Sinirleri tahrip için bire bir öğütler (!)

CENGİZ BAYSU 03/06/2024 - 09:16:43

İBB’den bir istek
1.Önceden 10’ar dakika arayla Kadıköy'den Karaköy’e ve Kadıköy’den Eminönü’ne ayrı ayrı vapur kalkıyordu. Şimdi tek vapur iki yere birden uğruyor.  Dolayısıyla Kadıköy’den Eminönü'ne ve Karaköy’den Kadıköy’e gidecek olan kişiler için 15’er dakika zaman kaybı ortaya çıkıyor.  Bu konuyla ilgili olarak seferlerin yeniden düzenlenmesinin gözden geçirilmesi,
 
2. Karaköy iskelesinden Eminönü’ne geçen vapurlar, Galata Köprüsü altından çıkan motorlarla burun buruna kalabilmektedir. Hem bu riski azaltmak hem de kaptanlar için manevra zorluğunu ortadan kaldırmak için Eminönü vapur iskelesinin Galata Köprüsü uzağında seçilmesi daha isabetli olmaz mı?
***                               ***                          ***
Kritik mevsim başlıyor
Yaz geliyor. Yangınlar başlayacaktır. Yangın söndürme uçakları, helikopterleri, yangın yolları, ekipler, bildirim yöntemleri gözden geçiriliyordur herhalde? Kuş ve kaplumbağa yumurtaları, tilki, tavşan, ayı, ceylân, dağ keçisi yavruları… Kelebekler, arılar, bukalemun ve sincaplar? Bunlar kendilerini çaresiz şekilde alevlere teslim edecekler mi yine? Ya ağaçlar, çiçekler, başaklar? Alevin geldiğini görseler de yapacakları bir şey olmadığını bilerek acılar içinde teslim olacaklar mı alevlere…
Yakanlara gelince: 
İnsanlıktan nasibini almamış, vicdansız, acıma ve şefkat duygularından uzak cehalet timsali iki ayaklı yaratıklardır onlar… Birileri ceplerine para mı koyuyor, şartlandırılıyorlar mı, örgütün tehdidi altında mı kalıyorlar mı? Her neyse!
Yukarıdaki canlıların yüzlercesinin belki de binlercesinin yaşam hakları yine yok edilecek mi? Bu canilerin âh almamaları mümkün mü? Her filmin bir sonu vardır. Bu kişi veya kişilerin son nefeslerini inleye inleye vereceklerinden hiç şüphem yok ama…
 
***                               ***                          ***
Bıktıklarımızdan
*Ani ve sert dönüşler yapan azgelişmişlerden,
*Kara kaplı camları olan araçların bağıran motor ve ciyaklayan lastik seslerinden, plakasız araçlardan, içlerindeki kara gözlüklülerden,
*Çengelköy ve Beylerbeyi trafiğinin devamlı tıkanmasından, (Sebebi Boğaz köprüsüne girecek araçların çift sıra yapmalarından ve trafik ışıklarına riayet edilmemesinden)
*Metrotrenlerin yürüyen merdivenlerinde sol tarafın açık tutulması yazılarla belirtilmesine ve anonslarla duyurulmasına rağmen yine de çakılı kalan tiplerle merdivenlerin geçilmez hal almasından,
*Sahilde park eden araçların kalkışları sırasında yolu istediği gibi kesmelerinden,
*En küçük yağmurda bile göllenen yollardan ve bu yollarda yayalara su sıçratan sürücülerin pervasızlığından, 
*Ambulanslara yol vermeyen sürücülerin dangalaklığından, 
*Telefonu eline alıp “Alooo!” dedikten sonra, o mekânda kendisinden başka kimse yokmuş gibi bağıra çağıra el kol hareketleriyle konuşanlardan,
*Kamu kuruluşlarının santrallarındaki operatörlerin bulunduğu yeri bile tarif edemeyecek kadar kapasitesiz olmalarından, 
*Başlangıç ve bitiş günlerini belirtmeksizin, duyuruya yer vermeksizin tali yollarda rastgele yapılan kazı çalışmalarından, sokak giriş ve çıkışlarına uyarı levhalarının konulmamasından,
*Beklediği aracın geldiğini görünce sigarayı yutarcasına içine çeken, izmariti parmak hareketiyle fırlatıp tükürüğünü de attıktan sonra sigara dumanını otobüsün içinde üfleyenlerden,
bıktık artık…
 
Araç bekleyen genç
Sigarasını attıktan sonra kokan nefesini otobüsün içine salarak, “Arkaya doğru yürüsene!” diyen adama, "Yürümek isteseydik otobüse binmezdik" diyen genci tebrik ediyorum. 
İstanbul’u bu kafadaki dört ayaklılarla paylaşmak istemiyorum, istemiyoruz... Polis ne yapsın, Belediye ne yapsın bu yaratıklara? Sinirlerim tahrip oldu, aynı şeyleri görmekten duymaktan. Daha fazla asabımı bozmak istemiyorum. Yine kibarlık yapayım ve “lütfen” sözcüğünü şarkı sözlerinin başına alarak kullanayım: 
                                                 “Arkanı dön ve çık! 
                                                  İstenmiyorsun artık”