüm sisteminin bozmak ve füzenin hedefe gitmesi önlemek suretiyle karşı tedbirleri uyguladılar. Bu noktadan itibaren savaşın kaderi değişmiş ve İngiltere bu savaşı kazanmıştı.
 
***                         ***                         ***
Kıbrıs’ın stratejik önemi
    
Mezopotamya petrolünün yanı sıra Kafkas petrolünün de dünya pazarlarına ulaştırılmasında Doğu Akdeniz’in –ve tabii ki Kıbrıs’ın- önemi artmıştır. Kıbrıs; Suriye, İsrail ve Mısır kıyılarıyla Süveyş Kanalı’nı kontrol edebildiği için bölge ülkeleri açısından da önemlidir.
 
1974 Harekâtı sırasında siyasi gelişmeler
 
    Kıbrıs’ta Sampsons darbesinin olmasıyla siyasal ve diplomatik temaslar başlatılmış, askeri hazırlıklara geçilmişti.  1964 yılından beri hazırlanan ve sürekli güncellenen ve planlar uygulamaya konulmuştu. 
 
    Görevlendirilen birlikler, sefer görev yerlerine intikale başlamışlardı. Muharebe destek birlikleri ise Mersin-Taşucu bölgesinde yığınaklanmaya geçmişti.  Deniz ve Hava Kuvvetleri bir yandan savaş hazırlıklarını yürütüyor, bir yandan da Mersin-Taşucu- Kıbrıs üçgeni ve civarında keşif ve devriye harekâtını sürdürüyordu.
    Türk ordusu güneyde Kıbrıs’a karşı hazırlanırken, batıda olası bir Yunan saldırısına karşı önlem alıyordu. Trakya’daki kolordu birlikleri Yunan sınırına hareket etmiş, Batı Anadolu’daki Ege ordusu sefer görev yerine geçmişti. Donanma, Ege ve Akdeniz’e açılmış, bazı sivil gemiler ordu emrine alınmıştı…
 
20 Temmuz 1974 
    Türk heyetinin olumlu bir sonuç elde edemeden Londra’dan dönüşünden sonra Genelkurmay’da yapılan toplantıda hazırlıklar yeniden gözden geçirilmiştir. Ordu, daha önce de kararlaştırıldığı gibi 20 Temmuz 1974 Cumartesi sabahı harekâta hazırdır. 
 
    Türk çıkartma filosu 19 Temmuz sabahı saat 11.30'da Mersin’den Girne’nin batısına doğru hareket etmiştir.  Altı adet boş Türk ticaret gemisinden oluşan sahte çıkarma filosu ise Magosa’ya doğru yol almıştı. 
 
    Savaşı gerektirecek durumun baş göstermesi nedeniyle Ankara, İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Adana, İçel ve Hatay’da 20 Temmuz sabah saat 07.00’den itibaren bir ay süreyle, anayasanın 12. maddesi hükmüne dayanarak sıkıyönetim ilan edilmiştir… 
 
… Bu harekâtta TSK, eski teknoloji ürünü, hasarlı olup onarım görmüş ve müttefiklerinden siyasi, ekonomik ve diplomatik destek yerine elektronik karıştırma ve tacizlere maruz kalmıştır. TSK, tamamen kendi imkân ve kabiliyetleriyle, esaslı keşif ve incelemelerle ve taktik aldatma hareketleriyle Ada’ya çıkmıştır. 1976 yılında ilk görev yerim Van’ın Erciş kazasında idi. O dönemdeki cip, sırt telsizi, M-1 piyade tüfekleri, ateşleme özürlü roketatarları görünce bir savaşa girmeyiz dilerim, diye dualar etmiştim.
    Dolayısıyla üç kuvvetin ortak harekâtı sonucunda Ada’ya başarıyla çıkılması ve bugünkü sınırlara sahip olunmasını her zaman takdir ederim…   
 
Sonuç olarak Türkiye açısından Kıbrıs 
    Bölge devleti olan Türkiye, Doğu Akdeniz’i kontrol etmek ve bu denetimden kendisine avantajlar çıkarmak zorundadır. 
 
*Güney bölgemizde yeni yapılan Anadolu-Kıbrıs su boru hattının emniyeti, 
 
*Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı ve buralardaki dolum ve boşaltım tesislerinin güvenliği,
 
*İSDEMİR tesisleri ve liman güvenliği ve 
 
*Yeni inşa edilecek olan nükleer santralin güvenliği bakımından Türkiye, Kıbrıs’ı kontrol altında bulundurmak zorundadır. Ayrıca Ada’da yaşayan Türklerin Türkiye’den beslenmesi, Kıbrıs’taki kolordunun ikmal ve iaşesinin de Türkiye’den yapılıyor olması bu hassasiyeti daha da arttırıyor.  
    
Falkland Adalarında hâkimiyet tesis etme mücadelesini iyi etüt etmeliyiz. Geçmişte yaşadıklarımıza göz atacak olursak;
 
1.İngiltere, Falkland Adalarına büyük bir Amerikan yardımı ve desteğiyle gitmiş ve savaşı kazanmıştır. Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında dost ve müttefikimiz ABD, Hava Kuvvetlerimizin kullandığı uçakların parçalarını vermemiştir. 
 
2.Güneydoğu Anadolu’da teröristleri izleyip inlerinde vurma amacıyla aldığımız Heron’ları İsrail’in az sayıda ve istemeye istemeye vermiş, teknik özelliklerinden tümüyle istifade etmemizi engelleyerek kısıtlamalar koymuştur. 
 
3.Leopard tanklarını teröristlere karşı kullanmamıza rağmen Almanya’nın NATO planları dışında bu tankları kullandığımızı gerekçe göstererek İç Güvenlik Harekâtında kullanamayacağımızı belirtmesi ve karşı çıkması gibi hususları gayet iyi hatırlarız.
Bugün ABD’den alacağımız son model uçaklar, Rusya’dan aldığımız S-400 füzeleri gibi teknoloji ürünlerinin yerini yeni modellerle yapmaya çalışıyoruz. Yerli üretim harp silah, araç ve gereçleriyle bugün gururluyuz. Geçişteki olaylar önümüzdedir…