ERZİNCAN-İLİÇ’TE MADEN KAZASI

CENGİZ BAYSU 19/02/2024 - 08:54:56

1995-1997 yıllarında görev yaptığım yerlerden biridir Erzincan… Vali Recep Yazıcıoğlu ile Sansa Boğazı’nda rafting, Kemah’da su kayağı yaptım. Kızıldağ’da kayağa gittik. Hafif yağmurlu bir havada Erzincan merkezinden Üzümlü’ye yürüyüş yapmıştık. Özellikle kış mevsiminde Fırat Nehri’nden çıkarılan balık çok lezzetlidir. Çok kıymetli bir gıda olan balın Erzincan’ın dünyada tanıtımında da yeri vardır.
 
***                       ***                 ***
Bunları neden yazdığımı sorarsanız İliç’teki siyanürle altın madeni çıkarılan sahada kaza meydana geldi. Akışkan hal almış siyanürlü toprağın Fırat Nehri’ne karışması gibi bir endişe doğdu. Buharlaşan siyanürün havaya karışması ayrı bir tehdit oluşturuyor. Daha önce de gündeme gelen İliç madeninde arıların ve bazı kuşların öldüğü haberleri ortaya çıkmıştı. 
 
Yüzde 80'i Kanadalı SSR Mining'in, yüzde 20 payı ise Çalık Grubu'nun olan Anagold'a ait maden, 2008’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporunu almış, 2014 ve 2021’deki yeni ÇED raporlarıyla iki kez kapasite artışı yapılmıştır. Açık ocakları genişletip derinleştiren şirket, maden sahasını daha da genişletmiştir.
 
En son 21 Haziran 2022’de siyanür taşıyan boru hattında meydana gelen patlama sonrasında bölgenin su kaynaklarının ve topraklarının siyanürle zehirlendiği tespit edilmiş, Bakanlığın kısa süreliğine faaliyetlerini durduğu maden, yapılan tüm itirazlara rağmen 23 Eylül’de tekrardan faaliyete geçmiştir.
***                       ***                 ***
*Depremler
*Kömür havzalarında göçükler
*Maden kazaları
 
Bunların hepsi olabilir, ancak önce hatalarımız var mı diye kendi kendimize sormalıyız. Her depremde fay hatları gündeme gelir. Yerleşim yeri fay hattı üzerinde mi kurulmuş, binalar projeye uygun mu yapılmış, doğru malzeme mi kullanılmış şeklinde sorular sorulur.
 
Kömür havzalarında ve maden ocaklarında da benzer yaklaşım söz konusudur. Mutlaka çok eksiğimiz olduğu görülür. Yerli veya yabancı şirketle yapılacak sözleşmeden başlayarak ruhsat safhasına kadar, faaliyetin başlamasından takip ve denetime kadar 360 derecelik süreç izlenmelidir. Denetlemelerde tespit edilenler hemen giderilmeli, “istemiştik gelmedi veya vermediler” gibi bahanelerin arkasına sığınılmamalıdır. 
 
Önemli olan bir husus da ilgili makamların basit ilk açıklamayı yapıp bundan sonra açıklama yapmaması, basının bunu ısrarla kurcalamasına ve yalan yanlış bilgileri de katarak olayı mecraından saptırmasına neden olmaktadır. Haberlere engelleme yapılması veya mahkeme kararıyla erişim engeli getirilmesi konuyu daha da cazip (!) hale getirmektedir.
 
***                       ***                 ***
Alışkanlık halini almış konular arasında eğer yapıda bir olay meydana gelmişse şirkete vergi muafiyeti sağlanıp sağlanmadığı, vergi borcunun silinip silinmediği, göstermelik ÇED raporlarının mevzuata uygun olup olmadığı, mahkeme kararlarının hiçe sayılıp sayılmadığı sıralanmaktadır. 
***                       ***                 ***
Siyasi adaylar halkın arasına girip vaatlerde bulunurken kendilerine soru sorulmasına edepli ve doğru cevap vermeleri gerekirken verdikleri abuk sabuk cevapları el ve kol hareketleriyle desteklemektedirler (!). Herkes sizin istediğiniz cevabı vermek zorunda değildir. Veya saha gezilerinizde herkes sizi dinlemek ve alkışlamak zorunda değildir. Şirketlere arazi tahsisinde üzücü olan ise, ağaç kesilmesine, arazi örtüsünün bozulmasına ve su kaynaklarının kirletilmesine karşı çıkmak isteyen köylüye güvenlik güçlerinin sertçe karşılık verilmesidir.
 
***                       ***                 ***
 
Bölgeyi gidip görmediğim için Acil Durum Eylem Planı ve afet sonrası kurtarma faaliyetleri hakkında bir şey söyleyemeyeceğim. Ancak maden fakültelerimizden ses çıkmaması biraz garip geldi. Ben maden fakültelerimizden belirlenecek öğrencilerimizin başlarında hocalarıyla olay yerine gidip tetkiklerde bulunmasının uygun olacağını düşünüyorum.
 
***                       ***                 ***