KÖMÜRSÜZ MUĞLA, KÖMÜRSÜZ SANTRAL

Kemal Özcan 05/02/2020 - 07:39:13

Yatağan Termik Santralinin temel atma törenini görmedim.
Temel atıldığı yıl Aydın Meslek Lisesinin son sınıfına gidiyordum.
Temel atma törenini görmedim ama görenlerden yaşayanlardan duydum.
O dönemin çiçeği burnunda Başbakanı Bülent Ecevit,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı da Deniz Baykal’dı.
Çiçeği burnunda Enerji Bakanı ilk temelini atmak üzere,
7 Nisan 1978 tarihinde Yatağan’a gelmişti.
Görkemli bir tören olmuş.
Kurbanlar kesilmiş, davul zurnalar eşliğinde zeybekler oynanmış.
Deniz Baykal burada yaptığı konuşmasında bol bol iş ve aş müjdeleri vermiş.
‘Günde 2 saatlik elektrik kesintisi ve Cumartesi günleri yapılan kesintilere son vereceğiz’ demiş.
O günlerde yapılan kesintiler halkı canından bezdirmişti.
Yanlış sanayileşme ve enerji politikaları yüzünden ülke enerji darboğazına girmişti.
Bulgaristan’dan her yıl artan miktarlarda elektrik alıyorduk.
Yani bu santralin temelini 7 Nisan 1978 tarihinde CHP atmıştı.
Ben bu arada okulu bitirdim.
Ardından 12 Eylül faşist darbesi oldu, ben çareyi askere gitmekte buldum.
82 yılının Kasım ayında askerden döndüğümde,
o günkü adıyla İş ve İşçi Bulma Kurumuna iş başvurusu yaptım.
Kısa süre sonra köye bir mektup geldi,
içindeYatağan Termik Santralinde yapılacak sınav davetiyesi vardı.
Aralık ayında Kız kardeşimim düğününün hemen ertesi günüydü sınav.
Gelin alma merasiminden sonra akşama doğru Aydın’dan Yatağan’a geldim.
Otobüsler içeri girmiyordu, Muğla kavşağında indirdiler.
Kavşakla merkez arasında en az 2 kilometre vardı, yürüyerek ilçe merkezine geldim.
Otel sordum Sultan Otelini gösterdiler, başka da otel var mıydı hatırlamıyorum.
Gittiğimde akşam olmuştu yer yoktu ama koridora portatif sedye atabiliriz dediler.
Yapacak bir şey yok, mecburen kabul ettim.
Odalar ve koridorlar ağzına kadar doluydu.
Otelde kalan herkesi Aydın meslek lisesinden tanıyordum.
Muğla meslek lisesinden mezun olan sayısı yeterli gelmeyince, 
açığı en yakın il olan Aydın’dan kapatmışlardı.
Neyse ben bir vesile ile 83 yılının Mayıs ayında santralde işe başladım.
Devreye alınırken yapılan açılış törenleri de görülmeye değerdi.
Önce 83 yazında Kenan Evren’in atadığı Başbakan Bülent Ulusu geldi açılışa.
Sonra aynı yıl yapılan seçimlerde Başbakan olan Turgut Özal gelmişti.
Bülent Ulusu’nun yaptığı açılış sönük geçmişti,
amaÖzal geldiğinde o kadar kalabalıktı ki, iğne atsan yere düşmezdi.
İşçilerle halkın buluşmasını yaşadık adeta.
Keyifler yerindeydi, ne santral çalışmasın diyen vardı, ne de filtre soran vardı.
Böyle bir filtre teknolojisinden bile haberdar değildik.
Bacagazlarını hiçbir kimyasal işleme veya arıtmaya tabi tutulmadan atmosfere atarak tam 20 yıl çalıştı bu santral.
Ölçüm filan da yapılmadı.
Mevsim geçişlerinde İnversiyon olur ve bacadan çıkan gazlar yer yüzeyine  inerdi.
İnversiyon olduğu günlerde futbol maçları erteleniyordu,
belediye hoparlöründen sokağa çıkılmaması için anonslar yapılıyordu.Sadettin Teksoy’un cirit attığı yıllardı.Evlerin kapısına tavuklar bağlatıyor, insanlara para vererek kefen giydirip yerlerde yuvarlatıyordu.Biz de onun bu saçmalıklarına gülüp geçiyorduk.
Uranyum, radyasyon, toplu ölüm hikayeleri anlatılıyordu.
Gaz ve toz maskeleriyle dolaşıyorduk sokaklarda.
Maskesi olmayanlar cebindeki mendilleri ıslayıp kapattılar ağızlarını, burunlarını.
Öyle sıkıntılı günlerde bile yerel yöneticiler veya iktidar ve muhalefet kanadından siyasetçiler,
hatta çevreciler öyle açıktan ‘santral kapatılsın’ diyemediler.
‘Santral çalışsın ama filtre takılsın’ diyorlardı.
‘Kesinlikte santralin kapatılmasından yana değiliz’ diye açıklama yapıyorlardı.Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık,‘Biz, santralın çevre kirliliğine yol açmasına karşı önlemlerin alınmasından yanayız’ diyordu.
20 yılımız böyle geçti.
Hiç kimse ama hiç kimse bu santral kapatılsın diyemiyordu.
Sonunda 80 milyon dolarlık bir yatırımla Bacagazı Desülfirizasyon tesisleri kuruldu.
Baca gazı arıtma tesisleri kuruldu kurulmasına da, bu sefer sahneye başka oyuncular çıktı.
Şimdi de şartsız, şurtsuz santral kapatılsın demeye başladılar.
Siz neyi kapatıyorsunuz sorması ayıp?
Bu ne ahlaksızlık, bu ne pişkinlik böyle?
Bu cesareti nereden ve kimden alıyorsunuz?
Tayyip Erdoğan filtresi olmayan santraleri kapatınca, 
bunlar bu sefer seviye atlayıp kapansın moduna geçtiler.
Yoksa içimizden sendikacı bir vekil çıkardık diye taviz vereceğimizi mi zannediyorlar?
Yok öyle yağma!
Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?
Gücü yetiyorsa o sendikacı vekil kendi gelsin kapatmaya..
Zaten santral kapatmaya gelenlerle ilgili sessiz kalıyorsa ki, 
ben herhangi bir açıklamasını duymadım, o da ortaktır bu ihanete.
Sosyal medyadan ulaşabildiğim CHP’lilere bu olaydan örgütün haberinin,
ve CHP’nin santral kapatmak gibi bir politikasının olup olmadığını sordum. 
Beni CHP Muğla milletvekili Burak Erbay aradı, 
‘O konuda haklısınız CHP’nin filtresi çalışan bir santrali kapatmak gibi bir politikası yok!
Konuyla ilgili önümüzdeki günlerde bir açıklama yapılacak’ dedi.
Aynı gün CHP Muğla İl başkanı, şube başkanımız Fatih başkanı aramış. 
7 Nisan 1978 yılında CHP’nin yöre halkıyla birlikte davullarla, zurnalarla temelini attığı santrali,
CHP’nin Muğla  milletvekilleri Mürsel Alban ve Suat Özcan geçtiğimiz pazar günü,
Yatağan dışından gelen ve çevreci olduklarını iddia eden,
birkaç entel dantel takımının önüne düşerek törenle açtıkları santrali,
gene törenle kapatmaya geldiler.
Şu kaderin cilvesine bakar mısınız?
İşte adama böyle temelini attığınız santrali kendi ellerinizle kapattırırlar.
Aylardır  bizim filtremiz var ve çalışıyor desek de, onların amacı fitre, çevre kirliliği, insan sağlığı filan değil.
Yerli kömürden enerji üretimine cepheden karşı çıkıyorlar.
Peki bu ülke enerji ihtiyacını nereden karşılayacak?
Geriye nükleer, doğalgaz, petrol veya ithal kömür kalıyor.
Yeraltı zenginliklerimiz diye bize okullarda öğretilen yerli kömür ne olacak?
Öylece yerin altında kalacak.
Keşke çok zengin bir ülke olsak, enerjinin tamamını dışarıdan alsak da üretmeden tüketebilsek.
Yok öyle bir dünya!
Santral çevreye ve insan sağlığına duyarlı hale getirilsin ve çalışsın şeklinde bir basın açıklaması yapsalar amenna.
Direk cepheden santral kapatılsın derlerse hiç kimse kusura bakmasın,
karşılarında bu santralde ve kömür ocaklarında çalışan işçileri, eşlerini, çocuklarını ve onların örgütlü gücünü bulurlar.
Çevreci kapatılsın der, çünkü onların beslendikleri kaynaklar farklı.
Uluslararası enerji tekelleri, nükleer, petrol ve doğalgaz baronları işi tesadüflere bırakmazlar.
Çevreci tayfası ve bu uluslararası enerji tekelleri tamam da,
CHP’ye ne oluyor da onlara yardım ve yataklık yapıyor?
AKP iktidarı santrali sattı, bunlar kapatmaya geldi!
Muğla CHP örgütü çevre kuyrukçuluğu yapan bu zihniyetten derhal kurtulmalıdır.
Bu emek düşmanı zihniyetten kurtulmadıkça CHP kurtulmaz.
Biz hala Yatağan enerji ve maden işçileri olarak,
sabırla yapılanın yanlış olduğuna dair bir açıklama bekliyoruz.
Yoksa işçiler her şeyi unutur da kendine yapılan ihaneti asla unutmaz!
Yatağan Termik Santrali filtre olmadığı için çevre mezuatı nedeniyle,mahkeme kararıyla 94 yılında kapatıldığında ne sıkıntılar  çektiğimizi biz biliyoruz.
O günkü yöneticilerin keyfiyetiyle anında kapının önüne konduk.
Sanki onlar da fırsat kolluyorlarmış!
Bizi açlıkla, işsizlikle karşı karşıya bıraktılar ve biz santral çalışsın diye günlerce eylem yaptık. Buna neden olan çevreci avukatlar ise İzmir’den seyir baktılar.Çünkü işçilerin açlığı, işsizliği onların umurunda bile değildir.  Yatağan işçilerinin onlardan hala 10’ar günlük ücret alacağı olduğunu da hatırlatayım buradan! Hoş kalın İnançla ve Dirençle Kalın!