DİKKAT SİYANÜR VAR!

Kemal Özcan 19/11/2019 - 07:44:17

İşsizler ordusu çığ gibi büyüyor.
İşsiz sayısı resmi rakamlara göre 4 milyon 650 bini aştı.
Son 15 yılın en yüksek oranı.
Ben değil TÜİK açıkladı bu sayıyı.
Bu açıklama sonrası kesin birkaç yöneticiyi gene görevden alırlar.
İşsizler…
2020 lira maaşı bile olmayan insanlar..
Zaten iş bulup çalışsanız da açsınız!
Resmi işsiz sayısı ülkedeki Suriyeli sayısına eşitlendi.
Bana göre en az 10-15 milyon arası işsiz var.
Bu rakama İŞKUR’da kaydı olmayanları, tarımda çalışanları,
ve turizmde mevsimlik çalışanları da eklerseniz benim söylediğim rakamlar abartılı değildir.
Bu sayıya ev hanımları ve askerde olanlar da dahil değildir.
Yani işsiz olduğunu söylemediğin sürece işsiz sayılmıyorsun..
İşsizliğin boyutları çok daha vahim sınırda..
Biz gene de klasikleşmiş duamızı edelim..
Allah yar ve yardımcıları olsun!
Ekonomi uçacaktı en son önce damat sonra bakan olan bey öyle demişti.
Her ay bir önceki aydan daha iyi geliyor maşallah..
Dolar artmıyor, enflasyon artmıyor ya o yeter bize..
Parti kurabilseler veya aynı partiye oy verebilseler iktidardalar.
2001 kriziyle kıyaslarsak oranlar fevkaladenin fevkinde..
2001 krizinde işsizlik oranı yüzde10.6,
bugün ise eğilip bükülen rakamlara rağmen oran yüzde 14, gerçeği ise en az yüzde 20,
genç işsizliği ise çok daha vahim, bence yüzde 40'tan az değil.
2001 yılında hane halkının sadece yüzde 4'ü kredi borçlusu iken bugün bu oran yüzde 64.
Anlayacağınız halkımızda battı..
Üretimin olmadığının işaretidir bu işsizlik oranları.
Halkın malını 17 yılda pervasızca savuran iktidar ve sözde muhalefet denen gizli işbirlikçilerin eseridir bu..
Eserinizle gurur duyabilirsiniz..
Bu durum ülkede bir şeylerin değişmeye başlamasının da miladı olabilir.
Halk sırtındaki bu kamburlardan kurtulmalıdır.
Özellikle kadınların ve gençlerin durumu felaket.
15-34 yaş grubunu içine alan genç işsiz sayısı 2 milyon 801 bine çıktı.
Ülke nüfus artış oranının çok çok üstünde bir artış söz konusu.
Ne demişti dünya liderimiz?
‘Her üniversiteyi bitiren iş sahibi olacak diye bir şey yok.’
İşsiz de olacak ki, iş bulup çalışma başarısı gösterenler yaptığı işe talip insanlar olduğunu bilsin..
İşsizler ordusu emek piyasasının değerini düşürsün..
Son günlerde Avrupa’ya kapıları açarız ha tehditleri sıkça yapılır oldu.
Eğer kapıları açarsanız sadece Suriyeliler için değil kendi gençlerimize de açın..
Bakın bakalım ülkede kimse kalıyor mu?
Ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluğu körüklediği gibi bunun sonucu olarak aile intiharları da arttı.
Zenginler ile yoksullar arasındaki uçurum arttı.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik rekor kırıyor.
Geçen hafta maddi yetersizlik sebebiyle İstanbul Fatih’te dört kardeşten aynı anda intihar etti..
Evin kapısına ‘dikkat siyanür var, içeri girmeyin!’diye not bırakmışlar.
Mahalle bakkalının anlattıklarını duyunca içim burkuldu..
Günde sadece 10 ekmek alıyorlarmış.
Bu dört kardeşi hayata bağlayamayan sisteme yazıklar olsun!
Atanamayan öğretmenin, cinnet geçiren bir babanın, işsiz kalan bir işçinin intiharına kanıksamıştık.
Böyle bu yöntemle ailece intihar ilk oldu sanırım.
Hani nerede o komşusu açken, kendisi tok yatarak ümmeti ve hatta insanlığı kurtaranlar?
Gerçekten bu intiharların üzerinde düşünmek ve gerekli dersler çıkarılmalıdır.
Benzer durumda olan başka aileleri, başka insanları tetikleyebilir.
Gerçekten bu intiharların üzerinde düşünerek gerekli dersleri çıkarmak gerekir.
Benzer durumda olan başka aileleri, başka insanları tetikleyebilir.
Nitekim Antalya’da 4 kişilik bir aile daha evlerinde ölü bulundu.
Gene siyanürle intihar şüphesi var.
Baba yazdığı mektupta ekonomik sıkıntı çektiğini, 9 aydır işsiz olduğunu yazmış.
‘Herkesten özür diliyorum ama artık yapacak bir şeyim yok. Hayatımıza son veriyoruz.’
Bir anne ile babayı kendi çocuklarına kıyacak duruma getiren bu sömürü düzeni yıkılsın artık!
İnsanlar işsizlik yüzünden intihar ederken,
geçen gün ‘kriz var’ diyenlere hapis cezası verilecek diye haberler çıktı.

Hemen çözümü bulundu, ‘siyanür yasaklansın!’

Sizlere bir intiharın nasıl sosyal patlamaya dönüştüğüne bir örnek vereyim.

Hatırlarsanız Tunus’ta devrimin ateşini başlatan bir seyyar satıcının intiharıydı.

Muhammed Buazizi isminde bir seyyar satıcı sokak ortasında kendini yaktı.

23 yıldır ülkeyi yöneten adamı devirdi.

Onun bu intiharı Arap baharına esin kaynağı olmuştu..

Bugün o adamın Tunus’ta anıtını diktiler.

İşte korkuları bundan, Tunus’la aynı kaderi yaşamaktan..

O yüzden diyorum ki, yiyin efendiler yiyin aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin.

Mecliste mabadlarınızı kondurduğunuz o ceylan derisi koltuklarınız çatlayıncaya kadar yiyin!

Ne kadar çok yerseniz, halkın  size olan acıma duygusunu o kadar çok ortadan kaldırırsınız.

Umut yok, ışık yok, insanlarda yaşama sevinci kalmamış kimsenin.

hacizler, zamlar, hayat pahalılığı, işsizlik, ümitsizlik, ayrışma ve nihayetinde çöküş.

Toplum olarak cinnet geçiriyoruz.

Bir tarafta sonsuz şatafat ve lüksle, iman ve erdem satanlar, bir tarafta yoksulluktan cana kıyanlar.

Dün de Bakırköy Osmaniye'de bulunan bir dairede 1'i çocuk 3 kişinin cansız bedeni bulundu.

Aynı aileden biri çocuk 3 kişinin siyanürle intihar etmiş olduğu haberi çıktı.

Şehit haberlerine nasıl alıştıysak, toplu aile intiharlarına da öyle alışırız biz..

Belki de bu da AKP’yi zor durumda bırakmak isteyen Fetö’nün işidir.

Esnaf Ecevit’e yazar kasa fırlattı diye yer yerinden oynarken,

ardı ardına 3 aile siyanürle intihar ediyor herkes sus pus, ekonomik kriz var dersen mahpus..

 Bu ülke kötü bir noktaya gitmiyor, artık kötü noktadayız.

Eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı atanamayan öğretmenler için,

‘ilgi çekmek için intihar ediyorlar’ demişti ya yarın çıkar siyanür içinde  aynısını derler.

Çözüm yolunu buldular, başladılar ‘siyanüre erişimi engellemek lazım, yasaklamak lazım’ demeye.

İnsanlar aç geziyor, işsizlik almış başını gitmiş, toplum çatırdıyor, herkes umutsuz.

İntiharların gerçek nedenlerini yok etmedikten sonra,  kullanılan yöntemleri yasaklamanın ne anlamı var.

Dış güçler, bizi çekemeyenler, geziciler, çapulcular, fetöcüler ve bilimum öcülerden sonra artık yeni bir düşmanımız daha var.

Siyanür lobisi.’

Hiç kimse hükümetimizin sabrını test etmeye kalkmasın, inlerinize girer bak!

Bu intiharlar yıllar sonra bu iktidarın adıyla anılacaktır.

Sakın ha itibardan da tasarruf filan etmeyin, ne olursa olsun kuyruğu dik tutmak lazım..

Yazımı İranlı yazar Ali Şeriati’nin bir sözü ile bitirmek istiyorum..

‘Dün komşumuz açlıktan öldü cenazesinde kurban kestiler’

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın