“İslam’i Metafizik düşünce Hiristiyan’lığa Tesettür giydirir mi?”

Erdil Ünsal 05/10/2017 - 10:43:48

ABD ve AB de Hiristiyan’ların şu sıralar Müslümanlar gibi kendi tebaasından olanları bir İŞİD bir Boko Haram  terörizm örgütlerini taşeron kullanarak birbirini öldürdüklerini itaat ve biat ve beyin yıkama ile canlı bomba terorist yetiştirdiklerini duymadım.  İslam’i terorizmde itaat ve biat etme kuvvetli ioldukça ve Arap sermayesi kurumları satın aldıkça  AB ülkelerinin terorizm sorunlarını silah gücü ile halletmesinin mümkün olamayacağı tehlikesi ortada.

ABD de Trump zencilerin sağlık fonundan faydalanmalarına karşı çıkmakta. Göçmen çocuklarının ABD de kalmasını istememekte. Meksika’ya duvar çekerek yabancı istemiyor. Porto Rico’lulara ABD vatandaşı değilmiş gibi fırtına sonu yardımdan kaçınıyor. Bütün bunlar ABD de zenci ve göçmen yaşlı AB de de göçmen doğum oranlarını geometrik artamakta ve 2042 yılında siyah ırk nüfusunun ABD ve AB de beyazları geçeceği varsayılmaktadır. 

Aradan  1400 sene geçiyor, dile kolay tam 14 asır. Ama Müslümanlar, birbirlerini öldürme ve İslami terorizmi yayma ve Yaratıcı’nın tek olduğu dışında bir konuda asla anlaşamıyor. Hiristiyan İtalya 400 sene önce yaptıkları Rönesans reformundan sonra sanatta ve ekonomide taş üstüne taş koyamadılar.  Hiristiyanların 1400 yıldır bağnazca inandıkları bir peygamberleri yok.IŞID leri de yok. Ama, silah sanayilerini ayakta tutmak bakımından  IŞID ve Boko Haram Sunni İslami terorizmini taşeron kullandıklarının kuvvetle muhtemel olduğu belirtiliyor.

Avrupa Birliği'nde en fazla Müslümanın Almanya'da Fransa’da olduğu gözlemleniyor. 2014'da Almanya'da 5 milyon 800 bin yani Almanya nüfusunun yüzde 5,8'nin, Müslüman olduğu hesaplandı. Eylül 2017  seçimlerinde Almanya da ırkçı parti % 16 oy aldı. 3. parti durumuna yükseldi. Fransa'da 4 milyon 700 bin yani nüfusun yüzde 7,5'i Müslümanlardan oluşuyor. Fransa başkanı Macron işçi haklarında kısıtlamaya gidiyor. AB de çoğu göçmen nüfus tedirgin ve sokaklarda namaz kılanların sayısı gittikçe artmakta. AB, Yunanistan, İtalya ve İspanya’nın AB den ayrılma ve İspanya’da Katalan’ların bağımsızlık için referendum girişimi ile kendi içerisinde bölünmeme mücadelesi vermesi,İslami terorizme cesaret vermektedir.

İslam’ın Metafizik düşünce yapısını taşıyan, Bengladeş, Suriye, Afgan gibi göçmenlerin zengin Arap ülkelerine değil de, AB ülkelerine göç etmesi tamamen çelişki taşımak yanında, bilinçli bir yayılma da içermektedir. Beğenmediği suçladığı Hiristiyan AB ülkelerine kendi dininden olan Suriye ve Afgan göçmenlerinin sığınmasını seyretmesi ise ayrı bir aymazlık olmaktadır. Ama, Arap’lar çok hususta hassas olmadıkları gibi, bunu da “fıtratımızda varmış” a bağlıyacakları kesin. 
Avrupa Birliği ülkelerinin, bu zamana kadar çalıştırmak için aldığı yabancı işçilerden nasıl kurtulacağını düşünürken, şimdilik 6 milyon Suriye, Afgan mültecilerinden büyük çoğunluğu barındırmasının getireceği sorunları görmek zor olmayacak. 
2011 yılı Ekim ayında, ABD nin Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir demografik çalışmada dünyada yaklaşık 2 milyar Müslüman insan yaşamaktadır. 2042 yılında Avrupa’nın yüzde 10’nun Müslüman olacağı öngörülüyor.  Le Figaro'da yer alan habere göre, Müslüman nüfus Avrupa Birliği'nde her on yılda bir yüzde 1 oranında artıyor. Bu nüfus 1990'da yüzde 4'tü. Şu anda yaklaşık olarak yüzde 6 ve 2042 yılında Avrupa nüfusunun yüzde 10'den fazlası Müslüman olacak. Avrupa kıtasında İslam inancına bağlı olanlar diğer dinlere oranla daha genç. Avrupa'da yaş ortalaması 40. Avrupa'da yaşayan Müslüman'ların yaş ortalaması 32 olmasına karşılık, Hıristiyan'ların yaş ortalaması 42, hiçbir dine mensup olmayanların yaş ortalaması 37.
2030'da dünya nüfusu içindeki Müslümanların oranının yüzde 26,4'e çıkacağı varsayılıyor. Bugün, Müslüman nüfus, Asya-Pasifik bölümünde yüzde 60, Orta Doğu’da yüzde 20 görünmektedir. Şimdilik AB ye göçün büyük çoğunluğu Suriye,Irak ve Afganistan’dan gelmesine karşın, Asya-Pasifik ülkelerinden işgalci bir Müslüman göçünün olacağının belirtileri şimdiden belli. Arena kurup gladyatör döğüştürerek, insanları arslanlara parçalatan bir Roma İmparator’luğundan sonra Ortadoğu’da mistik Müslüman düşünceleri kaşınarak bir Sunni-Şhi mezhepsel ölümleri yaşanmaktadır. Şimdiye kadar 1980-88 arası 8 yıl süren İran-Irak savaşı dahil 3 milyondan fazla Müslümanın birbirini katletmesi söz konusudur. 
. “..Haç’da izdihamdan ölümleri,maden kazasından ölümleri şehit oldu, ölüm fıtratında vardı. Göç etmeye kalkmasalardı denizde boğulmayacaklardı gibi “Roma arenasında gladyatörlere ve arslanlara parçalatılan insanların ölüsü üzerinden bir “kutsama” adeti olduğunu okuduğum tarihi kitaplarda rastlamadım. “Arena’ya gelmeselerdi, arslanlara yem olmayacaklardı” gibi bir yanlışı doğruya çevirme “kutsama” beyanını Roma İmparatoru’nun ağzından duyanınız var mı?.
Roma’da o zamanlar tv ve medya olsaydı, şehit ailesini tv lere çıkarıp, iktidara biat ettiğini reklam eden bir Roma’lı yönetici olur muydu? Bence olurdu. İnsanın bu menfaat düşkünlüğünün, iktidara yaranma eğiliminin asırlardır değişmediğini görmekteyiz. Muhakkak ki insanın insana yardım etmesi, ülkelerin göç kabul etmesi güzel bir şey. Ancak, Globalizm’in (kürselleşme)yarattığı maddiyatçı batı ülkeleri düşüncesi ile, Arap göçünün AB de doğuracağı İslami metafizik düşünce çatışmasının AB ülkelerini zora sokacağı da açıktır.