KUYRUĞA GİRECEK EKMEĞİMİZ BİLE YOK!

Kemal Özcan 17/12/2021 - 08:34:29

Şu geldiğimiz hale bakın!

İnsanlar daha ucuza ekmek almak için saatlerce sırada bekliyor.

Ucuz ekmek alabilmek için bu soğukta yüzlerce metre uzayıp giden kuyruktalar.

Son günlerde yarı fiyata satılan halk ekmekte talep patlaması yaşanıyor.

Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de bile böyle kuyruk yoktur.

İşin ilginç yanı, AKP'li belediyelerin neredeyse tamamındaki halk ekmek büfeleri bu vaziyette.

Kuyrukların çoğunlukta olduğu ilçe belediyelerinin tamamı,

büfe sayısının artmasına yani kuyrukların azalmasına onay vermeyenler.

İstanbul’da meclise yeni halk ekmek büfelerinin açılmasına dair önerge verildi,

ama her zaman olduğu gibi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

AKP’li belediyeler fazla büfe açılmasını engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar.

İddia ediyorum, o kuyruğun sonuna bir sandık koysanız,

o sandıktan en azından yüzde yetmiş beş oranında AKP’ye oy çıkar.

Gelir seviyesi düşük mahallelerin tümünde iktidar birinci parti çıkıyor.

Yoksullar, işçiler, emekçiler ve işsizler AKP’yi yirmi yıldır iktidarda tutuyor.

Kuyruktakilerin çoğu ‘her şey çok güzel oluyor’ diye,

İmamoğlu ile dalga geçmiyorlarsa ben bir şey bilmiyorum.

Kuyruğun adına da ucuz ekmek kuyruğu demiyorlarmış zaten.

‘Sıcak ekmek kuyruğu’ koymuşlar.

Sanki diğer fırınlar ekmeği buzdolabına koyuyor da,

halk ekmek büfesinden sıcak ekmek almaya gelmişler gibi.

Hatta halk ekmeğin daha lezzetli olduğunu iddia edenler çoğunlukta.

Şimdilik sorun kuyrukta olmak değil, asıl sorun kuyruk bitmeden ekmek biterse çıkar.

Halk ekmek üretimi yetersiz kalırsa o zaman yokluk hissedilir.

Fazla ekmek alanlarla, ekmek bulamayanlar tartışmaya baslar önce, ciddi kavgalar olur.

Paylaşma, bölüşme kültürümüz yok!

Ekmek karaborsaya düşerse işte o zaman daha da kötü.

İstanbul’da, Aydın’da yaşayan vatandaşlar gene de şanslı.

Kuyruğa girerek de olsa ucuz ekmek alma imkanları var.

Ya Muğla’da yaşayanlar ne yapsın?

Kuyruğuna girecek ekmeğimiz bile yok!

AKP ambargo yıllarındaki tüp, gaz, yağ kuyruklarını gösterip,

işte CeHaPe gelirse böyle olursunuz derken,

kendi dönemindeki bu kuyruklar da ileride AKP’nin uzun ekmek kuyrukları diye gösterilecektir.

Akaryakıt zamları öncesinde istasyonlarda araç kuyrukları,

marketlerin önünde ucuz ayçiçeği için birbirleriyle kavga edenler,

ve halk ekmek büfelerinin önündeki ucuz ekmek kuyrukları iktidarın mirasıdır.

Bu ülkede açlık, yoksulluk ve sefalet olduğunun itirafları gelmeye başladı.

AKP’li Cumhurbaşkanı açlık konusunda ayet okudu.

Açlık ve yoksullukla sınanıyor muşuz da haberimiz yok!

Tüm yaşadıklarımız, dolar filan hepsi sınavmış!

Bakara süresinin 155.ayetini okuyarak açlığın ve yoksulluğun sorumluluğunu üstünden atmaya çalıştı.

Bakara deyince ‘her Cuma Bakara, Makara’ dalgası geçen bakan aklıma geldi.

Saraya danışman falan mı oldu, ne oldu bilmiyorum?

Para bolken ve hoyratça israf ederken Allah, helal, haram, faiz hiç akıllarına gelmez!

Ancak yokluk ve ekonomik kriz kapıya dayandı mı açlık ve korku ayetleri ve Allah sabredenlerle beraberdir.

Halkı yoksullaştırıp, sonra da din ile uyutup, sabırla beklemelerini tavsiye ediyorlar.

Biri diyor, porsiyonları küçültün, diğeri pazara akşam çıkın!

20 yılın sonunda insanları açlık noktasına getirdim demenin Türkçe'si bu.

Klasik bir siyasal İslamcı avuntusu.

Açlığı bile allayıp pullayıp, din ile ambalajlayıp bize sunuyorlar!

Dini kullanarak halkı sömürmek çok kolay, çünkü ümmet şükürcüdür.

Bana göre din ve ayet vurgusu bu işten nasıl sıyrılırım telaşıdır.

Sıyrılamayacaksınız!

Hani meclis kürsüsünde ohhh çeken Soylu’ya göre Temmuz’dan sonra uçuyorduk,

kaçıyorduk, şahlanıyorduk, kıskananları çatlıyorduk?

Dünya bizi kıskanıyor dan nerelere geldik?

‘Sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınarız’

Muhalefetteyken açlığın ve yoksulluğun sorumlusu hükümettir diyeceksiniz,

iktidar olduğunuzda açlık ve yoksulluk varsa sorumlusu siz değil, hepsi Allah'tan.

Atılan yazar kasayı, yağ-şeker-un kuyruklarını anlatırken dönemin yönetimi sorumluydu.

Şimdi ülkemizde ağır bir yoksulluk ve açlık krizi yaşanıyor,

ve sizler sarayda sefahati yaşarken sorumlusu neden Allah oluyor?

Ülkeyi bu hale getiren sizsiniz, sizin iktidarınız!

Ben de Kur’an dan İsra Suresi 16. Ayetle cevap vereyim o zaman.

Cenab-ı Rabbül Alemin şöyle buyurmuş,

‘Biz bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman,

o ülkenin başına zenginlikten şımarmış, arsız, hırsız yöneticiler getiririz ve yıkım başlar’

İstanbul fırıncılar derneği haksız rekabet yaratıyor diye halk ekmek aleyhine hukuki süreç başlatmış.

Belediyenin kentte yaşayan her kesime yönelik ucuz ekmek üretip satmasının nesi yanlış olsun ki?

Ekonomi giderek sarpa sarıyor.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik arttıkça, kişi başına düşen gelirde,

zengin ve fakir arasındaki uçurum arttıkça, bu kuyruklar daha da uzayacaktır.

Son 1 ayda una nerdeyse yüzde 30 zam geldi, elektrik ve doğalgaza gelen zamları saymıyorum bile.

Halk ekmeğin fiyatı hala 1 lira 25 kuruş.

Kış zaten hem doğalgaz hem elektrik zamları ile çok zor geçecek, artacak gıda fiyatları da cabası.

En azında halk ekmek bu fiyatta dayanabildiği kadar dayanmalı.

Vatandaşlar halk ekmeğin fonksiyonunu tekrar anlamaya başladılar.

Başladığımız noktaya nasıl ve niye döndük onu anlamadım?

Bizi kıskananlar Mars’a koloni kurmaya çalışıyor, biz hala sımsıcak halk ekmek kuyruklarındayız.

5 liranın en değerli olduğu yer halk ekmek büfeleridir, en azından 4 ekmek alabiliyorsun.

Muğla’da ekmek 2,5 lira, simit 3 liraya satılıyor.

İstanbul büyükşehir belediyesi halk ekmek 1 lira 25 kuruştan satılıyor.

Burnumuzun dibindeki Aydın BŞB yıllardır halk ekmek çıkarıyor.

Ekmeğin fiyatını daha yeni 1 lira 75 kuruştan 2 liraya çıkardılar.

Kapasiteyi de 100 binden, 300 bine çıkarmışlar ve 60 noktada ekmek satılıyor.

Aynı ekmeği Çineli vatandaş 2 liraya, Yatağanlı vatandaş 2,5 liraya alıyor.

Neden? BŞB başkanları ve onların vizyonları farklı da ondan.

Utanmasam Topuklu Efe’ye Yatağan’a mobil ekmek satış aracını gönder de,

Yatağanlı ucuz ekmek yesin diyecem de, buna fırıncılardan önce belediyeler karşı çıkar.

Geçen Aydın’ın Germencik ilçesinde dağıtım yapan,

Aydın Büyükşehir Belediyesi halk ekmek mobil aracına saldırdılar.

Germencik, Gümüşyeniköy mahallesinde market işleten bir esnaf,

mobil aracın önünü keserek şoföre tekme tokat girişmiş.

Muğla Büyükşehir Belediyesi de fırıncı ve market işleten esnafın potansiyelinden çekiniyor olabilir.

Hem İmamoğlu hem de Topuklu Efe çok akıllı işler yapıyor

Şu anda gerçekten dertleri siyaset değil, sosyal belediyecilik.

Muğla öyle mi, Muğla’yı yönetenlerin, Muğla ekabirlerinin, aristokrasisinin düşüncesi şu!

Kiralar, ev-arsa fiyatları yüksek olsun ki, Muğla’da oturan oturmayan belli olsun,

aman göç almasın, sen, ben bizim oğlan yuvarlanıp gidelim.

Sosyal belediyecilik yapılırsa herkes doluşur, tarhana, kavun ve hamsi festivalleriyle idare edelim.

Ben Karadeniz hamsisinin Muğla ile alakasını bir türlü anlayamadım.

Sorsan hepimiz sosyal demokratız ama en büyük Muğlalı, Orgeneral Mustafa Muğlalı!

Halk ekmek, Halk et, Halk süt, toplu ulaşım gibi belediyelerin sosyal yardımları iyi hoş da,

bu hizmetlerin olası bir sosyal patlamayı da hep ertelediğini düşünürüm ben.

Uzlaşmaz çelişkilerimizin törpülendiğini filan.

Bu yüzden beklenen tepkinin bir türlü gelmediğini düşünürüm.

Ekmek elden, su gölden olunca insanlar kendi ayakları üstünde durmanın erdemini,

hakkını aramamın gereğini yapamıyorlar maalesef.

Neyzen Tevfik der ki,

‘Ekmek herkese yetecekti aslında.

Tarlaya karga dadandı, ambara fare,

fırına hırsız, memlekete harami’

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!