Kayahan bir şarkısında diyordu.

“cehennemde yansın bu dilim, bir yemin ettim ki dönemem’’

Anadolu’da yemin etmek başka bir şeye benzemez.

Bir yemin ettik mi öldürseler dönmeyiz. Söz vermektir yemin etmek.

Bazen öyle büyük yeminler ederiz ki, sıkıyorsa dön.

Mesela “Ekmek musaf çarpsın” deriz, “anam avradım olsun” deriz.

Dünya liderimiz de buna benzer bir yemin etmişti.

Mecliste okuduğu yemin metninin son cümlesi aynen şöyle.

“üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma,

büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.’’

Tarafsız olacağına dair bu yemini okuduktan sonra görevine başladı.

Namusu ve şerefi üzerine ant içti.

Peki, şimdi soruyorum. Sizce Tayyip Erdoğan tarafsız mı?

AKP ile ortak seçim mitingleri düzenleyen birine tarafsız denilebilir mi?

İktidara ve kendisine muhalif olan herkese çemkiren biri tarafsız olabilir mi?

Tayyip Erdoğan bu yemini meclis kürsüsünde okuduğunda,

Türk ve Kürt milliyetçileri ayakta alkışladı.

CHP usul konusunda söz istedi, verilmeyince de iç tüzük kitabını fırlatarak meclisi terk etti.

Meclisi terk etti diye üzerine çullandılar.

Ama Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasını beğenmeyen dünya liderimiz,

kalkıp tebaasıyla birlikte töreni terk etmekte bir sakınca görmedi.

Tarafsız olamayacaksa bari yemin etmeseydi.

Mecliste yemini değiştirebilecek çoğunluğa sahip.

Anayasaya aykırılığını geçtim de, ettiği yemin ne olacak?

İktidar partisi adına alenen mitingler yapıyor.

Bütün partilere eşit mesafede, ama AKP’ye 400 milletvekili istiyor.

Yeminine bağlılığı ve tarafsızlığı öyle içselleştirdi ki,

tüm partilere ağzına geleni söylüyor, AKP’ye tek laf etmiyor.

Hem taraflı, hem tarafsız bir Cumhurbaşkanımız var...

Hem laik, hem Müslüman olunmaz gibi bir şey…

Biz de kalkmış her fırsatta “taraf olmayan bertaraf olur” diyen birinden tarafsız olmasını bekliyoruz.

Futbol maçını yöneten bir hakemin takımlardan birinin lisanslı futbolcusu olduğunu düşünün.

Mesela Fenerbahçe Galatasaray maçının hakemi Aziz Yıldırım olsun.

Galatasaraylılar onun hakemliğini kabul eder mi?

Etmezler tabi.

Reis’in yeminli tarafsızlığı da işte böyle bir şey.

Referandumun asıl konusu anayasa değişikliği olması gerekirken,

esas konu tüm tarafsızlığıyla Kılıçdaroğlu ve hayırcılar…

Demirtaş Zaza, Kılıçdaroğlu alevi, kendisi Sünni.

Eee, ne yapacağız şimdi.

Her seçimde ezberledik bunları.

Haddim olmayarak dünya liderimize bir akıl vereyim.  

Anadolu halkı tuz ve ekmek dağıtarak, yaptıkları yeminden kurtulacaklarına inanırlardı…

Ekmek ve tuz dağıtsın belki kurtulur yaptığı yeminden.

Referanduma gitme nedenimiz bile Reis’in tarafsızlık yeminine sadık kalamayışıdır.

Anayasal sınırlar dışında hareket etmesidir.

Tabi bu yasal olmayan fiili durum en çok da muhalifleri tarafından köşeye sıkıştırılmış,

Devlet Bahçeli’yi rahatsız etmiş olacak ki,

AKP tam umudunu yitirdiği anda, “getirin şu teklifi” dedi çıktı.

Referandumdan ‘evet’ çıkması halinde öncelikle onun yarattığı fiili durumu yasallaştıracaklar.

Anayasayı ona uyduracaklar.

Hayır çıkarsa o yemin ettiği anayasanın çizdiği sınırların içine gelecektir.

Bu ülkenin insanları yemin etti mi asla dönmez.

Yemin etmek başka bir şeye benzemez.

Kayahan’ın dediği gibi,

“cehennemde yansın bu dilim, bir yemin ettim ki dönemem”

“seni versinler ellere, beni vursunlar, sana sevdanın yolları, bana kurşunlar” 

Hoş kalın, inançla ve Dirençle kalın.