SOSYAL BELEDİYECİLİK

Kemal Özcan 25/02/2019 - 08:13:44

Son günlerde seçim tartışmalarının odağında sebze fiyatları var. Tanzim satış tartışmaları her şeyin önüne geçti..
 
Tanzim satış sosyal belediyeciliğin esasıdır aslında.
Belediyeler kar amacı güden ticarethaneler değildir.
Belediyeler çöp toplama işine milyonlarca lira harcıyor.Topladıkları çöpten ne kazanıyorlar? Koca bir hiç!
 
Tanzim satışlarda zararına satış yapılıyor diye eleştiriyorlar.Belediyenin imkanı varsa bedava dağıtsın kardeşim size ne?
 
Hemen alış fiyatı, satış fiyatı ve aradaki zararı hesaplamaya başladılar.Sendikacı vekilimiz soluğu Fethiye’deki sebze, meyve halinde almış.Hemen bir fiyat araştırmasına girişmiş.İstanbul belediyesi Muğla’dan 148 ton domates alıp,İstanbul’a götürmüş.
 
Halden 4,5 liraya alınan domates, tanzimde 3 liradan satılmış.Yani kiloda 1,5 lira bir zarar söz konusuymuş.
İstanbul belediyesinin 4 günde yaptığı zarar 222 bin lira civarındaymış. 
 
Vekilimiz hesap etmiş, öyle diyor. ‘Bu zararı hangi kurum karşılayacak?’ diye isyan ediyor. Sen hal komisyoncularının avukatı mısın?
 
Halden 4,5 liraya alınan domatesin üzerine nakliyatı vs. koymadan satıyorsunuz diye hesap soruyorsun.
O belediye vatandaşına isterse bedava kömür dağıttığı gibi pekala bedava sebze de dağıtır. Aynı vekil bu sert çıkışın arkasından şöyle garip bir açıklama yapıyor. ‘Tanzim satışlar sadece İstanbul ve Ankara ile sınırlı. 
 
Bu illerdeki insanlar pahalılıktan etkileniyor da diğer illerdeki yurttaşlar etkilenmiyor mu?’ Pes doğrusu daha iki dakika önce karşı çıktığı tanzim satışın, tüm ülkede olmasını istiyor. Ya insan biraz kendi çapında tutarlı olur. Bu ülkede yıllardır bedava kömür, makarna dağıtılırken karşı çıkanlar, kömürün, makarnanın alasını dağıttılar.
 
Bugün Türkiye’de bedava kömür dağıtmayan belediye yok.Peki belediyelerin kurduğu iftar çadırlarına ne demeli?İhtiyacı olan olmayan herkes orda.
 
İlk başlarda bu çadırlara karşı çıkanlar, bugün çadırın da alasını kuruyorlar.Bakın size bir zararın daniskasından örnek vereyim.Geçtiğimiz yıllarda Aydın Sultanhisar’da, portakal üreticinin elinde kalmıştı.
 
Toplamasını dahi kurtarmaz durumdaydı.Aydın belediyesi bu portakalları üreticiden alarak Aydınlılara bedava dağıttı.Hem de tüccarın verdiği fiyatın üzerinde bir fiyattan satın aldı da dağıttı.Hiç kimse belediyenin uğradığı zararı hesap etmedi.Sosyal belediyecilik budur.Köylünün tarlada kalan ürününü satın alır, ihtiyaç sahiplerine dağıtır. Aydın Büyükşehir belediyesi bana göre halka en büyük hizmetini ‘Ege Et’ tesislerini açarak yapmış.Yerel üreticilerden aldığı sığırları hijyenik ortamlarda sterilize edip, Aydın halkına sağlıklı, temiz ve ucuz olarak et satmaktadır.
 
Kasapların isyan etmesine rağmen yaptı bunu.
Şu anda tüm ilçelerde ve merkezde şubeleriyle hizmet veriyor.Burada amaç yerel üreticinin desteklenmesi ve halka ucuz hizmet sunulması.Eti, bonfileyi, pirzolayı ve sucuğu yarı fiyatına alıyorsunuz.
 
‘Halk ekmek’ fabrikası ve satış noktaları ile ayrı bir hizmet yapılıyor. Halk için halkla birlikte yönetmek böyle olur. Özlem Çerçioğlu başarılı mıdır değil midir? Bu tartışmaya girmek istemiyorum ama şunu belirteyim.Yüzde 70 oranında sağ seçmenin olduğu bir ilde, CHP’nin oyunu yüzde 20’lerden yüzde 50’ye çıkarması büyük bir başarıdır.Yüzde 70 sol seçmenin olduğu bir ilde, yüzde 50 oy almak ise başarısızlıktır.
Muğla’da yıllardır narenciye üreticisinin kan ağladığını, limonların, portakalların ağaçların başında kaldığını bilirim.Fethiye’de üreticilerinin domatesleri yollara, derelere döktüğünü bilirim.Bugün Fethiye haline giderek kar zarar hesabı yapanlar,köylünün ürünü tarlada, ağacın başında kalırken nerelerdeydiniz?Bütün bunlar kimsenin umurunda değildi.
 
Gelelim seçim öncesi yapılan tanzim satışa.Göz boyamadan, oy avcılığından başka bir şey değil.Vatandaş 2 kilo domates almak için saatlerce kuyrukta bekliyor.O kuyruktaki adam ‘Allah hükümetimize zeval vermesin’ diyor,ağzında kalan tek dişiyle.Görünen o ki ömrü yerel seçimlere kadardır...
 
Hani başkanlık sistemine geçilirse ülke şaha kalkacak, bizi kimse tutamayacaktı!Dünya lideri olacağız derken kabzımal olduk.Dünyada kendi kendine yetebilen 3 ülkeden biri biz iken,şimdi kendi ekmeğimizi bile yapamaz hale geldik.Uçak yapalım derken acımızdan öleceğiz.Sosyal belediyeciliğin en uç örneklerinden biri de Tunceli’nin Ovacık ilçesinde yaşanıyor.
 
TKP’li Fatih Maçoğlu’nun belediyecilik anlayışı yaygınlaşmalıdır.Bu seçimde Tunceli’den adaylığını koydu.Kürtçü faşistlerin hedefinde.Seçimi kaybederse sadece Tunceli değil, Ovacık halkı kaybedecek.Bu ülkedeki sorunun siyasi görüş değil, ahlak olduğunu göstermiş bir başkandır.Ovacık’ta sosyal belediyeciliğin, halkçı belediyeciliğin daniskasını yapmıştır. Umarım Tunceli’yi alır da daha net yaşar görürüz.HDP kendi partisinden aday olmadı diye fütursuzca saldırıyor ona.
 
Kürtçü faşistlere karşı alternatif olduğun anda dilinle kuş tutsan nafile.Maçoğlu yani nam-ı diğer komünist başkan ne yaptı biliyor musunuz?Bütün ilçe halkına iş imkanı sağladı, ulaşımı bedava, suyun tonu 50 kuruş yaptı.En önemlisi hazine arazilerini tarıma açtı ve ürünleri kooperatif kurarak sattı.Belediye binasına büyükçe bir gelir gider tablosu asarak şeffaf belediyeciliği gösterdi bize.Muğla Büyükşehir belediye başkanı olmasını temenni ediyorum. Kendisini milliyetçi olarak adlandıran herkesin dikkatle izlemesi gereken bir başkan. Vatana hizmet, vatanseverlik, beka,meka ayaklarının, lafla, kabadayılıkla, kendi düşüncesini başkasına dayatmakla, farklı olanı yok etmeye çalışmakla değil, işte böyle olur.
 
Bizim öngörüsüz, vizyonsuz, kabız vekillerimiz ise tanzimlerde halka indirimli, zararına satış yapılmasının tantanasını yapıyorlar.Elektriği, suyu, ulaşımı, sağlığı, eğitimi, temel gıdayı halka bedava ulaştırmak gibi bir hedefleri olması gerekirken,soluğu Fethiye halinde alıp zarar, ziyan hesabı yapmaya utanmıyorlar. 
Bir de utanmadan diyor ki, ‘sadece Ankara ve İstanbul’da değil, tüm ülkede tanzim satış yapılsın’ Bu söze yorum bile yapmaya gerek yok!Daha yeni CHP’li Eskişehir belediye başkanı Büyükerşen litresi 3 liradan süt satışı yapmaya başladı.Hatta sütün reklamında bizzat kendisi oynamış.‘Halk Süt’ adıyla halka gerçek, sağlıklı sütü ucuza satıyor.Bu hizmetleri Muğla’ya nasıl getirebiliriz hesabı yapacaklarına,kaldırım ve duba belediyeciğinden kurtulmanın hesabını yapacaklarına,İstanbul belediyesinin zararını hesaplıyorlar. Bu toplumun Maçoğlu gibi başkanlara ihtiyacı var.Keşke Ovacık’la devam etseydi de daha sosyal bir belediye görebilseydik. Tunceli’deki Kürt faşist ittifak onun seçilmemesi için her türlü pisliği yapar.
 
Neyse dostlar bu ülkede 2 yıldır fiyatlar aldı başını gitti.Buna karşı önlem almak AKP’nin aklına seçim öncesi geldi..O da seçime kadar.AKP seçimi kazanmak için halka domates, biber rüşveti veriyor.Asıl cepheden karşı çıkılması gereken konu bu. Spiker 1,5 kilometre uzunluğundaki kuyruğun en sonundaki, ağzında tek dişi kalmış ümmete soruyor,‘Nasıl tanzim satıştan memnun musunuz?’
 
Ümmetin cevabı ‘Allah hükümetimize zeval vermesin!’oluyor.
 
Başıma bir hal gelmeden yazımı burada bitireyim.
Çünkü bu sözün üzerine de yorum yapılmaz.
Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!