Millet İttifakı Seçim Stratejisini Doğru Kurguladı

Erhan Ayaz 10/04/2019 - 08:54:01

Milletçe çok zor bir seçim sürecini geride bıraktık, seçim meydanlarındaki gerginlik dün gece de ziyadesiyle devam etti. Sıcağı sıcağına analiz yapmak kendi içinde eksiklikleri barındırabilir. Bu nedenle ileriki günlerde daha detaylı analiz yapmak mümkün olacaktır. Her seçimin ardından TV ekranlarında yer alan Türkiye haritası genellikle AKP’nin rengi olan sarı çoğunluklu olurdu. Ancak bu sefer seçim sonuçları gelmeye başladıkça harita daha renkli bir hal aldı. Tabi seçim sonuçlarını anlık olarak takip edilmesini sağlayan devletin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı’nın durumunu tarif etmek için kelimeler yetersiz, gerçekten çok üzücü bir durum.

Konumuza dönecek olursak bu seçimde CHP özelinde Millet İttifakının özellikle büyük şehirlerde elde ettiği başarının arkasında seçim stratejisini doğru temeller üzerine kurgulaması gelmektedir. Özellikle Millet İttifakına ait hemen hemen tüm adayların üzerinde ısrarla durduğu üzere bu bir yerel seçimdi. CHP de seçim stratejisini yerel siyaset üzerinden kurguladı, yerelde başarılı olmuş Belediye Başkanlarını büyük şehirlerde aday gösterdi.  Ayrıca içinden geçtiğimiz iktisadi sorunları da yukarıda bahsettiğim kurgunun içinde doğru şekilde halka anlattı. Tabi bu noktada AKP ve MHP’nin “beka” söyleminin özellikle endüstrileşmesini tamamlamış bölge ve şehirlerde karşılığını bulamadığını seçim sonuçlarından görmekteyiz. Bu beka söylemi ve özellikle seçmeni kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı propaganda stratejisi karşı kampanyada birçok ilde ve ilçede seçmenin konsolide olmasını sağlamış gözükmektedir.  Ancak belirtmek isterim ki Millet İttifakı seçimlerin başarılı olan tarafı olsa da Cumhur İttifakı da genelde yüksek oy oranı yakalamıştır. Aslında seçim analizini mutlak kazanan ya da mutlak kaybeden mecradan çıkarıp bölgesel ve toplumsal bir analiz yapmak daha makul görünmektedir. Bu analizin sonucunda görülecektir ki seçimlerin başarı çıtası, karşıt kampanyaların başarı ya da başarısızlığı ile şekillenmiştir. Özetle birçok bölgede “beka” söylemi karışlığını bulamamış, bunun yerine daha pozitif ve kapsayıcı siyaseti tercih eden kampanya başarılı olmuştur. Özellikle İstanbul gibi Türkiye siyaseti için çok belirleyici olan bir şehirde Ekrem İmamoğlu’nun elde ettiği başarı bu analizinin en somut örneğidir.

Son dönemde dünya siyasetine hâkim olan “popülist” dalga –ki örnek olarak ABD’de Trump’ın seçilmesi, İngiltere’de Brexit referandumu- Türkiye siyasetinde de yüksek oranda mevcuttu. Bu seçim gösterdi ki Türkiye seçmeni bu popülist söylemin doğruluğunun sorgulanır olmasını sağlamıştır. Sağ-muhafazakâr popülist söylem artık önceki seçimlerde olduğu gibi kitlelerin seçimlerini belirleyen en temel unsur olmaktan çıkmaktadır. Bu dünden bugüne bir seçimde gerçekleşecek bir durum olmamakla beraber artık ülkenin büyük bir bölümünde karşılığını bulamamıştır. Ayrıca kanımca seçimin önemli bir analizi de özellikle Batı illerinde CHP ile Kürt seçmen arasındaki duvarın yavaş yavaş aşılmaya başladığıdır. Sosyal demokrasi adına önemli bir durum.

CHP özelinde Millet İttifakı bu seçimlerde seçim gününü ve gecesini çok iyi yönetmiştir. Seçimlerden önce iki yazı kaleme almıştım siyasal iletişim stratejilerinin önemiyle ilgili olarak. Özellikle İstanbul’da yaşananlar krize dönüşmüşken başta Ekrem İmamoğlu ve ekibi doğru iletişim yöntemleri kullanarak bu krizi çok stratejik bir şekilde yönetmiştir.

Nereden baktığınıza göre değişebilecek birçok sonucu içinde barındıran bir seçimi geride bıraktık. Kaybedeni de kazananı da bol bir seçim oldu. Bu noktada dikkatlice değerlendirilmesi gereken husus kendisini ve partisini kazanan tarafta görenlerin aslında yukarıda belirttiğim gibi mutlak kazanan ya da kaybeden olmadığıdır. Kısaca ayaklar yere basmalı ve bundan sonraki siyaset ona göre kurgulanmalıdır.