100’üncü yılını kutladığımız Cumhuriyet Bayramı’nı halkımızın olağanüstü ilgi ve desteğiyle bambaşka bir tatla yaşadık. Ben Ankara’da bulunduğum yıllarda her hafta sonunda bütün aile fertlerimle Anıtkabir ziyaretine gider, Cumhuriyet Bayramı akşamlarında resepsiyonlara katılırdım. Bu resepsiyonlar kutlamaların yanında ast rütbede veya mevkidekiler için öğrenme yerleriydi. 

 

Konular 

**Protokol kurallarının (selamlama, takdim saygılı konuşma, öncelikler) öğrenildiği,

**Askerler için mesdress (mesdress), siviller için smokin kıyafet, hanımlar için uzun etek,

**Törenlerde tören üniformasıyla gidilir, sivil zevat koyu renk elbise,

**Kokteyl ve yemeklerde masa düzeni, yemek sırası, enstrümantal fon müziği,

**İllerde Cumhuriyet baloları… şeklinde sıralanabilir.

 

    Bu etkinliklere ülkemizin ve dünyanın önde gelen devlet adamları, büyükelçiler, konsoloslar, askeri ataşeler ile sivil ve asker camianın emeklileri de katılır, milli heyecan ve duygusal bütünleşme sağlanırdı. Saç tıraşından, elbise ütüsüne, aksesuardan ayakkabının yüzünün kırışıksız, yeni ve temiz oluşuna kadar titizlik gerekirdi. Aşırılıklar hemen dikkat çekerdi. Şimdilerde geçen tören kıtalarını, öğrencilerin bayrak gruplarını, asil öğretmenlerimizi izlerken heyecan duyuyor ve gözlerim yaşarıyordu.

    Bizler, törenlere davet edilen gazilerimize hürmetkâr davranır, anlattıklarını dinlerdik. O insanlar çektikleri yokluklara ve çilelere rağmen canlarını dişlerine takarak verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştıklarını anlatırlardı. Bu seremoninin tamamlayıcıları eşlerimiz de tecrübe kazanır, bilgi sahibi olurlardı. Gece mutlaka fener alayı yapılır, çocuklar askerlerin yanında yürür ve resim çektirirlerdi. 

 

Cumhuriyet kutlamaları

    Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında tertiplenen çeşitli etkinlikler, yurdun dört bir yanında halkımıza sunulmaktadır. Müzikal alanda marş besteleme çalışmalarıyla başlayan aktiviteler, resim, tiyatro, yontu, gazete yazıları, kitaplar, arşiv araştırmaları, okulların ve askeri birliklerin gösterileri, sergiler ve minyatür çalışmaları gibi alanlarda da yer bulmaktadır. 

 

Alıntıdır

 

Atatürk’ün Onuncu Yıl Konuşması, siyasi vasiyeti yapısındadır. El yazılı aslının beşinci sayfasında anlatmak istediklerini şu cümlelerle tamamlamıştı. 

 

“… Bugün aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküyü tam bir bütünlükle yürütmekte olan Türk milleti az zamanda bütün medeni âleme büyük millet olduğunu bir kere daha tanıtacaktır. Ne mutlu Türk’üm diyene!”  Devamında ise şöyle yazar.

 

“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve kabiliyeti bundan sonraki inkişaf ile âtinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerimin hakikat olduğu gün senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur:

 

Beni hatırlayınız!”

 

“Türk milleti

 

Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını daha büyük şerefler, saadetler, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türk’üm diyene!”

 

Bu söylediklerimin hakikat olduğu gün senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur

 

Beni hatırlayınız!”

 

Cümlelerini eliyle çizmiştir. Hazırladığı konuşmayı eski genel sekreteri ve Maarif Vekili Hikmet Bayur’dan okumasını istemiştir. Bayur, gösterdiği hedefler gerçekleştiğinde kendisinin hatırlanması şartının eninde sonunda mukadder veda’ı düşündürdüğünü, milletini bu emsalsiz bayramda Cumhuriyeti kendisine kazandırmış evlâdının ayrılış hüznü ile dertlendirmemesini istemiştir. Atatürk, bu düşünceyi dinleyince tereddüt etmiş, sonra gülümseyerek kendisine;

 

“İleride bu tavsiyeden nadim olmamanı temenni ederim” demiş ve burada gördüğünüz gibi çizmiştir.  (Cemal Kutay,  Atatürk Olmasaydı) 

 

Büyük Atatürk, bugünleri gördün de mi “Beni hatırlayınız!” dedin. Sen ve bugünleri hazırlayan silah arkadaşların nurlar içinde yatın! Müsterih olun! Bütün şehitlerimizi, gazi olup sonradan hayatlarını yitirenleri minnetle ve saygıyla anıyoruz.  Bazı siyasiler kontrolsüz şekilde ileri geri konuşup sana dil uzatıyorlarsa da cehaletlerine ver, milletin büyük çoğunluğunun sana sevgisi büyüktür.