‘PAZARA AKŞAM ÇIKIN!’

Kemal Özcan 19/02/2020 - 07:48:53

Milyonluk Mercedes’in içinden habire fetva veriyor.
Yayımladığı dergide tasarruflu pazar alışverişi konusunda tüyolar var.
‘Tüm pazarı gezip fiyatları öğrenin!’
‘Ucuza almak için akşam saatlerini bekleyin!’
‘Kaliteli ve ucuza almak için de aynı pazarcıdan alışveriş yapın’

Yoksul halka, işsiz insanlara öğütler veriyor.
Halkına daha iyi bir hayat sunamayanların öğütleri bunlar.
Ucuzluk akşam ezanıyla başlıyor sanki de pazara akşam çıkacakmışız.
Aklı sıra akşam gidin, pazarcıların götürmekle uğraşmayıp,
orada bıraktığı çürük şeyleri alın diye tavsiye ediyor.
Ya pazarcılar da kimse gündüz gelmiyor diye, işi akşama sarkıtırsa ne yapacağız?
Bu sefer de yatsıdan sonra çıkarız.
Alacağımız yarım kilo salatalık ve domates neyin ucuzlaması bu?
Saçma sapan öğütler vereceğinize, yağcılık yaptıklarına söyle de ekonomiyi düzeltsinler!
Aldığımız para az geliyor, açız diye ağlanmayın, isyan etmeyin de masraflarınızı azaltın demek istiyor.
Yani fakirler tasarruf yapsın.
Saraydan, bindiği makam araçlarından, altın varaklı mobilyalardan, 2 dönüm hereke halılarından hiç bahsetmiyor.
İktidarın ve sarayın ve belediyelerdeki israf ile ilgili tek bir kelime ettiklerini duymadım.
Yazlık, kışlık, baharlık saray yaptırmayın diyemiyor.
Saray'da mı pazar alış verişini akşam saatlerinde yapsın?
Ya da sen bu önerini Saray'a da yapabiliyor musun?
Vatandaş vatandaş olsa ’niye ucuza almak zorunda kalıyorum,
niye akşam pazarına çıkmak zorundayım?’ diye sorar.
Tabi vatandaş vatandaş olsa..
Yoksulların açlığının, zenginlerin doymak bilmeyen aç gözlülüğü olduğunu söyleyemiyor.
Düzenin devamını, korunup kollanmasını kendine görev edinmiş.
Faiz caiz diyecek kadar dini pazarlama gayretkeşliğinde.
Hadi bakalım nasıl yazacaksam artık bu yazıyı,
Can Yücel gibi sinkaflı cümleler kurmadan..
Bu din’le, İslam’la alakası olmayan Diyanet kesinlikle kapatılmalıdır.
Dinden soğutuyor bu zihniyet insanları.
Diyanet kapatıldığında ne kadar tasarruf olur biliyor musunuz?
150 bin kadrosu ve 12 milyar bütçesiyle bu milletin sırtında asalak.
Diyanet kapatılsa ona harcanan paralar yoksula dağıtılsa ülkece daha çok tasarruf ederiz.
Akşam pazara da çıkmak zorunda kalmayız.
Tabi kendileri sabah erken çıksınlar pazara, en tazesini en yüksek fiyatlardan alsınlar!
Halka reva gördükleri akşam pazarları.
Pazar dağıldıktan sonra hiç geçtiniz mi acaba oradan?
Gördünüz mü sebze çöplerinin içinden sağlamlarını seçen insanları.
Çoğu bir tanıdık görür diye onurundan, utancından çöpleri karıştıramıyor.
Ben bunu durumu zayıf olan bir insana söylemeye utanır yerin dibine girerim, gerçekten çok yazık.
Yakında Pazar dağıldıktan sonra çıkın derlerse şaşırmayın.
‘Cuma günü namaz çıkışı dilenin.
İşlek caddelere dağılın, bir yerde 10 kişi durmayın.’
tavsiyesi gelebilir.
Sanki Diyanetin üzerine vazife.
Dini siyasetin tam göbeğine oturttular, istedikleri gibi kullanıyorlar.
Bana göre sebze ve meyve yemek günahtır veya haramdır deseler de kökten çözseler şunu.
Olmadı 12 ay oruç tutturun millete.
Zamlara karşı sokağa çıkın demiyor da, pazara akşam çıkacakmışız!
Zenginler servetlerine servet katarken fakirlere şükredin, azla yetinin öğüdü veriyor.

Birileri köle olacak ki, onlara fitre zekat vererek cennete gidecek efendileri olsun..
Diyanet İşleri Başkanlığını Atatürk kurmuştu.
Anadolu'da ruhban sınıfının siyasal etkinliğini kırmaktı amacı.
Dindarlığın bu kadar kuvvetli olduğu bir toplumda, din denetim altında tutulmazsa,
Anadolu’da yaşayan halkın kadim gelenekleri ve yaşam tarzları,
Atatürk’ün batılılaşma hedefini taşıyan devrimlerinin önüne geçebilirdi.
O dini, bireylerin vicdanı ile sınırlandırmayı amaçlamıştır.
Diyanet sayesinde dinde otorite, fetvada tekel, sadece Cumhuriyet’e ait olmalıydı.
Netekim öyle de oldu, ta ki dinciler devlet kadrolarını ele geçirene kadar.
Diyanet işleri başkanlığı, dincilerin etkisi altına girince, dinci emeller için kullanılmaya başlandı.
Hatta iktidardaki siyasal İslam’ın saltanatı için fetvalar vermeye başlandılar.
Başkanı geçenlerde Kur'an kurslarında bir tuğlası olana, cennette bir ev verileceğini söyledi.
5-10 tuğla koyana manzaralı, bahçeli, havuzlu müstakil olur mu hocam?
Hadi ben biraz daha cömert davranayım,
Cennetten ev kesinse bir kamyon tuğla göndereyim size.
Kur’an kurslarına şeytandan korunmuş bölgeler dedi.
Ardından TOKİ’den ev alırsanız faiz caizdir diyor.
Tam bir Ortaçağ kafası.
Ortaçağ Avrupa'sında kiliseye bağış yapanlara,

cennetten arsa dağıtılıyordu diye geyik yapardık hep, başımıza geldi..
Halkın parasıyla saltanat kayığını yüzdüren Diyanet, pazara çıkmak için akşam saatlerini bekleyin diyor.
Atatürk’ün kurduğu Diyanet’in Başkanı,
Atatürk düşmanı fesli Kadir Mısıroğlu’na tamamen insani duygularla hastanede ziyaret etmişti.
İnsani duygularla diyorsan çıkarırsın cübbeni sarığını, her ne varsa üstünde çıkarır öyle gidersin.
Kurum adına gidip de insani, vicdani kıvırmalar yapma öyle!
Bu ziyaretini 9 Kasım tarihinde yaptı ki, 10 Kasım’da medyada yayımlansın..
Maksat 10 Kasım’ı sulandırmak, yapılacak anmaları provoke etmek.
Neyse Diyanet ekonomik krizden çıkmak için diyor ki,
‘ucuz almak için pazara akşam olunca gidin’
Hükümet olarak bizim yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı.
Normal karını koyup satamayan pazar esnafı hava kararınca,
malını satamayıp sermayesini çöpe dökeceğini düşünerek korkuya kapılır.
Bundan istifade edin, onlara acımayın, sebzeyi, meyveyi ucuza kapatmak caizdir!
Pazarcı esnafı satamadığı malı zararına verir, siz de ucuza kapatın diye tavsiyede bulunuyor.
Akşam pazara çıkmak fırsatçılıktır, normal zamanda çıkın pazara diyeceği yerde verdiği akla bakın.
Diyaneti ne hale getirdiler?
Kılıçdaroğlu da daha önce ‘on binlerce kişi pazar atıklarıyla geçiniyor’ demişti.
Tuğla, ev, cennet demişken Diyanete bir önerim olacak.
Cuma hutbesinde, ‘pazar dağıldıktan sonra atılan çöpten sebze, meyve toplayan cennete gider!’ derse daha faydalı olur.
Ya da bir fetva çıkarın, gündüz saatlerinde pazar yasaklansın, sadece akşamları açılsın.
Açlık, yokluk, işsizlik öyle sardı ki bizi vatandaş pazara bile çıkamaz oldu.
Din üzerinden iktidar ve sömürü borazanlığı yapılmaya başlandı.
Diyanet hükümetin oyuncağı oldu.
Diyanet siyasallaştı, liyakat ortadan kalktı.
Yoksulluğu bir kader olarak gören ve adeta dalga geçen bir anlayış hakim.
Kendileri yutar salkımı ,ele verir talkını.
Sonra da vatandaşa ‘bir lokma, bir hırka’hikayeleri anlatır dururlar.

Bütçesi 12 milyara yakın, 8 bakanlığın bütçesinden fazla.
Milyonluk makam aracı altında, bütün harcamalarını devlete ödetir,
bu da yetmedi eşine de makam aracı ve bir şoför verilir.
Başkanın zevcesi de resmi arabayla ve özel şoförle geziyor.
Gelen tepkiler üzerine araç geri alınmış,
daha sonra da Diyanet Vakfından Toyota marka bir araç vermişler.

Yazık olmuş, attan indirip eşeğe bindirmişler.
Yoksullar yoksul kalsın, yoksul yaşasın ve bol bol Allah'a şükretsin!
Faizi haram olmaktan çıkardılarsa gerisi gelir artık bunun.
İş şirazesinden çıktı bir kere!
Akşam vakti pazara çıkanlar için şüphesiz bereketler vardır,
veya rakınızı, şarabınızı kendiniz yapın gibi açılımlar gelebilir.
Diyanetin görevi, İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek,
din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmektir.
Halkın nasıl ucuz gıda alabileceğini anlatmak, hükümete yandaşlık etmek, halkı aptal yerine koymak değildir.
Adamların derdi siyasi iktidara daha ne kadar yaranabilirim?
Tayyip Erdoğan’da zaten ‘Bir Müslüman, imam müezzin aramaması lazım.
Kendi ölüsünü kendisi yıkayabilecek bilgiye kabiliyete erişmesi lazım, işin aslı bu’ demişti.
Siyasallaşmış bir Diyanetin topluma zarardan başka zerre faydası olamaz.
Bu saatten sonra kapatılması elzemdir ve tasarruftur.
Hoş kalın, inançla ve Dirençle kalın!
Kemal ÖZCAN-17/02/2020