Sevgili dostlar hala bir meclisimiz var.
Ne gereği varsa onu da bilmiyorum ya. 2019 Bütçesi üzerine görüşmeler yapılıyor. Dün Kılıçdaroğlu bütçe ile ilgili konuştu.
Konuşmasını bir ülke düşününle başladı, bir ülke düşününle bitirdi.AKP milletvekillerine ‘bu bütçeye oy verilmez’,‘bu bütçeye oy vermek haramdır’ dedi.
Onları onların silahıyla vurmaya, yani ikna etmeye çalıştı.Bende ona bir parti düşününle başlayan cevaplar vermek istiyorum.Bir parti düşünün!
Parti içi muhalefetin kurultay çabalarına,
ve imzalarına rağmen imzaları sayamayıp sıkıca koltuğa yapışan genel başkanların olduğu.
Bir parti düşünün!
Hala utanmadan sağa, sola demokrasi dersi vermeye çalışıp, insanların umutlarını yeşerten adayların kafalarını koparmaya çalışan.
Bir parti düşünün!
9 kere seçim kaybetmesine rağmen hala yenilgiye doymayan.
Bir parti düşünün!
Genel başkanı en az Tayyip Erdoğan kadar mezhepçilik yapan.
Bir parti düşünün!
Genel başkanı ikide bir ‘böyle bir şey olabilir mi?’ diye sormaktan başka bir işe yaramayan.
Bir parti düşünün!
Medya ele geçirilirken seyreden, şimdi yeterince yer verilmediği için sitem eden.
Bir parti düşünün!
Kongrelerinde kol gezen faşizmden bihaber olan.
Bir parti düşünün!
‘Saraya soytarılar gider’ dedikten sonra tıpış tıpış saraya giden.
Bir parti düşünün!
Yenikapıya gitmem dedikten sonra,
Yenikapıya giderek ruhunu orada teslim eden.
Bir parti düşünün!
Ömrünü bu partiye adamış insanların emeklerini çalan.
Bir parti düşünün!
Emekleri çalınan insanlar konuşunca partiden aforoz eden.
Bir parti düşünün!
Sendikalarla, sivil toplumla ve basınla kavga eden.
Bir parti düşünün!
Belediye başkanları kendi emrindeki memuruna sözünü geçiremeyen.
Bir parti düşünün!
9 seçim kaybedip, 10’uncu seçime hazırlanan.
Bir parti düşünün!
Sendikalara hakkınızı aramak için eylem yapın diye akıl verip,
kendi parti kapısının önünde eylem yapan işçiyi döven.
Bir parti düşünün!
Kendi milletvekili ezan konusunda şahsi fikrini söyledi diye ihraç eden.
Bir parti düşünün!
9 seçim kaybeden ve genel başkanı hala koltuğunda oturan.
Bir parti düşünün!
Oligarşik bir yapının içinden sağa, sola demokrasi dersi vermeye çalışan.
Bir parti düşünün!
İktidar olmak için krize, doların yükselmesine bel bağlamış.
Bir parti düşünün!
Yaş ortalaması 40’ın üstünde olan.
Bir parti düşünün!
Yerel seçimleri kazanmak için bir başka partiyle paslaşarak ittifak yapan.
Bir parti düşünün!
Genel başkanı ne vaat ederse etsin toplumda karşılık bulmayan.
Bir parti düşünün!
Temayülde, anketlerde son sıralarda çıkan kişileri aday gösteren.
Bir parti düşünün!
Ceketimi assa kazanacağı bölgelerde seçmenine, partilisine seve seve oy vereceksiniz diyerek zulmeden..Bu listeyi istediğimiz kadar uzatabiliriz.Ben Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki son sözlere takıldım.Bu bütçeye oy vermek doğru değildir demiyor da haramdır diyor.Oy vermek harammış!
En kötüsü ne biliyor musunuz?Bütçe konuşmasında sorunlarını dile getirdiği insanlardan oy alamıyor.
Daha önce de defalarca yazdım.Bu ülkede iktidar sorunu yok, muhalefet sorunu vardır diye.
Türkiye de muhalefeti işlevsiz,vasat ve sürekli kaybeden hale getirdiler.Konuşmasında aklımda kalan CHP’li belediyelerde asgari ücretin 2 bin 200 lira olacağıydı.Bu seçim rüşvetinin dik alasıdır.
Biliyor kendi belediyelerinde çalışanlarının bile adaya oy vermeyeceklerini.
Gene de bu güzel bir haberdi.Keşke bunu İzmir Büyükşehir belediyesinin yaptığı gibi işçi çıkarmadan yapsalar.Bütçe konuşması baştan sona güncel politikalar üzerineydi. Hedef ve vizyon üzerine herhangi bir şey demedi.Sol, emek-sermaye çelişkisi, sömürüye hiç değinmedi.Bu düzen değişmelidir diyemedi ama bu bütçeye oy vermek haram dedi.Evet sonuç itibariyle bir ülke düşünün muhalefeti tarihin en basiretsiz muhalefeti olsun.Çünkü saydığı her şey kendi muhalefetinde gerçekleşmiştir.Koltuk sevdası, memleket sevdasından önce gelen insanlardan bu meekete hayır gelmez!Kılıçdaroğlu bu konuşmasından sonra mutlaka elbirliğiyle yükselttikleri maaşı düşünüp, meclis lokantasında yiyeceği ucuz yemekleri düşünmüştür.
Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!
