YARMADA GAZETESİ 30 YAŞINDA, 7.000.Cİ SAYISINDA / KUTLU OLSUN

Hüseyin Anıl 11/06/2024 - 09:18:38

Otuz yıl önce bugün (10 Haziran 1994), bir 12 Eylül Faşizm sürgünü öğretmen olarak, başladığım manavlık/kabzımallık işini yapmaktaydım. Eski garajlardan aşağı, limana inerken, cadde üzerinde “Hocanın Manavı” isimli, o yıllarda çok popüler bir manav bir dükkanım vardı.
 
Bodrum halkının ve perakende turist müşterisinin denizde olduğu, havanın çok sıcak olduğu bir öğle üzeri saatleriydi… Çalışan arkadaşlarla yemeklerimizi yemiş, etrafı yıkayıp serinletmiş, biraz dinlenmek amaçlı, tahta sebze kasalarının üzerine oturmuş kendi aramızda öylesine laflıyorduk. 
 
Hayatımın en mutlu, en güzel yıllarıydı o yıllar.
Genç bir çift, ellerinde bir tomar gazete, “merhaba Hüseyin Abi” diyerek yanıma geldiler. Kadın olanı, elindeki bir gazeteyi bana uzatarak, gülerek, “Hüseyin Abi, bak biz ne halt işledik” diyordu.
 
Allahallah, bu da ne demekti böyle?
 
Adı “Yarımada” olan, manşette o gün Bodrum’un günceli olan haberler, 1. Sayı baskı, üçüncü hamur kağıda, tabloit boy, tek renk baskılı, sekiz sayfalık bir gazeteydi bu. Künyesine baktım, bu çiftin isimleri ve adresleri yazılıydı. 
 
Kök Bodrumlu değillerdi, kadını çok tanımıyordum ama, erkek olanı, sosyal ortamlarda görüyordum, kendince muhabirlik yapmaya çalışıyordu, onunla çeşitli yerlerde sık, sık karşılaşıyordum.
 
“Ne haltıymış bu, güzel bir iş çıkarmışsınız, tebrik ederim çocuklar, her şeye rağmen, medeni cesaretinizi kutlarım, bu gazeteyi inceleyeceğim, size kolaylıklar dilerim, benim yapabileceğim bir şey olduğunda yanınızdayım” dedim. 
 
İkisi birden, koro halinde, “teşekkür ederiz Hüseyin Abi ama, biz birinci sayıda, tükendik, bittik abi” dediler. Şaşırmıştım, “Hayırdır çocuklar neden bittiniz, tükendiniz siz?” dedim.
 
Neredeyse ağlamak üzereydiler, çok gergindiler, “Hüseyin Abi, önce esas özellikle maddi ama, manevi olarak ta, biz tükendik Abi, lütfen bu gazeteyi sen al ve sen yaşat abi” dediler.
 
Allahallah, anlattıkları herşey bir yana, bu gazetenin adı bile benim sevdamdı ama, “benim işim gücüm çok, ben bunca işimin arasında, bir de gazeteyle uğraşamam, kapatın gitsin, şart değil, devam ettirmeniz için yasal bir zorunluluk yok bu gazeteyi” dedim, bunlar daha bir çöktüler.
 
“YARIMADA” İSMİ VE GENÇLERİN HİKAYESİ İÇİNE ALDI BENİ
 
Anladım, harcadıkları para onlara çok lazımdı, hatta hayatiydi, hemen hesapladık, bir sayı gazeteye harcadıkları parayı, “alın çocuklar şu masrafınızı, siz yolunuza, ben yoluma” dedik gittiler.
 
Daha sonraları, gazetenin kurucularından Hafize ile bir süre çalıştık, gazeteciliği, haber yapmayı epeyce öğrendi, hatta çok önemli röportajlara imza attı…
 
Yarımada gazetesi ilk dört yılında çok sıkı bir ANAP-Bodrum Belediye yönetimi muhalifi oldu. Belki de, 1999 yerel seçimlerinde, ANAP’ın, Tuğrul Acar’ın Bodrum Belediye seçimlerini kaybetmesinin en büyük sebeplerinden biri, Yarımada gazetesinin muhalefetidir.
 
Yarımada Gazetesi o gün bugündür, 30 yıldır, 7.000.ci sayısında karşınızdadır. 
 
Aradan tam 30 yıl geçti, sorumluluklarımın tamamından çekildim, artık Hüseyin Anıl olarak, kendi rızamla bu gazetenin künyesinde bile yokum. Hatta, bu gazetede en yazı yazan belki de benimdir.
 
Gazetemiz Yarımada’nın otuzuncu (30) yaş gününü kutlar, halen çalışanların, bugüne dek emeği geçmiş tüm çalışanlarımızın emeklerine teşekkür ederim.