Dünya siyasi tarihini incelediğimizde aslında kentlerin önemini kolaylıkla anlarız. Bir bakıma dünya tarihi kentlerin tarihidir. Dünyalar güzeli kent Viyana, Avrupa tarihi için en önemli dönemeçlerden biri olan Viyana Kongresine adını vermiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasına dünya sahnesine çıkan Avrupa Topluluğu/Birliği tarihi için en önemli anlaşmaları inceler, kronolojik olarak sıralarsak 6 harika Avrupa şehrini görürüz: Paris, Roma, Maastricht, Amsterdam, Nice ve Lizbon, AB Antlaşmalarına adlarını vermişlerdir. Sembolik olarak kentlerin önemini anlatmak isteğimi giriş bölümünde hatırlatmak isterim ki, dünyanın yaşadığı tüm küresel krizlerin sonrasında kentlerin ve yerelliğin önemi hep artmıştır. Covid-19 Pandemisi de bu gerçekliği yeniden bizlere hatırlattı.
Ne yazık ki 21. yüzyıl küresel terör, bölgesel savaşlar, çatışmalar, göç, küresel ısınma ve küresel salgınlar gibi sorunlarla başladı. Bu açıdan kentlerimizin karşılaştıkları problemler birbirine çok benzer. Dolayısıyla benzer sorunların çözümlerine ortak yaklaşımları sağlayacak dış ilişkiler ağları yaratmak ve mevcutlara dahil olmak artık bir zorunluluk demek mümkün.
Şu günlerde yaşadığımız Covid-19 salgının yarattığı en benzer sorun ise dünyada turizmin neredeyse durma noktasına gelmesi oldu. İşte turizmin yaşadığı bu büyük ve ortak soruna, yine ortak yanıtlar aramak için yaratılan her uluslararası etkinlik ve organizasyondan maksimum fayda sağlamak ana amaç olmalıdır. Bu noktada 2 Haziran 2020 tarihinde yine bu köşede sizlerle paylaştığım bir yazımda kent diplomasisi kavramının önemine binaen şu satırları yazmıştım:
“Günümüzde kentler ve yarattıkları marka ile katma değer ülkeleri kadar değerlidir ki artık kent markası yaratmak bu açıdan çok önemli bir süreç. New York, Londra, Los Angeles, Paris, Milano, Barselona farklı alanlarda birer marka haline geldiler. Tabi bu kolay ve hızlıca yaratılan bir markalaşma süreci değil. Örneğin Barselona’nın küresel bir marka şehir olmasının temelleri 1992 Olimpiyat Oyunları’nın bu şehirde düzenlenmesiyle başlar. Tüm bu süreçte birçok farklı alanla birlikte en önemli faaliyet alanı kent diplomasisinin öneminin fark edilmesiyle olmuştur. Kent markası yaratma ve birer cazibe merkezi oluşturmada yerel diplomasi çok önemlidir. Ayrıca günümüzün sorunları olan küresel ısınma, küresel salgınlar göç, sürdürebilir kalkınma, akıllı şehirler, terör, radikalleşme gibi alanlar için ortak çözüm platformları ve finansman kaynakları yaratılması için kent diplomasisi çok önemlidir. Yerel yöneticiler, belediye başkanları, ticaret odası başkanları özellikle Covid-19 sürecinin normalleşmesiyle birlikte çok vahşi bir rekabet ortamında bulacakları şehirlerine gerekli kaynağı, yatırımı ve turizm gelirini kent diplomasi yöntemleri sayesinde daha başarıyla sağlayabilirler. Ayrıca gerekli ve ilgili uluslararası kuruluşlara üye olmak, uluslararası etkinlikler düzenlemek de kent diplomasinin yönetiminde başarı için çok ama çok önemlidir.
Dünyada birçok kent ve marka değeri ülkelerinin önüne geçmektedir. Günümüz bilgi ve teknoloji çağında kentlerimizin sorunlarını “yerel” kalarak çözmenin ve kentlerimizi geliştirmenin imkânı yok. Dünyanın en yaşanabilir kentleri listesinde göreceğiniz yegâne konulardan biri bu kentlerin kapılarını siyasi, iktisadi ve sosyal olarak modern dünyaya açmalıdır. Günümüzde küresel kentlerin ekonomik ve siyasi önemi neredeyse adlarıyla özdeşleşmiş, birçoğu alanlarında birer dünya markası kent olmuşlardır. Örneğin Viyana müziğin başkenti, Floransa sanatın başkenti, San Francisco teknolojinin başkenti, Milano modanın başkenti, Londra dünya finans merkezi, Los Angeles sinemanın merkezi, Oslo küresel ve bölgesel çatışmaların çözüm merkezi vb. şehirler farklı tanımlamalara tabi olurlar ki listeyi de uzatmak mümkündür. Kuşkusuz bu örneklerin temel nedeni bahsi geçen şehirlerin “yerel” ile “küresel” gerçekleri uyumlaştırmış yapılarıdır. Kent diplomasisi faaliyet alanlarını belirli bir strateji içerisinde çeşitlendirmeden kent markası yaratmak mümkün değildir.
Kent diplomasisi açısından doğrudan dış yatırımların kente gelişi, turizm gelirlerinin artması, yürütülen projeler için finans kaynaklarını çeşitlendirilmesi ve ve iklim krizi ile çevre sorunlarına ortak yanıtlar aramak çok önemli paradigmalardan akla ilk gelenler. Bu anlamda dışişleri, ticaret, çevre, kültür ve turizmi ilgilendiren bakanlıklarla iletişimi sağlayacak, devamlılığı olan mekanizmalar üzerinde fazlasıyla düşünmeliyiz
Uluslararası alanda bir kent markası yaratmak ve bunun neticesinde dış yatırımlar çekmek, turizmi geliştirmek, ticareti arttırmak, spor, kültür ve eğitim alanlarını katma değer sağlayan alanlara çevirmek kent diplomasisi faaliyetlerinin başlıca sebepleri arasındadır. Ayrıca yerel diplomasi stratejileri ve faaliyetlerinin ne amaçla oluşturulduğu ilgili kentin sakinlerine de anlatılmalıdır. Bu açıdan özetle kent diplomasinin ekonomik katkıları, küresel sorunlara ortak çözümler getirmesi, kentin ihtiyacı olan projelere finansman sağlaması, ticaretin ve turizmin çeşitlenmesi ile gelişmesi, belirli alanlarda tecrübe paylaşımı gibi faydaları kent sakinlerine stratejik iletişim metotları kullanılarak aktarılmalıdır.
Konunun literatür kısmını uzatmak mümkün. Ancak yukarıdaki analizin ardından Bodrum’da düzenlenmiş olan Küresel Turizm Forumu ve benzeri etkinlikleri bu açıdan değerlendirmek konuyu analiz etmek açısından sadece bir düzlemden dışarı çıkılmasına fayda sağlayabilir. Tabi ki konunun doğa ile uyumlu bir turizm ekosistemi, çevre, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, iklim krizi, digital dönüşüm, kültürel miras, kırılgan grupların hakları vb. alanlara entegre çalışılması gerekliliği çok önemli ve ayrı bir yazı konusu. Önümüzdeki yazımda bu konuları naçizane değerlendirmeğe çalışacağım. Ancak yerelin yaşadığı sorunları küresel tartışmalar içerisinde yönetmek, kentlerin öneminin her geçen gün arttığı bugünlerde değerlendirilmesi gereken önemli bir husus olabilir.