YATAĞAN FACİASI-2

Kemal Özcan 30/08/2018 - 08:41:37

Biraz da Yatağan faciasından sonra yaşananlardan bahsetmek istiyorum.
O sabah facianın olduğu yere geldiğimde manzara gerçekten çok korkunçtu.
 
Enkaz dediğimiz şey, birbirine eklenmiş 20 kadar vagondan oluşan tonlarca demir yığını.
 
Çöken Yatağan Termik santralinin simgesi olan mavi trendi.
 
Çöken 36 yıl boyunca günlük ortalama 15-20 bin ton kömürü 45 metreye çıkaran galeri.
 
Bir dik açı düşünün, galeri o açının hipotenüsü yani C kenarı.
 
Tatlı bir eğimle yerden 45 metre yüksekliğe tonlarca kömür taşıyan bu hipotenüs,teşkil ettiği açının A kenarı üzerine çökmüştü. 
 
Bir milim sapma göstermeden her iki yandaki ayak temel betonlarının tam ortasına uzanmış.
 
Yargın üstü öylecene yatmıştı.Bu yargın üstü yatma sırasında galeri iki yerden katlanmış,ve galeri içinde kalan iki arkadaşın da bu katlanan bölgelerde olduğu tahmin ediliyordu. 
 
Enkazın içinde kalan iki arkadaşımızı kurtarma çalışması devam ederken, dikkatimi çeken ne oldu biliyor musunuz?
 
Muğla valisi Esengül Civelek ve TÜRK-İŞ genel başkanı Ergun Atalay,arama ve kurtarma çalışmalarını baştan sona yerinde takip ettiler.
Maden-İş Şube başkanı Osman İlhan’la birlikte Muğla’daki yaralı arkadaşlarla ilgilenirken,Muğla valisinin hastaneye gelip, ‘Sizlere sayın Cumhurbaşkanımızın geçmiş olsun dileklerini ve selamlarını getirdim’
dediğine de şahit oldum.
 
Ayrıca AKP İl ve İlçe başkanlarının hayatını kaybeden arkadaşlarımızın enkazın içinden çıkarılana kadar hiçbir yere ayrılmamaları da dikkatimi çekti.
 
Tabi bir süre sonra emek ve emekçi dostu olan diğer siyasi partilerin milletvekilleri,ve yerel yöneticileri de geldi ama onlar çok fazla duramadılar.
 
Çok işleri vardı herhalde.
Sonradan Yatağan Belediye Başkanı Haşmet Başkanın hastane morgunda beklediğini öğrendim.
 
Tabi bunlar küçük şeyler ama önemli şeyler.
 
Ondan sonra AKP neden bu kadar oy alıyor?
 
Bu millet koyun mu, kıl mı, göbeğini mi kaşıyor? filan diye edebiyat yapılır.
 
Bu millet aptal değil, samimiyeti, kendisine dokunanı veya kendisinden kaçanı görüyor, hissediyor.
 
CHP birinci sıradan vekil olan Mürsel Alban’ın faciadan iki gün sonra enkazda fotoğraf çektirip, yetkililerden bilgi aldığını öğrendim.
 
Faciayı meclise taşıyarak, soru önergesi verdikleri için CHP'li vekillere,enerji işçileri adına teşekkür ediyoruz.
Enkaz içinde kalan iki kişinin nerede olduğu tahmin edilerek arama yapılıyordu.
 
AFAD, AKUT ekipleri ve santralde çalışan arkadaşlar,vagon metallerini keserek bulmaya çalışıyorlardı.
 
Neyse ki İzmir ve Antalya’dan arama kurtarma köpekleri getirildi de, 
 
o köpekler sayesinde enkazdaki iki arkadaşımızın olduğu noktalar tam olarak tespit edilebildi.
 
Bu arada jandarmanın çalışan işçileri azarlayıp durması bir başka dikkatimi çeken olaydı.
 
Jandarma olay çıkmasını önlemek için mi, yoksa olay çıkarmak amacıyla mı oradaydı onu da anlamış değilim?
 
Benim bile zaman zaman sinirlendiğim anlar oldu.Akşam saatlerinde jandarmanın megafonlu, azarlamalı güvenlik önlemleri altında,bir arkadaşımızın cansız bedeni çıkarıldı.
 
Çıkarılan kişinin Sezgin Kılıç olduğu söylendi, hemen ambulansa alınıp hastaneye götürüldü.
 
Tabi merakla bekleyen ailesi de hastaneye gitti.
Sezgin Kılıç Konya’nın Tuzlukçu ilçesinden.
 
Konya’ya gidilmek üzere hazırlıklar yapıldı, araçlar tutuldu, tam yola çıkacakları sırada bir haber geldi enkazdan çıkarılan Sezgin Kılıç değil, Seray Şimşek’miş!
 
Tabi aileler perişan.Ya kardeşim kime karşı neyin güvenliği bu?
 
Bu bir zaafiyettir, bu alınan o yoğun güvenlik önlemlerinin eseridir.Bu arama kurtarma faaliyetini yönetenlerin gafletidir. Şimdilik hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!
D.EDECEK.