İVRİZ KÖY ENSTİTÜSÜ KÜLTÜREL MİRASIMIZDIR, ONURUMUZDUR…

Prof. Dr. Kemal Kocabaş 12/03/2020 - 07:47:55

Bu yıl tüm ülkede Köy Enstitülerinin 80. Kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. Köy Enstitüleri kuruluşlarının 80. yılında ve tamamen kapatılışlarının 66. yılında günümüze ışık saçmaya, esin kaynağı olmaya devam ediyor. Köy Enstitüleri; laik-bilimsel eğitim, nitelikli eğitim sistemi, pozitif ayrımcı öğrenci kabul koşulları, uygulamalı eğitim, demokratik sanat eğitimi, zanaat dersleri, balıkçılık, kooperatifçilik dersleri, halk oyunları ve halk kültürü, kitap okuma tartışma saatleri, demokratik eğitim, yarattığı algı gibi pek çok pencereden ele alınıp incelenebilir. Tüm bunlar dışında “enstitü yerleşkeleri ve yapımı, öğrenci emeği” enstitüler ile ilgili değerlendirmelerde özel bir öneme sahiptir.


 

Köy Enstitüleri, yerleşkelerinin yerleri büyük oranda İlköğretim Genel İsmail Hakkı Tonguç’un öngörüleri ve gözlemleriyle saptanmıştır. Önce mimari proje yarışması açılmış ve sonra mimarlara enstitünün kurulacağı yerde bir süre kalması zorunlu tutulmuştur. Yer seçiminde demiryollarından ve ören yerlerinden yararlanmayı temel alarak doğa ve çevreye uyumlu, tarım işlerine elverişli araziler özellikle seçilmiştir. Köy Enstitüleri, sadece öğretmen yetiştiren değil, köye yarayan meslek erbabını da yetiştirmeyi de hedef aldığı ve ülke gereksinmelerini temel alan uygulamalı, işlevsel bir öneme sahiptir.

 

İvriz ile ilgili ilk resmi yazışma 9 Ağustos 1941 tarihlidir. Maarif Vekili Hasan-Ali Yücel imzasıyla Konya Valiliğine yazılan yazıda ”3803 sayılı kanuna tevfikan vilayetinizin Ereğli kazasına yakın İvriz yolu üzerinde Durlas ve Gaybi köyleri civarında İvriz Köy Enstitüsü açılması uygun görülmüştür” denilmektedir. Ayrıca yazıda enstitü için bin dönümlük arazinin istimlak edileceği ve bu anlamda Ereğli Mal Müdürlüğüne 3 bin liranın gönderildiği ifade edilerek bunun için bakanlık müfettişi Hayrullah Örs’ün görevlendirildiği belirtiliyordu. İvriz Köy Enstitüsünün kurucu müdürü Recep Gürel ve daha sonraki müdürü Safa Güner’dir. İvriz Köy Enstitüsü’nün temeli 11 Kasım 1941 tarihinde geçici olarak Ereğli’nin Zanapa bucağında tamamlanmamış yatılı bölge okulunda açılır. Bu binanın eksikliklerini Düziçi Köy Enstitüsünden gelen imece ekibi tamamlar. Kurucu müdür bu durumu “İvriz, kardeş enstitü Düziçi Köy Enstitüsü çocuklarının kucaklarında doğmuştur denebilir” diyerek ifade eder. Daha sonraki süreçlerde “Akçadağ, Düziçi, Çifteler, Pazarören ve Kızılçullu” Köy Enstitüsü öğrencileri İvriz imecesine emeklerini katarlar. Kızılçullu Köy Enstitülü Yıllar kitabını hazırlarken yaptığım söyleşilerde, demirci, marangoz, yapıcı gruplarından yaklaşık seksen Kızılçullulu öğrencinin trenle İvriz’e giderek bir ay içinde İvriz’de yaptıkları binaların öyküleriyle karşılaşmıştım. Köy Enstitüleri imece okullarıydı ve her enstitü diğer enstitülerden gelen öğrenci gruplarının emeği ve usta öğreticilerinin yönlendirmesiyle yapılmıştır.


 

Öğrenci ve öğretmenler Zanapa bucağından 7 kilometre uzakta bulunan enstitünün kurulduğu 2500 dönümlük yere sabah gidip akşam dönmek suretiyle 20 Haziran 1942 tarihine kadar yerleşme hazırlığı yapmışlardır. Kültür, tarım ve teknik çalışmalar 26 Haziran 1942 tarihinde baraka ve çadırlarda başlanmış ve hızla sürdürülmüştür. İlk etapta öğretmenler, imece ekipleri ve İvrizli öğrenciler beş bina yaparak Zanapa’dan taşınmayı sağlamışlardır. 14 Temmuz 1943 tarihinde sonlandırılan mimari proje yarışması sonucu İvriz Köy Enstitüsü yerleşkesi için mimarlar Prof.Dr. Mukbil Gökdoğan, Eyüp Kömürcüoğlu ve Necip Uzman’ın projeleri kabul edilmiş ve bu projeye göre enstitüye 73 bina, 8 oyun yeri yapılma öngörüsüyle vaziyet planı hazırlanmıştır. İvriz Köy Enstitüsü ilk etapta Konya ve Nİğde’den öğrenciler almıştır. İvriz Eğitim Dergisinde dönemin müdürü Safa Güner “İvriz Çıkarken” başlıklı yazısında İvriz algısını “Bir Köy Enstitüsünün adı olarak anılan İvriz, hayallerimizde daha zengin, canlı ve dinamik kıymetler uyandırıyor. Enstitü adı olarak İvriz sözü, kültür yuvası, insan mayası, ülkü anıtı…gibi sözlerin his ve heyecanlarını birlikte taşımaktadır” ifadeleriyle tanımlamaktadır. İvriz Köy Enstitüsünün ilk öğrencilerinden Mehmet Karaman ise ilk günleri “Niğde ve Konya illerinin köylerinden birer birer gelerek kavilleşmişcesine Zanapa’da birikmiştik. Zanapa köyü, Ereğli düzlüğünün Toroslar’a sokulduğu yerde on, on beş dağ köyünün toplanmış olduğu bir bucak. İşte biz bu bucağın yarım kalmış bir ilkokul binasını barınarak edinerek kendimize tutunmaya çalıştık ilk kez. İvriz Köy Enstitüsünün sonraki kuşakları, okullarının bu yerde, zor koşullar altında kurulduğunu hiç bilmezler” diyerek anlatır. İvriz İmecesinin pek çok eğitim kahramanı vardır. Bunlardan biri de Çifteler, Aksu, Pulur ve İvriz’de öğretmenlik yapan Hamit Özmenek’tir. Yeniden İmece dergimizin yazarı, dostumuz Varlık Özmenek’in sevgili babası. Yıllar sonra Varlık Özmenek çocukluğunu yaşadığı İvriz’i “Dünyanın bütün masallarında keşfedilmeyi bekleyen hazineler vardır. Sonsuz. İvrizleri anlatacak diller… İvriz, bir kent filizlenmeseydi binbir renk cümbüşlü. Gaybiler… Sarıcalar… Dedeköyler… Durlazlar…Tont Zanapalar… niceleri. Güzelim köyler, güngörmüş köylülerin koynunda gerçekleşmeye başlayan hayalleri: Kent Yerleşkesi” ifadeleriyle tanıklığını aktarır.


 

1941 yılında başlayan İvriz Köy Enstitüsü imecesi 1954 yılına kadar sürer. İvriz, Toros’ların eteğinde bir aydınlanma, uygarlık merkezi olarak işlev görür ve o bölgedeki yoksul köy çocuklarının eğitim hakkı olur. 1954 yılında İvriz Köy Enstitüsü İvriz İlköğretmen Okuluna dönüştürülür. Kapatanlara rağmen İvriz’de enstitü rüzgarları hep eser. Yerleşke ve öğretmenler o kültürü ilköğretmen okuluna taşırlar 1976 yılına kadar. 1976 yılında İvriz Öğretmen Lisesi adını alan okul parasız, yatılı doğasıyla Köy Enstitüleri kültürünün kırıntılarıyla bile olsa kendini var eder. 2014 yılında da 299 Anadolu Öğretmen lisesi toplum mühendisliği ve imam hatiplerin önünü açma adına kapatılır. İvriz Anadolu Öğretmen Lisesi yerine İvriz Sosyal Bilimler Lisesi açılır. Yerleşkenin kurumsallaşmış kültürü yok edilmeye çalışılır.


 

2019 Aralık ayında telefonumda İvriz çıkışlı gazeteci Hasan Can Öğretmen vardı. İvriz Köy Enstitüsü yerleşkesinin yok edilmek istendiği, arazisinin birilerine peşkeş çekileceğini, okulun boşaltıldığını, derneğin bu konuda kamuoyuna bir açıklama yapması talebini dile getiren çığlığını duyduk. 31 Ocak 2020 tarihinde Sözcü gazetesinde “Köy Enstitü arazisine göz koyuldu” başlıklı yazı ile Saygı Öztürk İvriz sürecini kamuoyuna sundu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya da konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı.


 

İvriz Köy Enstitüsü deyince Recep Gürel, Safa Güner, Hamit Özmenek ve yüzlerce öğretmen, Mahmut Makal, Süleyman Ege, Mevlüt Kaplan, Hacı Angı, Dündar Aydoğdu Prof.Dr.Ayşe Baysal, Mustafa Üstündağ, Prof.Dr.Ali Uçan, Prof.Dr. Hasan Pekmezci gibi binlerce öğrenci ve onların emekleri aklımıza gelir. Öğrenci emeği ile yapılan Köy Enstitüleri yerleşkeleri halkındır ve bir kültürel mirastır. Bu kurumlardan binlerce öğrenci Cumhuriyet Işığını Anadolu’ya taşımışlardır. İvriz’deki vandallık diğer enstitü yerleşkelerinde de yaşanmaktadır. Bazı yerleşkelerde mezun öğrencilerin okullarında 16 Mart-17 Nisan kutlamalarına bile günümüzün egemenleri izin vermemektedir. YKKED olarak bizleri var eden okullarımıza, yerleşkelerimize sahip çıkıyoruz. Köy Enstitülü öğrencilerin 1940’lı yıllarda emekleriyle ürettikleri bu uygarlık merkezlerinin yok edilmek istenmesine itirazımız vardır. Bu yerleşkelerin restore edilerek parasız-yatılı Anadolu Öğretmen Liselerinin bu yerleşkelerde tekrar açılmasını özellikle Öğretmen Okullarının 172. Kuruluş yıldönümünde ve Köy Enstitülerinin kuruluşunun 80. Yılında talep ediyoruz. 15 Mart 2020 Pazar günü dostlarımızla beraber İvriz’de olacağız ve emeğe saygı duymayan bu anlayışa hayır diyeceğiz ve İvriz Işığını yakanları selamlayacağız…