KIYAMET İSTANBUL

Kemal Özcan 21/12/2019 - 07:30:39

Gündemde Davutoğlu ve Tayyip Erdoğan restleşmesi vardı.
Mal varlığı araştırılsın demeye başlamışlardı.
Ali Babacan ve Davutoğlu’nun partileri konuşuluyordu.
2011 seçim vaadi olan Kanal İstanbul’u  gene ısıtıp önümüze koydular.
Tayyip Erdoğan bunu açıkladığında 2 yılda etüd çalışmaları bitecek,
ve ardından hiç vakit kaybetmeden hemen ihaleye çıkılacak demişti.
Aradan 8 yıl geçti hala aynı hava.
 8 yıl aradan sonra şimdi bir anda,
sanki olmazsa olmazımız gibi tartışılması hakikaten çok tuhaf.
Mal varlığını gündemden düşürmeyi başardılar.
Yapacaklarından değil muhabbetini seviyorlar bu projenin.
Amaç kanal yapmak değil, belki de hiç başlanmayacak kanala.
Projenin asıl amacı bölgedeki rantı hızlandırmak.
Bütün dertlerimiz, sıkıntılarımız sona erdi, tek derdimiz Kanal İstanbul kalmıştı.
İstanbul’un öncelikli sorunlarından en önemlisi deprem iken, bunlar nelerle uğraşıyor.
Kim ne derse desin, Kanal İstanbul para israfıdır, doğa katliamıdır, zaman kaybıdır.
Bu kanalı yapacak para nerde?
80 milyar dolardan filan bahsediliyor.
EYT’lilerden gasp ettiklerinizi verirseniz batardınız, 
bunun için seçim kaybetmeyi bile göze almıştınız.
Kanal İstanbul ülkeye ne getirecek?
Yandaşı besleyip büyütmek ve semirtmek zor iş.
3’üncü havaalanında çalışan iş makinaları ve kamyonlar boş yatıyor, onlara iş lazım..
O parayı tarıma yatırsak, fabrikalar açsak ülkenin birçok problemi çözülebilir.
Bu proje sadece İstanbul’u değil Türkiye’yi batırır.
Ortada İstanbul boğazından serbest geçiş hakkı veren bir sözleşme varken, 
para verip kim geçer o kanaldan?
Bu kanal İstanbul’un tabutuna çakılacak son çividir.
İstanbul’a ihanet ettik dedikleri bu olsa gerek.
İstanbul'a kanal açacağınıza Ankara'ya deniz getirin, 
veya Karadeniz’i Konya üzerinden Akdeniz’e bağlayın.
Çıkan toprağı Ege denizine dökersek müthiş adalarımız olur.
Kanal üzerine yapılacak köprülerden geçişleri de ücretli yaptın mı tamamdır.
Alın size çılgın proje..
Her 17 Aralıkta raflardan böyle tozlu dosyalar inecek gibi.
Geçen yıl gezi parkını gündeme getirip, topçu kışlası dikiyorlardı.
Bu parayı beton dışında nereye gömsek fayda sağlarız.
Erdoğan, İmamoğlu’na hitaben ‘Belediye Başkanı diyor ki 'Kanal İstanbul, buraya uymaz'. 
Sen otur işine bak, nasıl uyduğunu göreceksin’ ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, ‘Kusura bakmayın, 'otur işine bak' devri bitti. Oturup işine bakanlar gitti’ dedi.
Muhalefet eğer bu memleketi düşünüyorsa, bu projeye başlanmadan erken seçim istemelidir. 
Ve hatta gerekirse sine-i millete dönmelidir.
Yapmayın bu kadar borç ve aç insan varken sırf rant uğruna,
Türkiye’nin sonunu getirecek bir çılgınlığa imza atmayın!
Kanal İstanbul'u savunmak için sarf edilen sözler o kadar komik ki.
Sanki sırf muhalifler engelledi yapamadık demek için bu muhabbeti ısıttılar.
Halbuki Davutoğlu ile kılıçlar oldukça sert çekilmiş ve ortalık karışacakmış gibi görünüyordu.
Pat kanal İstanbul..
Sanırım  AKP’li Cumhurbaşkanımız jübilesini bu kanalla yapacak. 
Bilimsel ve teknik olarak yapılması çok zor olmakla birlikte, 
ekolojik ve finansal açıdan da büyük yıkımları olacaktır..
Bu projeyi savunanlar Erdoğancı, savunmayanlar İmamoğlucu olacaklar..
Ekonomik büyümenin sadece inşaat üzerinden olacağını düşünen bir zihniyetten ne beklenir?
Eskiden bizim gençliğimizde büyüklerimiz ‘dünya zina ile binanın eline kalacak’ derlerdi.
Bunu da kıyamet alameti olarak görürler, hadis filan olduğu söylerlerdi..
‘Kıyamet yaklaştığında,  zina ve bina çoğalır’ anlamında.
Bugün bina, zina kimin umurunda?
Acaba TOKİ kıyamet alameti midir diye düşünmeden edemiyor insan?
Kıyameti siyasal İslam’ın kendisi mi koparacak bilemedim?
İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olduğunda ‘Kanal İstanbul’u yaptırmayacağım!’ desin, 
başka bir şey demesine gerek yok, seçimi büyük farkla kazanır.
Ülkemize milyarlarca dolar getirecekti ama bu İmamoğlu yüzünden yapamadık diyecekler.
Desinler varsınlar, millet aptal değil.
Konunun uzmanları ve güvenlikten sorumlu olanlar bunun sakıncalarını halka anlatmalı.
Rant uğruna toplumsal, ekolojik, askeri, afet kaygıları göz ardı edilmektedir.
Kanala karşı çıkanlara hain diyecekler gene. 
Dış güçler istemiyormuş!
Sevsinler böyle dış güçleri.
450 milyar dolar olan borcumuz 600 milyar dolara çıkacak.
Millet boğaz derdinde, onlar kanal derdinde.
Topçu kışlasından nasıl geri adım attılarsa, bundan da atacaklar..
İhalelerle, imarlarla birilerini zengin edecekler, kaynak aktaracaklar.
Bir türlü doymadılar, doymak da bilmiyorlar.
Kanal İstanbul, İstanbul'a yapıp yapılacak en büyük kötülük olarak tarihe geçecektir.
Bunun tartışılması bile abestir.
Yüzyılın en gereksiz projesi..
Gümüşhane yaylasındaki o güzelim ‘Dipsiz Göl’ü, nasıl ‘Gölsüz Dip’e çevirdiler gördük.
İmamoğlu büyükşehir belediye başkanı olarak konuyu referanduma götürmesi lazım.
 50 milyon dolar için tank palet fabrikasını Katar’a verdiniz,
80 milyar dolara Kanal yapın, kanal manzaralı arsaları da Katarlılara peşkeş çekin.
Kanal açılırken çıkan harfiyatı İstanbul boğazı doldurulacaksa tamam.
Tek faydasını söyleyim, bol bol hamsi yeriz artık.
Panama kanalı ve Süveyş kanalıyla karşılaştırmak doğru değil, çünkü o kanallar olmasa gemiler Afrika kıtasını dolaşacaklar.
Orada bir kanal yetmedi ikincisini yaptılar.
Bizim ki öyle değil ki, adamlar zaten Montrö anlaşmasıyla İstanbul boğazından ücretsiz geçiyorlar. 
Boğazların gerçek sahibi olmamız uluslararası camianın kabul edeceği yazılı anlaşmalarla belirlenir.
İkinci bir su yolu yaptık diye anlaşma iptal olamaz.
Hali hazırda ücretsiz geçtikleri bir boğaz varken neden ücret ödeyerek kanaldan geçsinler?
Neyse biz gelelim mal varlığı muhabbetine.
Trump mal varlığı araştırılsın dedi Barış Pınarı harekatında asla ateşkes yok derken, birden ateşkes ilan edildi.
Davutoğlu söyledi Kanal İstanbul çıktı piyasaya.
Yok yok bu işte bizim anlayamadığımız kesin bir şey var.
Bir Kızılderili Şefinin sözüyle bitireyim yazımı,
‘Son ırmak kuruduğunda son ağaç yok olduğunda son balık öldüğünde,
beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.’
Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!