Kazların Uçuşundan, Çıkarılacak Dersler!

Nevzat Çağlar Tüfekçi 18/10/2016 - 09:45:56

Göç eden yaban kazlarının havada süzülürken “V” şeklinde bir formasyonla uçtuklarını görmüşsünüzdür. Bilim adamları, kazların neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar ve şu sonuçlara varmışlar;

1-“V” şeklinde uçulduğunda, uçan her kuş, kanat çırptığında arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı yaratıyormuş. Böylece “V” şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu, ortaya çıkan hava akımını kullanarak, uçuş menzillerini % 70 oranında uzatıyorlarmış. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu, grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.

Birinci Ders: Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler

2-Bir kaz “V” grubundan çıktığı anda, uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kuşların yarattığı hava akımının dışında kalmış oluyor. Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna bu şekilde devam ediyor.. .

İkinci Ders: Eğer kafamız bir kaz kadar çalışıyorsa; bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli kılarız

  3- “V” grubunun başında giden kaz, hiç bir hava akımından yararlanamıyor. Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda, en arkaya geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor. Bu değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz, grubunun her noktasında yer almış oluyor.

 Üçüncü Ders: Yaptığınız her işi yeri ve zamanı geldiğinde başkasına bırakmak gerekiyor.

4-Uçuş hızı yavaşladığında, gerideki kuşlar daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.

Dördüncü Ders: İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının uyarılarına gereksinim duyarız. Bundan alınmamalıyız; tam aksine böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız

5-Gruptaki bir kuş hastalanırsa ya da bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kuşa yardım etmek üzere, gruptan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta/yaralı kazın yanına gidiyor. Tekrar uçabilene (ya da eğer ölürse, ölümüne kadar) onunla beraber yaralı kuşu asla terk etmiyorlar. Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak isteyen kazları reddetmiyor!..

Beşinci Ders: Birlikte yola çıkılanları, koşullar ne olursa olsun, yarı yolda bırakmamalı. Ekip anlayışı bunu gerektirir.

SONUÇ:                                                                                            

Kazlar, hayvan türü kuşlar… Onlar ayakta kalabilmek, birbirinden güç alarak uzun yollarda daha kolay mesafe alabilmek için, içgüdüsel olarak kolektif davranıyorlar. Hasta veya yaralanıp düşenlerini yalnız başına bırakmıyorlar. Bu da içgüdüsel olan bir davranış…

İnsanlar ise düşünen varlıklar… Düşünen sosyal varlık olan insanların, ne kadarı, içinde yaşadığı toplumda kazların içgüdüsel olarak yaptığı yardımlaşma ve dayanışmayı, çevresi için yapabiliyor veya bu özveriyi gösterebiliyor? Kazların bu kolektif davranma biçimi, toplumda geleneksel bir değer olarak eskiden vardı ama şimdi bu duygular büyük ölçüde yok olmaya başladı. İnsanlar toplu hareket etme, birlikte bir şeyler yapabilme anlayışlarını yavaş yavaş yitiriyor...

İşte, kapitalist/emperyalist güçlerin sahip oldukları medya olanaklarıyla ve psikolojik bombardımanlarıyla kendisine bağlı ülkelerde yarattığı hegemonya bu… Medyanın esiri olmamalı veya onların bize dayattığı yaşam biçimlerini, bizler kabul etmemeli; araştıran, sorgulayan, mücadele eden, toplumcu bilince sahip insanlar olabilmeliyiz… Başka seçenek yok.

Beyinlerimiz esir alındığı sürece, her şeyimizi kaybedeceğiz…