“İŞÇİNİN ÖLECEĞİNİ BİLİYORSAK, BU KAZA MIDIR?”

Nevzat Çağlar Tüfekçi 08/05/2017 - 11:55:25

Şeref Özcan, İş Teftiş Kurulu İstanbul Grup Başkanlığında görev yapan 23 yıllık iş müfettişi. İsmail Saymaz’ın, “FITRAT, İş Kazası Değil Cinayet-İletişim Yay.” isimli kitabı için iş müfettişi Erol Özcan’la yaptığı söyleşiden kısa bir alıntı:

-          Kaç iş müfettişi var?

-          Toplam 1100. Ben dâhil 650 civarı teknik müfettiş. İş sağlığı ve güvenliğine bakarız. Diğerleri sosyal müfettiştir. İşin düzenlenmesi, ücret, fazla mesai, gece çalışması, çocuk işçiliği konularına bakarlar.

-          Müfettişlerin yetkileri arasında neler var?

-          Her türlü işyerine, günün her saatinde girebilir. Risk görüyorsa işçileri orada alıkoyabilir. İşyerinin bir bölümü ya da tamamı tehlikedeyse tamamında durdurma verebilir. 

-          Müfettiş durdurmak istediğinde üstünde baskı olur mu?

-          Muhakkak olur. Müfettiş, görevli olmasa bile riski gördüğünde, teftiş yapabilir. Ama neyle karşılaşacağı müfettiş için kaygı konusudur. Türkiye’de güçlü işveren grupları var; hükümetle, siyasetle iç içe olan. Bunlara durdurma vermenin riski vardır.

-          Teftişler yeterli ve etkin yapılıyor mu?

-          Devletin teftiş uygulamasında sorun var. Şimdi, işyerlerindeki noksanları tespit ettik, süre verdik, düzeltilmesini sağladık; ertesi gün ne olacağının garantisi yok. O nedenle pek çok önlem müfettişten sonra bozulabilir. Bir dahaki denetim ne zaman; 2 yıl, 4 yıl sonra. Bir de şunu bilmiyoruz: Müfettişe görev verilirken; küçük bir maden ocağı da, Soma da bir kabul ediliyor. Müfettiş dar zamanda işini yerine getiriyor. Soma’daki arkadaşlarımızın o ayki programında, teftiş gün sayısı 3 ya da 4’dür. “Teftiş bitmedi, 2 ay daha uzattım,” demesi mümkündür ama üzerinde şöyle bir baskı dolaşır: “Teftiş niye uzadı, niye bitmiyor?” Bu, disiplin soruşturmasına konu olabildiği için müfettiş sınırlı günde orayı bitirmeye çalışır. Neyi bitirebilirsiniz? En kötü neyse onu seçmeye çalışırsınız. Bunun anlamı şu: 4.500 işçinin çalıştığı yerde sadece kişisel koruyucuları kontrol ederseniz, bırakın madene girmeyi, maskelerin kontrolünü yapmaya bile süreniz yetmez.

-          Kamu ihale kanununda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili maliyet kalemi var mıdır?

-          Yok. Bir hesap yapmıştım: Her sene küçük gerilimde 100 işçi hayatını kaybediyor. Elektrikten kaynaklı kazalar mutlak önlenebilir kazalardır. Topraklama yaparsanız, kaçak akım rölesi kurarsanız; önlem alınmış oluyor.

-          Kaçak akım rölesi pahalı mı?

-          30-50-60 lira. Bir işyerine topraklama ve kaçak akım rölesi yapsak, her yıl 100 işçiyi ölümden kurtarabiliriz.  Bunların bir işyerine maliyeti 600 lira ise, bunu işyeri sayılarıyla çarparsak 350 milyon dolar eder. Bu sene bu parayı ayırdık mı? Hayır. Ne yaptık? İşverenin keyfine ya da teftişe bıraktık. 2017 için böyle bir hazırlığımız var mı? O da yok. O zaman 2017’de de 100 işçinin öleceğini biliyoruz. Buna iş kazası yerine iş cinayeti demek, birileri mutsuz olsa da doğru bir tanımdır.

-          İncelediğiniz kazaların kaçı kaçınılmazdı?

-          5.000 kaza incelemişsem, 50 tane çıkmaz.

-          İş kazalarını önlemek büyük paralar değil anladığımız kadarıyla.

-          İşçi sağlığı ve iş güvenliği kimi zaman pahalıdır ama insan canının nasıl parayla karışlaştırabilirsiniz? Beş yıl içinde 100 işçinin siz sağ el işaret parmağının birinci boğumunu koparıyorsunuz. Çorlu’da bir kere postanenin önüne oturdum, o kadar insanın parmağı yok ki… Çoğu tekstil ve metal sektörü ağırlıklı olduğu için, o sektörler parmak kopartır. Elleri eldivenlidir ya da cebindedir yaz sıcağında.

-          Meydana gelen kazaların ne kadarı öngörülebilir?

-          Tamamı öngörülebilir. İnşaat, tersane ve madende öngörülemeyecek kaza yoktur.