VARLIĞIM ENFLASYONA FEDA OLSUN!

Kemal Özcan 06/12/2021 - 08:33:49

Türkiye’de ekonomik verilerle oynanarak,

ülkenin güllük gülistanlık olduğu algısı yaratılıyor.

Oysa ülkenin yarıdan fazlası açlık sınırının altında yaşıyor.

Çarşıya, pazara, markete gittiğimizde bambaşka bir gerçekle karşılaşıyoruz.

Çalışanlara ve emeklilere yapılan maaş zamlarında, resmi olarak açıklanan enflasyon oranları dikkate alınıyor.

Herkes kafasına göre istatistik üretip yayınlayamıyor.

Akademisyenlerden oluşan ENAG adında bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu var ama onu dikkate alan yok.

Bir de iktidarın atadığı bürokratlardan oluşan bir devlet kurumu var.

Kısa adı TÜİK yani Türkiye İstatistik Kurumu.

Eskiden Devlet İstatistik Enstitüsü derdik.

Saray iktidarının ekonomik kurtuluş savaşı vereceğini söylediği bir dönemde,

TÜİK’in açıklayacağı enflasyon oranlarının taraflar için ne kadar önemli olduğunu söylememe gerek yok!

Yayınladıkları istatistiklere bakıldığında dünyanın en güzel ülkesinde yaşadığımızı zannediyoruz.

Geçenlerde ENAG yıllık enflasyonu yüzde 58,65 aylık enflasyonu da yüzde 9,91 olarak açıkladı.

TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 21,31 aylık enflasyonu ise yüzde 3,51 açıkladı.

İki oran arasında bu kadar fark olması hiç hayra alamet değil.

Türk lirasının bir günde yüzde 12 değer kaybettiği bir ülkede,

enflasyonun yıllık yüzde 21 olarak açıklanması çok komik değil mi?

Nereden bakarsanız bakın bu bir skandaldır!

İnsanın aklına siparişle enflasyon hesaplattırıldığı geliyor.

Çarşıya pazara çıkarsınız, temel ihtiyaç maddelerinin fiyat artışlarına göre bir oran belirlersiniz.

Gözümüzün önünde her gün etiket değiştiriyorlar.

TÜİK iktidardan bağımsız bir kurum değil.

Şu anda ülkenin en güvensiz kurumu diyebiliriz.

Yıllardır gerçek olmayan enflasyon oranları açıklayıp, milletin fakirleşmesinde büyük payı var.

Belirledikleri oranlarla emeklilerin ve çalışanların emeklerini acımasızca yok ediyorlar.

Gerçekleri halktan saklamayın!

İktidarın iki lafından biri ‘çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz!’

Hangi enflasyona ezdirmeyeceksiniz?

Çarşı pazardaki gerçek enflasyona göre mi, yoksa soba borusu, gaz lambası fitili ve pinpon topu artışına göre mi?

Ezdirmedikleri enflasyon oranlarına göre yapılan zamlara rağmen halkımız en az yüzde 30 fakirleşti.

Bugün 5000 lira maaş alan bir çalışana açıklanan enflasyon oranında zam yapılsa bile,

2022 yılında her ay 1650 lira eksik maaş alacaktır.

Geçen yıl 100 liraya aldığımız şey bugün 121 lira mı oldu?

İşçinin, memurun, emeklinin maaşını kendi belirlediğiniz enflasyona göre artırın,

vergilere ve cezalara yeniden değerleme oranında yani yüzde 36 artırın.

Ohh ne ala memleket!

ENAG’ın yüzde 58,65 olarak hesapladığı enflasyonu, siz TÜİK olarak nasıl yüzde 21,31 çıkarıyorsunuz?

Gerçek enflasyonun yüzde 58 hatta fazlası olduğu bal gibi ortadayken,

yüzde 21 enflasyon açıklayarak çok büyük bir vebal altına giriyorsunuz!

Bize şunu mu demek istiyorsunuz?

Enflasyon yüzde 58 ama kusura bakmayın biz bu oranda kimseye zam yapamayız,

siz yüzde 21’miş gibi kabullenin, durmak yok, yola devam edin!

Bu kadar pahalılık varken dalga geçer gibi enflasyon oranı açıklanıyor.

CHP lideri Kılıçdaroğlu enflasyon farkının nedenini sormak ve anlamak için TÜİK’ten randevu istiyor ama verilmiyor.

Randevu verilmeyince yetkililerden bilgi almak için o da kalkıp oraya gidiyor.

Randevu vermedikleri için randevusuz gitmek zorunda kalıyor.

Birkaç milletvekiliyle birlikte vardığında çoktan kapıları kapatmışlar.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi devletin bir kurumunun kapısından bile içeri alınmadı.

Üstelik bu parti şu an ana muhalefet partisi.

Halkın vergileriyle maaşlarını alan kurum çalışanlarının, ana muhalefet parti liderini almıyoruz demek neyin kafasıdır.

Memleketin düştüğü hale bakın!

Allah aşkına siz kime kimin kapısını kapatıyorsunuz?

Ana muhalefet liderini almak ve hesaplamalar konusunda bilgi vermek zorundasınız,

yok eğer almıyorsanız o zaman yalan istatistik paylaştığınızı kabul ediyorsunuz demektir.

Kılıçdaroğlu TÜİK’e giderek bize kralın çıplak olduğunu gösterdi.

İçeri alınmadıysa açıkladıkları veriler doğru değil demektir.

Hesap verilmek istenmiyor demektir.

Şeffaf bir idari yapı yok demektir.

Ana muhalefetten korkuluyor demektir.

Bir sürü şey demektir ama hep birlikte bekleyip göreceğiz.

Enflasyonun nasıl hesapladığını, hangi ürünlerin dahil edildiğini, detaylı bir şekilde halka açıklamak zorundadırlar!

Bu millet aptal değil!

84 milyonun kaderiyle oynamak kul hakkı yemektir!

Lafın başı geldi mi ‘ortada nas var nas!’ derler.

Ortada devlet veya devlet aklı diye bir şey kalmamış.

Hani o çok savundukları, kendilerinin dışındaki herkesi ihanet etmekle suçladıkları devlet var ya, işte o resmen bitmiş.

Şu anda tüm devlet kurumları bir kişinin ağzına bakıyor.

Kendisini devlet gibi gören bir siyasi anlayışla karşı karşıyayız.

Bunun adına siyasi literatürde parti devleti denir!

Merkez Bankası bağımsız dersiniz, biz de inanırız.

Faize nas var diye haram sayacaksınız ama sistematik bir şekilde gerçek olmayan enflasyon oranlarıyla,

halkın cebindeki parasını almayı helal göreceksiniz!

Öyle mi alay komutanı?

TÜİK, AKP'nin değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kurumudur.

Açıkladıkları enflasyon oranlarına kendilerinin bile inanmadığına kalıbımı basarım ama ıspatlayamam.

Burada sendikalara da çok büyük görevler düşüyor.

Kılıçdaroğlu’nun başlattığı bu uyanışa, sendikaların eylemlerle destek vermeleri gerekiyor.  

Gelecekte bu gerçek olmayan enflasyon rakamlarının altına imza atan tüm yöneticilerden hukuk önünde hesap sorulmalıdır.

Bırakın helalleşme yolcuğu savsatasını hesap sorun hesap!

Ülkenin çivisi çıktı, umarım yakın zamanda yerine oturur.

Yoksa bu ortamda istediğin kadar ekonominin kitabını yaz yine de insanlar aç kalmaya mahkumdur.

Ülke kasıp kavruluyor, her yer yangın yeri ama enflasyon yüzde 21…

Güler misin ağlar mısın?

Milyonlarca insanın maaş zamları açıklanan bu oranlar üzerinden belirlenecek.

Ondan sonra da enflasyona ezdirmedik naraları atılacak!

Birileri yıllar önce yapması gerekeni yapıp hesap sormaya gelince de evde yokmuş gibi davranmaya çalışılacak.

Umarım uyanışın fitilini ateşleyen bir başlangıç olur.

Sendikalar sadece açlık ve yoksulluk sınırlarını değil gerçek enflasyon rakamlarını da açıklamalıdırlar!

Kılıçdaroğlu’nun TÜİK binasına alınmaması olayını,

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Muğla Bölge Müdürlüğü’nde,

Basın Yayın ve Enformasyon Sorumlusu olarak görev yapan Erdal Şener kendi sosyal medya hesabında güya Tİ’ye almış.

Kurumun 17’nci katında elindeki kahve fincanından çay içtiğini filan paylaşmış.

Kılıçdaroğlu’nun giremediği sözüm ona mekana girdiğini ima etmiş.

Gazeteler ‘Devletin bürokratı ana muhalefet liderine nispet yaparsa…’ diye manşet atmış.

Eline yüzüne bulaştırmış, kaş yapayım derken göz çıkarmış!

Erdal Şener’i yakinen tanırım.

Yatağan Termik Santrali özelleştirilmeden önce santralde çalışıyordu.

Hatta bir dönem Memur-Sen’e bağlı Enerji Bir-Sen Sendikasında İşyeri temsilciliği bile yapmıştı.

Yani kendisiyle baya bir Teşrik-i Mesaimiz olmuştu.

Siyaseten ayrı düşsek de kendisini severim, mizahi yönü ağır basan, espritüel bir kişiliği var.

Ancak bir bürokratın ana muhalefet liderine nispet yapar gibi sosyal medya paylaşımı yapması hiç de şık olmamış.

Tabi bazı makamlara liyakatten değil de siyaseten gelirsen,

kendini seni o makama getirenlere karşı borçlu hissedersin.

Bu borcunu hiç gereği yokken ve hiç kimse seni buna zorlamamışken, kendini feda edercesine ödemeye çalışırsın.

Halbuki Erdal Şener kardeşim de çok iyi bilir ki,

Kılıçdaroğlu’nun TÜİK çıkışı milyonlarca emekli, işçi ve memur gibi,

her yıl maaşına gerçek olmadığını düşündüğümüz enflasyon oranlarında zam yapılan kendisini de çok yakından ilgilendiriyor.

N’apalım bazı insanlar varlığım enflasyona feda olsun diyebiliyor.

TÜİK, ana muhalefet liderini kabul etse ve hesaplama yöntemlerini bir sunumla anlatsa kıyamet mi kopacaktı?

Bu telaş, bu korku neyin korkusu?

Korku dedim de ne demiş Usta Şair Nazım Hikmet?

‘Hiçbir korkuya benzemez, halkını satanın korkusu’

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!