YAŞASIN DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ!

Kemal Özcan 08/03/2017 - 12:47:10

 

 

Öncelikle bir yanlışı düzeltmek istiyorum.

8 Mart ‘’dünya kadınlar günü’’ değildir.

Böyle denilerek günün sınıfsal yönü yok ediliyor.

Egemen sınıflar bunu bilinçli olarak yapıyor.

1 Mayısı da ‘’bahar bayramı’’ olarak ilan etmişlerdi…

8 Mart sıradan bir kadın günü değildir.

‘’Dünya emekçi kadınlar günüdür!’’

Bugünler öyle durup dururken bizlere bahşedilmemiştir.

Bundan tam 160 yıl önce 8 Mart 1857 yılında New York’ta,

40 bin tekstil ve dokuma işçisi kadın “8 saatlik işgünü’’ için,

“eşit işe eşit ücret” ve “daha iyi çalışma koşulları” için direnişe geçtiler.

Polis, kadın işçilere azgınca saldırdı.

Ve bu saldırı sonucu çoğunluğu kadın 129 işçi katledildi.

İşçileri kendilerini kilitledikleri fabrikayla birlikte diri diri yaktılar...

İşte bu nedenle 8 Mart günü emekçi kadınların sömürüye karşı kanlarıyla yazdıkları bir tarihtir.

Emekçi kadınların kavga günüdür.

Emekçi kadınların taleplerini haykırdığı bir gündür.

Kapitalist sömürü düzenine karşı verilen mücadele sonucunda doğmuştur.

1910 yılında Clara Zetkin’in önerisiyle, “Dünya Emekçi Kadınlar günü” olarak kabul edildi.

Ve o günden beri de anılıyor, ya da kutlanıyor.

Ülkemizde ise 1921 yılından itibaren kutlanmaya başlansa da,

içinde yaşadığımız kapitalist, gerici, faşist sistem kadını hep ikinci sınıf görmüştür.

Bu sistemde kadınların yeri hep erkeklerden sonra gelmiştir.

Kadının emeği daha ucuzdur.

Kadın köledir.                   

Kadın çocuk doğuran bir makinadır.

Karnında sıpa, sırtında sopa eksik olmaz.

Kadın hep iki kere ezilir, iki kere sömürülür.

Buna rağmen AKP’nin iktidara gelmesindeki en büyük pay kadınların olmuştur.

Ev ev, kapı kapı dolaşanların büyük bir çoğunluğu kadınlardı.

İşbirlikçi siyasetçiler kadınları kullanmak için her yolu denediler.

AKP’nin 15 yıllık iktidarı boyunca kadınların sorunu olarak gördüğü,

bir tek sorun vardı, o da türban sorunuydu.

Tayyip Erdoğan ‘’Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’’,

“bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem’’ demişti.

“kadına şiddet abartılıyor’’ diye de açıklama yapmıştı.

AKP iktidarının kadına bakışı ile ilgili buna benzer yüzlerce örnek vermek mümkün...

Hatta Ankara Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek daha da ileri giderek,

“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün” demişti.

15 yıllık iktidarları boyunca kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış.

Kadından sorumlu, bir kadın bakanımız “Bütün dünya dövüyor’’ diye savunuyordu şiddeti..

Özal iktidarında 2500 olan hayat kadını sayısı,

AKP iktidara geldiği 2002 yılında 25 bindi,

bugün ise fuhuş yapan kadın sayısı 100 bini aşmıştır.

Bu zihniyet kadını erkeği yoldan çıkaran bir varlık olarak görmektedir.

Yani hem bu sistem, hem de bu iktidar kadına düşmandır.

Ancak sitemin kadına bakışı ile, diğer sorunlara bakışı farklı değildir.

Her gün büyüyen yoksulluk, açlık, savaşlar, adaletsizlik, katliamlar,

kadın sorunu ve diğer sorunlar hepsi iç içedir.

Birbirine bağlı ve tamamen bu bataklığın yarattığı sorunlardır.

Bu yüzden gerici, faşist sömürü sistemi değişmedikçe,

Emperyalizm yeryüzünden silinmedikçe,

ne kadınların, ne de ezilen halkların kurtuluşu mümkün değildir.

1857 yılının 8 Martında Emek mücadelesi nedeniyle katledilen,

çoğunluğu kadın129 emek şehidini saygıyla anıyorum.

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın.