ÖLÜ YIKAYICISI MI OLACAKSINIZ?

Kemal Özcan 02/10/2017 - 09:56:01

AKP’li Cumhurbaşkanımızın İmam Hatip Lisesinden mezun olduğunu biliyoruz.

Bunu kendisi de her fırsatta dile getiriyor.

Ne hikmetse mezun olduğu Üniversite ile ilgili bir sürü polemik yaşanmasına rağmen bu konuda ağzını bıçak açmıyor.

Dün Fatih'te kendi adının verildiği Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin açılışında konuştu.

Bazı öğretmenlerimiz bize şunu söylerlerdi, ‘Ölü yıkayıcısı mı olacaksınız?’

Ölü yıkamayı dahi aşağılayanlar olmuştu. Halbuki ilk adım atıldığı zaman ölüleri yıkayacak gassal denilen,

bunu yetiştirmek üzere bu okulların kurulması var idi. Buralardan hamdolsun bizler yetiştik. Bilim adamları yetişti.’dedi.

Bir ülkenin Cumhurbaşkanı ölülerin yıkanması ile neden bu kadar ilgileniyor onu anlamadım gitti..

Ne zaman İmam Hatip Lisesinde konuşsa, konuyudönüp dolaştırıp ölü yıkamaya getiriyor.

Ne diyelim, milletin adamı işte, milletini böyle düşünüyor herhalde.

2015-2016 eğitim öğretim yılı açılışında kızları Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan'ın okudukları,

Kadıköy Ahmet Sani Gezici Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yaptığı konuşma da konu buydu.

Bir Müslüman, imam müezzin aramaması lazım. Kendi ölüsünü kendisi yıkayabilecek bilgiye kabiliyete erişmesi lazım,

işin aslı bu. Yoksa ölüleriniz ortada kalır.’ demişti..

Sanki herkes kendi ölüsünü yıkasa dünya daha yaşanılası bir yer olacak.

Oldu olacak her eve bir gasilhane zorunluluğu getirilsin.

Hatta damat adaylarında aranan özellikler arasında namazında, niyazında olmasının yanı sıra,

gerektiğinde ölüsünü yıkayabilecek kabiliyette olduğu söylensin.

Kendi ölüsünü yıkayamayan adama kız bile vermesinler.

Yaşamı değil de ölümü yücelten bir anlayışa sahip olursanız, sürekli ölümle ilgili, ölüyle ilgili konuşur durursunuz.

Hayatımızın hiç bir değeri yok.

Ölümüz daha değerli.

Bizde‘Kör ölünce badem gözlü olur’ derler.

Reis böyle konuştukça benim içim ürperiyor, korkuyorum.

En çok ölünce beni kimin yıkayacağını merak etmeye başlıyorum.

İçimden öleceğimi anladığım an küveti doldurup içine girip hazır yıkanmış olarak ölümü beklemek geçiyor.

Ya da çamaşır makinasına girip, programı uzun ayarlayıp kapağını kapatmak geçiyor.

Neyse dostlar maalesef vatandaşı insan gibi yaşayan Müslüman bir ülke de yok zaten.

Aslında Müslümanlar olarak bizler birer yaşayan ölüyüz.

Önemli olan ölüsünü yıkamak değil, canlısını refah ve huzur içinde yaşamasını sağlamaktır. 
Açılışını yaptığı Recep Tayyip Erdoğan İmam Hatip Lisesi 45 milyona malolmuş.

Anadolu Lisesi ise 15 milyon liraya.

İktidara geldiklerinde 60 bin olan İmam Hatipli öğrenci sayısını 1 milyon 200 bine çıkarmakla övünüyor.

Köy Enstitülerinden İmam Hatip Liselerine, oradan tekkelere zaviyelere doğru evriliyoruz.

Dünya Mars’ta yaşamı araştıradursun, akan suyu bulsun.

Bizler ölülerimizi kendimiz yıkayacak bilgiye erişelim.

Size bu iktidarın ölü yıkayıcılara verdiği önemi göstermek için gerçek bir hikaye anlatayım.

Bu akıllara zarar bir durum İzmir’de gerçekleşti.

Yurdumun işsiz üniversite mezunları sınavlara girip bir işe yerleşmeye çalışırlarken,

Buca Seyfi Demirsoy devlet hastanesinde 12 yıl ölü yıkayıcı olarak çalışan Mikail Keskin isimli vatandaş,

5 gün içinde iki kez terfi ederek İzmir İl Sağlık Müdürlüğünde Personel Müdürlüğüne atandı.

Şaşırmadım doğrusu ölü bir toplumun başına gelebilecek en iyi yöneticidir kendisi.

Ancak bileğinin hakkıyla oraya geldiyse İl Sağlık Müdürlüğünde Personel Müdürü olabilecek donanımda bir adama,

10küsur yıl ölü yıkatanlar utansın diyorum.

Personel Müdürü olan bu gassal 15 temmuz darbe girişimi sonrası açılan soruşturma kapsamında açığa alınmış.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ dedikten sonra trafikte, inşaatlarda, madenlerde, fabrikalarda,

canlı bombalarla, terörle, darbe girişimiyle neredeyse kurtuluş savaşında kaybettiğimiz kadar insan hayatını kaybetti.

Herkesin eceliyle ölebildiği bir ülkede yaşamak umuduyla,

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!