KANA BULANMIŞ DOLARLAR

Kemal Özcan 11/10/2017 - 10:29:46

askerde komutan bize ‘uygun adım marş’ dedikten sonra,

hemen arkasından ‘yürüyüş kararı sayılacak say!’ diye bir komut gelirdi.

Bizde hep bir ağızdan ve her adımda heceleyerek ‘Her-Türk-Asker-Doğar’ diye başlardık bağıra, bağıra saymaya.

Bunu bazen de ‘Her-Şey-Vatan-İçin’ şeklinde değiştirir öyle söylerdik.

Asker bir millet olduğumuz kazınır dururdu beyinlerimize.

Eğer bu ülkede doğduysan silah kullanmayı ve emrin demiri keseceğini bilmek zorundasın.

Yoksa Türk değilsin, yani asker değilsin.

Sadece anne karnında yan gelip yatabilirsin.

Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.

Doğduktan sonra askerlik vatandaşlık görevimiz olur ve her an can vermeye hazırızdır.

Askerlik dışında sivil bir yaşamın olduğunu bile unuturuz bazen.

O yüzden şehidimizde çoktur bizim, gazimizde..

Bizde şehidin olmadığı tek yer Zincirlikuyu mezarlığıdır.

Ünlü Amerikan spekülatör Soros, Sabancı Üniversitesindeki bir konferans da,

Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü ordusudur’demişti.

Soros çözmüş bizi.

Emperyalistlerin ülkemizden beklentilerini dile getirmiş.

Aslında bu cümle ağır bir hakaret içeriyor.

Adam ‘ordunuzdan başka hiçbir artı değeriniz yok’ demek istiyor.

Kore’ye asker gönderdiğimizde zamanın Amerikan Savunma Bakanı,

Türk askerinin kendilerine maliyetinin ’23 sent’ olduğunu söylemiş.

1 Mart tezkeresi tartışılırken Amerikan ordusu Afganistan’daki 1000 askeri için ayda 28 milyon dolar harcıyor,

1000 Türk askeri için 4.5 milyon dolar harcanıyor.

Türkiye aynı görevi altı kat daha ucuza yapıyor haberleri yapılmıştı.

Türkiye’nin Irak’a 10 bin asker göndermesi demek, Amerika için her ay 240 milyon dolar tasarruf demekti.

Coni’nin günlüğü 246 dolarken, Mehmet’in günlüğü 16 dolar.

Kana bulanmış dolarlar.

Devletin varını yoğunu sattık.

İmalat sektörü çöktü.

Türk askerini ihraç etmekten başka çaremiz de yok gibi.

Nerelere asker göndermedik ki?

Kore, Somali, Bosna, Arnavutluk, Kosova, Afganistan, Lübnan, Suriye, Katar vs.

Irak savaşına asker göndermeye ramak kalmıştı, meclis engelledi.

Şimdi de Fırat Kalkanından sonra İdlib’e asker gönderdik.

Bir koyup üç almayı hedefliyoruz ama nedense hep üçün birini alıyoruz.

Yanlışlarla dolu Suriye maceramızın yeni ve son adımı.

Özgür Suriye Ordusuna destek verip El Nusra’ya, uçağını düşürdüğümüz Rusya’nın icazetiyle operasyon yapıyoruz.

Özgür Suriye Ordusu, Suriye devletine kurşun sıkan bir örgüt.

İşin içinde ciddi tuzaklar var.Bu coğrafyanın işi zor.

Bakalım Numan Kurtulmuş ne zaman yeniden ‘Suriye politikamız baştan yanlıştı’ diyecek?

Kandırılmalarını anlamak baya zaman alıyor çünkü.

Baştan beri Suriye iç savaşında yanlış tarafı tutanlar, şimdi Rusya'nın desteğini alabilmek için Rusya'nın istediğini yapıyor.

Buna aynı zamanda tükürdüğünü yalama operasyonu da diyebiliriz.

2015’te Nusra’yı İdlib’e konuşlandıran kim, bugün oradan çıkarmaya çalışan kim?

Kendi elleriyle büyüttükleri amiplere karşı savaşıyorlar.

Gördünüz mü Davutoğlu’nun öfkeyle bir araya gelmiş suni gençlerinden nerelere geldik?

Sadece İdlib’te 20 bine yakın öfkeyle bir araya gelmiş kelle avcısı cihatçı olduğu tahmin ediliyor.

Ve Türk askeri Özgür Suriye Ordusu denilen bir başka amiple birlikte operasyon yapıyor.

Birilerinin kısa vadeli çıkarları için bir ülke halkı ile yanı başındaki,

diğer bir ülke halkının arasına uzun yıllar sürecek bir nefretin tohumları atılıyor.

Başka ülkelerin çıkarları için asker gönderen tek ülkeyiz.

Barzani’nin Bağımsızlık referandumundan sonra parmak saymaya başladık.

81 Düzce, 82 Kerkük, 83 Musul.

Devlet Bahçeli bunun için doğuştan asker olan 5 bin ülkücü gönderebileceğini söyledi.

Ben politika yapıyor sandım ciddiymiş.

5 bin ülkücü demişsek karar verilmiş, söz bir kez ağızdan çıkmıştır.

Dediğimiz yapar yaptığımızı da dosta düşmana delilleriyle gösteririz.

Boş konuşmuyoruz, kuru sıkı atmıyoruz’ dedi.

Ardından ‘İdlib'de yeni bir operasyon başlamıştır. Darısı Afrin'in başınadır’ dedi.

Türkiye'nin Afrin'e girme şansı yok.

Çünkü büyük patrondan bunun izni alınamamıştır ve alınamaz.

Bahçeli’nin bu çıkışı karşısında Perincek ne yapar bilmiyorum?

Hazır Reis’de ‘bir gece ansızın gelebilirim’ demişken.

Masa örtüsünü, evinin perdesini kefen diye giyip meydana çıkanlardan da beklerdim bu cömertliği.

Milletçe birden serhat türküleri söylemeye başladık..

Başlamışken 84 Atina, 85 Belçika, 86 Viyana olur artık.

Tabi bu arada Hatay polemiği yaşamazsak.

Dünya’da hiçbir şey bir kişinin hayatından, yaşama hakkından değerli değildir.

Asıl savaş halklar arasında değil, köleci toplumdan beri süren sınıflar savaşımıdır.

Savaşsız, Sömürüsüz bir dünya özlemiyle,

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın.