Sevgili okuyucu, MERHABA!

Önsöz; sevgili eşime, aileme, dostlara, tüm meslektaş ve turizm emekçilerine...
"Verba volant, scripta manent..." (Söz uçar, yazı kalır...) latin atasözü.

Bu köşede turizmi en güncel hali ile elimizden geldiğince konuşuyor, yazıyor ve paylaşıyoruz. Konulara farklı bir açıdan, olabildiğince objektif olarak bakıyoruz, bu sefer biraz duygusal olacak.

17 Mayıs 2015, hayatımın en önemli günlerinden. Beni bu güzel sahil kasabasında (sanırım "kasaba" adetten diyoruz artık) olma sebeplerimden biri; eşim ile birlikteliğe adım attığımız gün. Sevgili editörüm köşeyi bana tahsis ettiğinden mütevellit, biraz şahsi kullanıp genele bağlıyorum.

Nasıl turizmci olunabilir?
Maalesef, günümüz gençlerinin neden turizm bölümü okuduklarını bilemedikleri gibi, sanıyorum ben de Bodrumlu olmanın avantajı ile artık ne şekil aldığı bilinmeyen sınav sisteminde “turizm” bölümünü yazarak kaderimi çizdim... Değerli ailemin desteği ile iyi bir eğitim sonucunda mezun olup sektöre adım atar gibi yaptım. Değişik fikirler ve gelecek planları neticesinde, Bodrum'da kalmanın motivasyon olarak en iyi fikir olduğu kanaatine vardım, neden mi? AŞK...

Turizmciyiz biz! Görünmez çizgilerimiz, konuşamadıklarımız, söyleyemediklerimiz var hepimizin. Haykırmak isteyip, sustuklarımız, sevip, sevişemediklerimiz var. Kızıp, gidemediklerimiz! Nefretimiz var bizim çabucak geçen, eh haliyle sektörde dedikodumuz da var, çok şeyimiz var bizim... Hep AŞK'tan...

6 yıldır birlikte olmaktan müthiş keyif aldığım ve aynı yerden aynı hediyeyi alacak kadar yap-boz parçası olduğumuz sevgili eşime, özellikle evli olduğumuz 2 yıllık dönemde tüm bana desteğine! Gözümü açtığım andan itibaren yanımda tam kadro olan aileme, tüm dostlarıma, benimle emeklerini, zamanlarını, alın terlerini paylaşmış tüm iş arkadaşlarım ve turizm emekçilerine teşekkür ederim, sizleri seviyorum...

Tüm bu yoğun gündemde, her gün ağırlaşan hayat baskısında, eğer ki yoğunluğa ve dünyevi hırslarda sizleri atlıyorsam hoş görünüz...

Dedim ya, atlıyoruz paylaşmayı, sevmeyi, sevilmeyi, değer vermeyi. Yapmayınız! Turizmci her şeyini AŞK ile yapar; İnsan sever, değer verir, ailesine düşkündür, çevreye duyarlıdır, bilinçlidir, entelektüeldir, paylaşımcıdır, farklı görüşlere saygı duyar.

Tüm bunlardır turizmciyi profesyonel yapan, ama unutuyoruz bazen, karşımızdakine susuyoruz, konuşmuyoruz. Yapmayınız, sevdiklerinizi es geçmeyiniz, çalışma ortamınız ne kadar zorlu olursa olsun, kalp kırmayınız, sevdiklerinizi ihmal etmeyiniz. Seviniz, gülünüz, zira ikisi de bulaşıcıdır, bağımlılık yapar, sizi pozitif kılar.

“- herkese söylemeliyiz. Onlara ne kadar iyi olduğunu anlatmalıyız.
+neyin Leonard?
-gazeteyi okuyun. Ne yazıyor? Her şey çok kötü. İnsanlar yaşamın gerçek anlamını unutmuş. Yaşıyor olmanın anlamını. Ellerindekinin ve kaybedebileceklerinin ne olduğunu onlara hatırlatmalıyız. Benim hissettiğim, yaşam a sevinci, yaşam armağanı, yaşama özgürlüğü!”
Robert De Niro –Uyanışlar filminden alıntı…

15 Mayıs Aile Haftanızı es geçmeyiniz, etrafınıza en az işiniz kadar önem veriniz…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız sonuna kadar kutlu olsun! Bu ülke biz gençlerin!
ve 2017 sezonu ise hepimize hayırlı olsun.(umarız :) )