YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU HAZIRLIK SINIFI

Prof. Dr. Kemal Kocabaş 05/10/2017 - 08:25:06

23 Eylül 2017 günü İstanbul’da yapılacak “Laik-Bilimsel Eğitim Platformu” (LABEP) İstanbul paneli için bir gün öncesinden İstanbul’daydım. 1972 yılında Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık sınıfında beraber olduğumuz arkadaşlar Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezinde bir yemek düzenlemişlerdi. Sabiha Gökçen Havaalanına uçak biraz geç inmişti. Yaklaşık bir saatlik gecikmeyle aralarındaydım. 45 yıl sonra yan yana gelmek, sarılmak, geçmiş yılları, günü ve geleceği konuşmak harikaydı.
 
Buluşmayı hazırlık sınıfına Sivas İlköğretmen Okulundan gelen Çetin Kaya ve Akçadağ İlköğretmen Okulundan gelen Gazi Duvarcı arkadaşlarım organize etmişlerdi. Adana’dan, Ankara’dan gelen arkadaşlarımızla birlikte on kişiydik. Arkadaşlarım çok iyi yere gelmişler, yaşamda başarıyı yakalamışlardı. Geç saatlere kadar onlarla “Köy Enstitülerini, Öğretmen Okullarını, Yüksek Öğretmen Okulu”nu ve 1972 hazırlık sınıfını ve günümüzün eğitim sistemini, öğretmen yetiştirmeyi konuştuk. Kültürel, nostaljik, bizleri çoğaltan buluşma gece bir çorbacıda son buldu. Sevgili Çetin Kaya arkadaşımın kurduğu ve katılımcı sayısının 50’ye ulaştığı canlı-aktif bir WhatsApp grubu ile oluşan bu beraberlik eğitim tarihimizin sayfalarında kalmış özgün bir öğretmen yetiştirme modelinin topluma tekrar tanıtılması ile ilgili bir olanak ve proje de üretti.
 
1959 yılında liselere öğretmen yetiştiren kurum olarak İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu vardır. 1959 yılında Talim Terbiye Kurulu üyesi Nuri Kodamanoğlu’nun önerisiyle yeni bir model geliştirilir. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nun da dönüştürüldüğü yeni modelle Ankara’da 3 ile 6 yıllık öğretmen okullarından lise 2 den lise 3. sınıfa geçen başarılı öğrencilerini hazırlık sınıfına alan bir anlayışla Ankara Yüksek Öğretmen Okulu kurulur. Daha sonra aynı modele dayalı olarak 1964-1965 öğretim yılında İzmir Yüksek Öğretmen Okulu açılır. 1970 yılında hazırlık sınıfları Ankara’da toplanır. 1972 yılında yapılan bir yönetmelik değişimi ile özgünlük bozulmaya başlar ve dışarıdan burslu öğrenciler alınır. Son öğrenci alımı ise 1973-1974 döneminde olur ve sonra kapatılır. Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerini tümüyle öğretmen okullarından seçilen başarılı öğrenciler oluşturur. Öğretmen okullarından seçilen öğrenciler hazırlık sınıfında yoğunlaştırılmış bir eğitimle tüm lise müfredatını görürler ve sonra üniversite sınavına girerler. Fen Fakültesi, Edebiyat Fakültesi veya Dil Tarih Coğrafya Fakültesini kazanan öğrenciler Yüksek Öğretmen Okulu yurtlarında kalarak lisans eğitimlerini tamamlarlar. Yüksek Öğretmen Okulunda da akşamları pedagoji dersleri alarak öğretmenliğe hazırlanırlar. Üniversite sınavını aşamayanlar, ki nadiren, öğretmen okuluna dönerek öğretmen olurlar. Üniversite sınavından sonra tıp, mühendislik gibi fakültelere gitmek isteyenler de yatılı okudukları döneme ait tazminatı ödeyerek ilgili fakültelere de ayrılırlar. Yüksek Öğretmen Okulu, genellikle yoksul veya düşük gelirli kasaba-köy çocuklarının eğitim gördüğü, parasız-yatılı öğretmen okulu öğrencilerinin yüksek öğretime açılan aydınlık bir kapısıydı. Öğretmen okuluna iki basamaklı sınavla seçilerek gelen öğrencilerden yeni bir seçim yapılarak yüksek öğretmen okuluna öğrenci gönderen bir sistemdi. Bizim ailede ağabeyim 1969 yılında Gönen İlköğretmen Okulundan İzmir Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık sınıfına gitmiş, oradan da Hacettepe Tıp Fakültesine ayrılmıştı. Köy Enstitülü öğretmen babam da ağabeyimin yatılı okuduğu yıllara ait tazminatı taksitlerle ödemişti. Ağabeyimin yaşadığı bu süreç bana da yol gösterdi. 1972 Haziran ayında sınıfını doğrudan geçen öğrencilerle Ortaklar İlköğretmen Okulunda yaz çalışmalarındaydık. Enstitülerden kalma bir kazanım olan yaz çalışmalarında okulun boya, badana, tamirat ve tarım alanlarındaki işlerini yapardık. Sonra da ödül olarak Kuşadası Kadınlar Denizinde 15 günlük çadır kampına gitmiştik. Oradayken bizim dönemden yedi arkadaş ile birlikte Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Sınıfına Öğretmenler Kurulu kararıyla seçildiğimi öğrendim. İzmir’de yapılan bir test sınavı sonucu yedi arkadaşımla beraber Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık sınıfı öğrencisi olmuştum ve 1 Eylül 1972 günü dersler başlayacaktı. Ağabeyimle beraber ilk kez Ankara’ya gidiyordum ve ilk gün hipodromda 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama törenlerini zevkle izlemiştim. Kuruluşta Atatürk Lisesi’nde, daha sonraki yıllarda Beşevler’e taşınan Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık sınıfı, yoğunlaştırılmış bir eğitimin adıydı. Öğretmenler, deneyimli ve Ankara’nın en seçkin öğretmenleriydi. Hazırlık sınıfında yaklaşık 400 öğrenci vardı. Fen ve Dil Tarih Coğrafya fakültesine devam eden bizden önceki dönemlerle aynı yerleşkedeydik. Bizim kaldığımız yatakhaneler farklı, fakat aynı yemekhaneyi kullanıyorduk. 12 Mart darbesi sonrası politizasyon hızlanmış, öğrenciler arasında gerginlikler ortaya çıkmaya başlamıştı. Büyük sınıflar arasında var olan “devrimciler, sosyal demokratlar, ülkücüler, tarikatçılar” şeklinde bölünme bariz olarak göze çarpıyordu. Hazırlık sınıfı öğrencileri olarak bu tartışmaların dışında kalarak, büyük yarışa, üniversite sınavına hazırlanmak ve öğretmen okuluna geri dönmemek telaşındaydık. Haziran 1973’te bitirme sınavları ve hemen arkasından üniversite sınavlarına girmiştik. Daha sonra köye döndüğümüzde üniversite sınav sorularının çalındığı ortaya çıktı ve ağustos ayında biraz düşük motivasyonla ikinci sınava girmiştik. Ülke tarihinde ilk soru çalınma olayı 1972’de ortaya çıkmıştı. Hazırlık sınıfına gelen öğrenci profili aynıydı. Sonuç ne oldu? 1960’lı yıllarda üniversitelerin çoğu bölümünde yüksek öğretmenli etkin, donanlı, çalışkan akademisyenler çoğaldı, liselerde, öğretmen okullarında başarılı, yetkin yüksek öğretmenli öğretmenler görev aldılar. Liselere nitelikli öğretmen yetiştirmeyi hedefleyen özgün proje ülkedeki kaotik koşullara kurban edilerek sonlandı. 22 Eylül 2017 günü İstanbul’daki ilk yemekte ve WhatsApp grubunda yan yana gelen 1972 hazırlık grubu her gün sabah birbirlerine aynı kültürden gelmenin olgunluğu, özlemi ve dayanışmasıyla “günaydın” la selamlıyorlar. 45 yıl sonraki bu buluşmada, 1972 hazırlık sınıfı öğrencileri, yaşadığımız süreci, doğduğumuz köy ve kasabaları, öğretmen okullarını, yüksek öğretmene seçiliş öykülerimizi ve yüksek öğretmenli yıllarımızı anlatarak, bu özgün deneyimi kitaplaştırarak, eğitim tarihine armağan etmek heyecanını üretti. Bu beraberliği “Öğretmen Okulundan Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Sınıfına” adlı bir imece kitapla taçlandırmak Cumhuriyet eğitimine ve ülkemize olan bir görev olarak algıladı ve kolları sıvadı.
 
1954 yılında Köy Enstitüleri, 1974 yılında öğretmen okulları ve yüksek öğretmen okulu hazırlık sınıfı, 2014 yılında da Anadolu öğretmen liseleri kapatılarak Cumhuriyetin çok önemli, özgün öğretmen yetiştirme modelleri geleceğe taşınamadı.
 Ama mutlaka bir gün geleceğin nitelikli öğretmen yetiştirme arayışları bu zengin bize özgü kazanımlar üzerinden gelişecektir.