YKKED-2022 MUSTAFA NECATİ ÖĞRETMENLİK ONUR ÖDÜLÜNÜ KÖY ENSTİTÜLÜ ŞAİR, YAZAR MEVLÜT KAPLAN’A VERİYOR

Prof. Dr. Kemal Kocabaş 10/11/2022 - 08:28:21

2001 yılında İzmir’de kurulan Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği (YKKED)    23 şubesi, yayınları ve etkinlikleriyle  aydınlanma ve Köy Enstitüleri imecesinin günümüzdeki  önemli temsilcisi olma onurunu emekle sürdürmektedir. YKKED çok farklı kültürel, eğitsel, yayın çalışmaları dışında  2003 yılından beri  “Aydınlanma Onur Ödülü” ve  2007 yılından beri de  öğretmenlik meslek onurunu duruşuyla, yaşamıyla, ürettikleriyle taçlandıran öğretmenlere “Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü” vermektedir. YKKED, Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülünü  ilkini  öğretmen okullarında yönetici ve öğretmen olarak  görev yapmış olan Sayın Mehmet Kahvecioğlu’na, sonraki yıllarda enstitülü yazarlar Sayın Talip Apaydın’a, Sayın Mahmut Makal’a, Sayın Mehmet Başaran’a,  Sayın Pakize Türkoğlu’na  ve 2020 yılında da öğretmen, yazar, öğretmen örgütçüsü  Sayın Dr. Niyazi Altunya’ya   verdi.  YKKED-MYK Mart  2022’de aldığı bir kararla 24 Kasım 2022 Öğretmenler Gününde Konak Belediyesi Dr.Selahattin Akçiçek Kültür Merkezinde Saat 17.00’de düzenlenecek bir törenle  İvriz Köy Enstitüsü-Gazi Eğitim Enstitüsü çıkışlı emekli öğretmen, ilköğretim müfettişi yazar, şair Mevlüt Kaplan’a bu ödülü  armağan kitapla taçlandırarak verilmesini kararlaştırdı.
 
1930 yılında  Akşehir-Ökes köyünde yoksulluk ve yoksunluklar içinde dünyaya gelen Mevlüt Kaplan Cumhuriyetin açtığı aydınlık pencerelerden geçerek eğitim hakkını kazanan bir halk çocuğudur.  Eğer Köy Enstitüleri olmasaydı Mevlüt Kaplan Öğretmen gibi pek çok köy çocuğu  1940’lı yıllarda  yılında eğitim hakkına kavuşamayacaktı.  Mevlüt Kaplan Öğretmenimi 2001 yılında Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) kuruluş süreci sonrası yakından tanıma olanağı buldum.  Dernek çalışmalarında bizlere hep omuz verdi, çoğu panelde yan yanaydık,  sempozyumlarda bildiriler sundu, armağan kitaplarda dostları için yazılar yazdı. Yayın organımız Yeniden İmece dergisinde her sayıya yazılar gönderdi. YKKED buluşmalarında bizleri hiç yalnız bırakmadı. Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan “Aydınlanma Devrimi ve Köy Enstitüleri” kitabını  2002 yılında “Mevlüt Kaplan’dan Baba dostum, genç kuşağımızın kurucusu, kuşağımızın koruyucusu Prof. Dr. Kemal Kocabaş’a sevgi, saygı ve başarı dileklerimle” ifadeleriyle  imzaladı.  4.5 yıl ilkokul öğretmenliği, 27 yıl da ilköğretim müfettişliği yapan  Mevlüt Öğretmenin çocuk edebiyatı üzerine yazdığı 600’ü aşkın kitapla ilgili  arkadaşı Köy Enstitülü yazar Talip Apaydın “… Mevlüt Kaplan, çocuklar için yazmayı ön plana alan yazarlarımızdan biri. Eğitimciliğinden ileri gelen  bu ilgi, çocukların dünyasını yakından tanıdığı için nitelikli öyküler veriyor.  Çocuklarda merak uyandıracak, onların yaratıcı gücünü besleyecek telleri seslendiriyor. Özellikle kırsal kesimin çocuklarını, onların ilgi alanlarını iyi biliyor ve öykülerini yazıyor. Mevlüt Kaplan  bu alanda başarılı bir verim içindedir” ifadeleriyle değerlendirir.
 
Cumhuriyet Eğitim Devrimi, 1936 yılında Eğitmen Kursları projesiyle  askerliğini başarıyla tamamlamış köy kökenli onbaşı ve çavuşları ilk üç sınıfı okutacak şekilde  pedagoji, modern tarım ve hayvancılık eğitimi vererek  “eğitmen öğretmen” olarak  okulsuz, öğretmensiz köylere göndermeyi hedefledi ve gerçekleştirdi. Çifteler Eğitmen Kursu çıkışlı Ferhat Er “eğitmen öğretmen” olarak Ökes köyünde göreve başlar. Mevlüt Kaplan eğitmen öğretmenini “O, okumayı, yazmayı askerlikte öğrenmiş. Terhisten sonra da Eskişehir Eğitmen Kursunda kurs görmüş, eğitmen olmuş. Öğretmen gibi köyün çocuklarını okutacakmış…”  diye anlatır.  Mevlüt Kaplan o yıl 50 arkadaşıyla eğitmenli köy okulunda öğrenci olur.  Eğitmen, daha önce gittiği Kuran Kursu öğretmenine benzemiyordu. Okulda ilk olarak günaydın demeyi, söz isterken sınıfta parmak kaldırmayı, içeriye girerken kapıyı tıklatmayı, selam vermeyi ve sınıfa girerken ayakkabıyı çıkarmamayı öğrenir. Mevlüt Kaplan, eğitmenli 3 sınıflı ilkokul sonrası ilkokul 4. sınıfı  beş kilometre ötedeki Reis köyünde okur.  5.sınıfa başladığı günlerde bir gezici başöğretmen  önerisiyle 1945 yılında İvriz Köy Enstitüsüne gelir. Yaşadığı pek çok zorluğu aşarak müdür Recep Gürel’in katkısıyla İvriz’e kabul edilir. Yapılan bir küçük sınavı başararak ilkokul 5. Sınıfı okumadan İvriz Köy Enstitüsü birinci sınıf öğrencisi olur. 
 
İvriz Köy Enstitüsü’nün temeli 11 Kasım 1941 tarihinde geçici olarak Ereğli’nin Zanapa bucağında tamamlanmamış yatılı bölge okulunda açılır. Bu binanın eksikliklerini Düziçi Köy Enstitüsünden gelen imece ekibi tamamlar. Kurucu müdür bu durumu “İvriz, kardeş enstitü Düziçi Köy Enstitüsü çocuklarının kucaklarında doğmuştur denebilir” diyerek ifade eder. Daha sonraki süreçlerde “Akçadağ, Düziçi, Çifteler, Pazarören ve Kızılçullu” Köy Enstitüsü öğrencileri İvriz imecesine emeklerini katarlar. Köy Enstitüleri imece okullarıydı ve her enstitü diğer enstitülerden gelen öğrenci gruplarının emeği ve usta öğreticilerinin yönlendirmesiyle yapılmıştır. İvriz Köy Enstitüsü ilk etapta Konya ve Niğde’den öğrenciler almıştır. İvriz Dergisinde dönemin müdürü Safa Güner “İvriz Çıkarken” başlıklı yazısında İvriz algısını “Bir Köy Enstitüsünün adı olarak anılan İvriz, hayallerimizde daha zengin, canlı ve dinamik kıymetler uyandırıyor. Enstitü adı olarak İvriz sözü, kültür yuvası, insan mayası, ülkü anıtı gibi sözlerin his ve heyecanlarını birlikte taşımaktadır” ifadeleriyle tanımlar.
 
Mevlüt Kaplan’ın kaleme aldığı “Tren Düdükleri” kitabı yoksul bir halk çocuğunun İvriz Köy Enstitüsüne giriş ve öğrencilik yıllarının  öyküsüdür. Kaplan, enstitüde  önce   merak ettiği enstitü kitaplığı ile tanışır. Çok sayıda kitabın olduğu kitaplığa hayran kalır ve  öğrenciliği boyunca kitaplığa sık gelerek kısa sürede kitap okuma alışkanlığını kazanır. İlk şiirini İvriz’de yazan Kaplan,  enstitü yaşamını  “Yaşantı aynen köydekine benziyordu. Bağla, bahçeyle ilgileniyorlardı. Traktörle, öküzle, atla tarla sürüyorlardı. Tahıl ekmeyle, sulamayla, gübrelemeyle, belle, kazmayla, kürekle sebze, meyve dikmeyle, kovanda arıyla, kümeste tavukla, ağılda keçiyle, koyunla, ahırda inekle, öküzle ilgileniyorlardı. Bunlar öğrencilerin alışık oldukları, sıradan işlerdi. Dershanelerde işlenen kitaplı ders konularına daha fazla zaman ayrılıyordu. 
 
Her sabah ve her akşam sınıfta ve okulun kitaplığında serbest okuma saatleri oluyordu” şeklinde anlatır.  Her sabah okul meydanında iç içe daireler halinde kızlı-erkekli, müdür ve öğretmenlerin katılımıyla mandolin ve akordeonlar eşliğinde ulusal oyunlar oynadıklarını  daha sonra tarım alanlarına, işliklere ve dersliklere marşlarla gittiklerini anlatan Mevlüt Kaplan okulda önceleri elektriğin olmadığını, aydınlanma aracı olarak lüks lambaların kullanıldığının altını çizer. İş ve teknik çalışmalarında kızların biçki, dikiş, örme, dokuma işliklerine gittiklerini, erkeklerin ise demirciliğe, yapıcılığa, marangozluk işliklerine gittiklerini ifade eder. Enstitülerdeki özgün kitap okuma ve tartışma saatleri mezuniyet sonrası süreçlerde edebiyatımızı halklaştıran Köy Enstitülü yazarları, şairleri  ortaya çıkarmıştır. Mevlüt Kaplan da  Köy Enstitülü yazarlar arasında onurla yer almıştır.
 
1941 yılında başlayan İvriz Köy Enstitüsü imecesi 1954 yılına kadar sürer. İvriz, Toros’ların eteğinde bir aydınlanma, uygarlık merkezi olarak işlev görür ve o bölgedeki yoksul köy çocuklarının eğitim hakkı olur. 1954 yılında İvriz Köy Enstitüsü İvriz İlköğretmen Okuluna dönüştürülür. Kapatanlara rağmen İvriz’de enstitü rüzgarları hep eser. 1976 yılında İvriz Öğretmen Lisesi adını alan okul parasız, yatılı doğasıyla Köy Enstitüleri kültürünün kırıntılarıyla bile olsa kendini var eder. 2014 yılında da 299 Anadolu Öğretmen lisesi toplum mühendisliği ve imam hatiplerin önünü açma adına kapatılır. İvriz Anadolu Öğretmen Lisesi yerine İvriz Sosyal Bilimler Lisesi açılır. Yerleşkenin kurumsallaşmış kültürü yok edilmeye çalışılır. Öğrenci emekleriyle yapılan İvriz Köy Enstitüsü ve diğer tüm Köy Enstitü yerleşkeleri  günümüzde Cumhuriyet karşıtı bir anlayışla sorumsuzca talan edilerek  bu kültürel miras yok edilmektedir. YKKED, bu talana karşı mücadelesini  onurla sürdürmektedir.  
Mahmut Makal, Mevlüt Kaplan ve Fakir Baykurt aynı dönemde Gazi Eğitim Enstitüsü öğrencisi olurlar. Makal ve Kaplan  Özel Eğitim Bölümü, Baykurt ise Edebiyat Bölümünde öğrenim görürler. Mahmut Makal ve Mevlüt Kaplan Gazi Eğitim Enstitüsünden  mezun olduktan yedi yıl sonra 4489 sayılı yasa uyarınca  Milli Eğitim Bakanlığınca Londra’ya gönderilirler. Bilgi ve görgü arttırma amaçlı olan bu sürede İngiltere Eğitim Sistemini incelerler ve  Türk Eğitim Sistemi ile karşılaştırırlar.  Bakanlığa verdikleri raporda İngiltere’deki öğretmen özgürlüğünün, özgür öğretmen ile demokratik eğitim ilişkisinin altını önemle çizerler.  Dönüşte  İngiltere süreçlerini Mahmut Makal “Ötelerin Havası”, Mevlüt Kaplan ise “Adada Bir Yıl” adlı kitaplarıyla anlatırlar. Kaplan’ın “Adada Bir Yıl” kitabının önsözünde kendisinden bir dönem sonrasında öğrenci olan Mevlüt Kaplan’ı İvriz Köy Enstitüsündeki öğrenciliğinden tanıdığını  ifade ederek  “Marangoz işliğinde ve marangozlukla ilgili iş yerlerinde, yani çatı çakarken, çatılara kiremit altı döşerken, binalara bodrum üstü taban tahtası çakarken sık sık birlikte oluyorduk. Bu arada rendelediğimiz tahtalara şiir yazdığımız da oluyordu. Yazdığımız şiirleri dergilere de göndermeye başladık. İstanbul ve Ankara’da çıkan dergilerden başka çeşitli illerin halkevlerinde yayınlanan dergilerine de yolluyorduk” ifadeleriyle Gazi’deki sınıf arkadaşı Kaplan’ı anlatır.  
 
Mevlüt Kaplan, Tonguç’un vefatı sonrası Sabahattin Eyüboğlu önderliğinde 1961 yılında çıkarılmaya başlayan ve 112 sayı yayınlanan İmece dergisinde de yazılar yazar.  Mevlüt Kaplan’ın öykü yazarlığı dışında şairliği de vardır.  Köy Enstitülü  şair yazar Mehmet Başaran Mevlüt Kaplan’ın  1997’de “Sevgi Barışla Büyür”adlı şiir kitabı için “Gerçekten kurulmuş, kurulacak halkçı, ilerici eğitim kurumlarının en başında geliyordu Köy Enstitüleri. Yaşamla bütünleşen bu üretici yaratıcı ortamda yetişenler de en zor koşullarda bile kurum gibi çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Mevlüt Kaplan da bunlardan biridir.  Köy öğretmenliği, müfettişlik, yöneticilik, eğitim uzmanlığı… Ama enstitünün kendisine kazandırdığı değerler doğrultusunda… 
 
Evet  Mevlüt Kaplan emekliliğinde bile kurum gibi çalışıyor. Çeşitli konularda yazı yazıyor, öğrencilerin yararlanabileceği kitaplar yayınlıyor, çocuk yazını alanında nitelikli ürünlerin ortaya çıkmasını sağlamak için yarışmalar düzenliyor… Özgür Eğitim Yayın Dağıtım’ı kurmuş… Şimdi de “Sevgi Barışla Büyür”, “Ozanca” adlı kitapta şiirlerini toplamış. Enstitüler, hep bir şiir rüzgarı estirmişler işliklerde, dersliklerde, tarım alanında coşkuyla çalışanların içinde. Kuşkusuz Mevlüt Kaplan’ın içinde hala o rüzgar…” değerlendirmesini yapar. Köy Enstitülerindeki  demokratik eğitim ve adalet düşüncesi enstitü çıkışlı öğretmenlerin demokratik öğretmen hareketinde aktif olarak yer almasını sağlamıştır. Mevlüt Kaplan,  Köy Öğretmenler Derneği, Türkiye Milli Öğretmenler Federasyonu ve Türkiye Öğretmenler Sendikasında (TÖS) yer alarak enstitü eğitiminin kazanımlarını yaşamına taşımıştır.  Mevlüt Kaplan günümüzde yaşayan üç TÖS kurucusundan biridir.
 
 Yapıtlarıyla çok sayıda ödül alan Mevlüt Kaplan, 2019 yılında İzmir’de  açtığı Ayten-Mevlüt Kaplan Kültürevi ve düzenledikleri  Mevlüt Kaplan Edebiyat Ödülleriyle toplumsal sorumluğunu  yerine getiren, ilerleyen yaşına rağmen  yazıları, kitapları ve şiirleri ile günümüze ışık saçan bir Köy Enstitülüdür. 
 
Bu anlamda YKKED-2022 Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü Mevlüt Kaplan Öğretmenimin emeğine, çalışkanlığına, yurtseverliğine  duyulan bir saygının ifadesidir. İvriz Aydınlanma  Işığını günümüze heyecanla taşıyan Mevlüt Kaplan Öğretmenime kutluyor, sağlıklar, güzellikler diliyorum.