Maliye Bakanı Naci Ağbal dün şaka gibi bir açıklama yaptı.

Motorlu Taşıtlar vergisine yüzde 40 zam yapmışlar.

Geçen Temmuz ayında vergi artışı olmayacak demişti.

Neymiş efendim zaten her yıl enflasyon oranında artırıyorlarmış da.

Yüzde 15 olması gereken artışı yüzde 40 yapmışlar.

Motorlu taşıtlar olmasaymış halimiz kötüymüş.

Bunun adı ‘durmak yok, yola devam’ zammı.

Tam içimden ‘eyyy cehape zihniyeti’ diye bağırmak geçiyordu ki,

aklıma Emine Erdoğan’ın 210 bin liralık çantası geldi.

Üstelik Reis, belediye başkanlarına ‘lüks yaşamayın, mütevazi olun’diye ayar verirken.

Bunlar daha iyi günlerimiz, bu şatafata, bu kadar yemeğe, o peşkeş çekilen köprülere devlet bütçesinin yetmesinin imkanı yok!

Halkın cebinden fazladan alacağınız yüzde 25 vergiyi ne yapacaksınız?

Hiç ihtiyacımız yokken sırf Amerika’ya yaranmak için 11 milyar dolara sipariş ettiğiniz uçakların parası mı?

Hem memura verirken yüzde 7 olan enflasyon, iş vergi almaya geldiğinde nedense birden yüzde 15 oluveriyor?

Hani ekonomimiz çok iyiydi, hani Avrupa bizi kıskanıyordu.

Hani medya kabızlarınız her gün ekranlarda ‘ver mehteri ver’ diye göbek atıyordu ya.

Yollar, köprüler, saraylar, milli irade, dünya liderimiz, ceddin deden, neslin baban .

Ne oldu onlara?

Taşıt üretmiyoruz ama çemkirdiğimiz Almanya’nın ürettiği taşıttan üç-beş misli vergi almasını biliyoruz.

Kendi petrolümüz yok ama akaryakıtın üçte ikisi vergi.

Yandaş medya ‘vergi kazığı’ diye manşet atacağına,

‘Müjde kamuya 74 bin personel alınacak’ yazarak pozitif algı pompalamaya çalışıyor.

Tüm dünya ve yol yürüdükleriniz sizi kandırsın, sizde kendi halkınızı kandırın.

Sadece taşıt vergisi artsa öpüp de başımızın üstüne koyalım.

Binek otomobillerde aracın değerine göre ek vergi uygulanacak.

Yüzde 27 olan gelir vergisini yüzde 30'a çıkaracaklar.

Yani emekçilerin ocak ayında aldıkları maaşın yarısını yılın ortasına doğru el koyacaklar.

Vatandaşın ödediği vergiyi yüzde 40 artırırken, patronların ödediği kurumlar vergisini yüzde 2 artırdılar.

Emekçiler bundan sonra vergiye, sigortaya ve çektiği kredilere çalışacaklar.

Kurumların dağıtılmayan kar paylarından yüzde 1 cebelleş edecekler..

Elde avuçta para edecek kamu kurumu kalmadığından lojmanları satacaklarmış.

Kiraya verilerek peşkeş çekilen turistik tesislerin kira süreleri uzatılarak ek gelir elde edilecekmiş.

Enerji içecekleri vergi kapsamına alınmış.

En önemlisi sigaranın kağıdından ÖTV alacaklarmış..

Oysa sigara zamlarından sonra millet sarma yapıp onu içmeye başlamıştı.

‘Makaron’ denilen sigara kağıtlarına diktiler gözü.

Öyle sigara sarıp içmeyle filan vergiden kaçış yok!

Millet arabaya binmeyip de bisiklete binse, bisikletten vergi alır bunlar.

Tarım ve hayvancılığı bitirdiler, ithalat başladı, ekonomi üretimle değil vergiyle dönüyor, işsizlik ise felaket boyutlarda,

ama nedense yazar kasa fırlatan da yok.

Geçenlerde Erzurum’un bir ilçesinde okullarda hizmetli olarak çalıştırılacak 135 kişi için 2 bin 800 kişi başvurdu.

9 ay süreyle asgari ücretle çalışacak insanlar adeta birbirini ezdi.

Bu bölgenin tek büyük fabrikası Atatürk zamanında kurulan Şeker fabrikası.

Referandumda yüzde 74,5 evet, yüzde 25,5 hayır çıkmış.

Geçen kış ‘Rusya gazı keserse tezek yakarız’ demişlerdi.

Ünlü romancı Kemal Tahir’in memleketimiz insanı üzerine doğru bir tespiti var.

‘Bizim memleket ızdıraba katlanmasını iyi beceriyor da, ona karşı gelmesini bilmiyor.’

Ben bu saatten sonra seçimlerde inadına AKP desteklemeli diye düşünüyorum.

Çünkü en çok iktidardan nasıl düşeceklerini merak ediyorum da ondan.

Nazım Ustanın da dediği gibi bizler ‘dünyanın en tuhaf mahlukuyuz’

‘Gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen, 
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye. 

Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer, 
ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak 
kabahat senin, demeğe de dilim varmıyor ama,
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!’

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!

Kemal ÖZCAN-27/09/2017