Artan Okul Sayısı Eğitimdeki Kaliteyi de Artırdı mı?

NERMİN KURT 18/09/2018 - 08:27:44

Günümüzde eğitimde özel okul sayısı gün geçtikte artmakta. Neredeyse her köşede bir okula rastlamak mümkün. Anne babaların ise en fazla zorlandığı şey şüphesiz çocuklarını hangi okula vermeleri gerektikleri.
 
Okullar arasında gerek fiyat gerekse eğitim politikaları yönünden ciddi farklar mevcut. Peki gerçekten okul sayısının bu kadar artması, devlet okullarındaki yığılmaya birer çözüm olurken sayı ile verilen eğitimin kalitesi acaba doğru orantılı mı sorusu belki değinilebilecek en önemli konulardan biri
 
Açılan okul sayısından ziyade okulların vizyonuna, misyonuna, eğitim programlarının içeriğine ve eğitim kadrolarına bakılmalıdır. Okullardaki artış sadece sayısal olarak değil kaliteyi korumak ve geliştirmek için de olmalıdır.
 
Okulların açılmasına az bir zaman kala anne babaların en büyük endişesi çocuğumu hangi okula vermeliyim?
 
Öncelikle anne-babaların temel şartı tabi ki kendi bütçelerine yakın bir okul bakmaları ama yatırım yaparken de ödeyeceğimiz bedelin karşılığını gerçekten alabiliyor muyuz?
 
Özel okul tercihinde ki iki önemli noktadan birisi devlet okullarındaki sınıfların aşırı kalabalık olması, diğeri ise özel okulların sosyal açıdan ve yabancı dil açısından daha fazla imkâna sahip oluyor olmaları.
 
Peki okul seçerken neye göre seçmeliyiz?
 
Temel kural okulun vizyon ve misyonu. Yetiştirmek istediği öğrenci profili en önemli maddelerden biri. Günümüzde şiddetin, tacizin artışı ve insani duygulardan git gide uzaklaştığımız bir ortamda iyi insan yetiştirmeyi hedef belirlemiş bir okul olup olmadığına bakmak gerekir. Saygıyı değer olarak vermekle yetinmeyip, aynı zamanda bu değeri beceri aşamasına getiren okullar tercih edilmeli. Kağıt üzerinde öğrettiğimiz değerin artık bu çağda çok bir önemi yok önemli olan şey öğrettiğimiz değeri toplumsal ilişkilerimize yansıtıp, yansıtamadığımız.
 
Okulun eğitim politikası ve içeriği. Teorik bilgiyi veren, öğrencinin girdiği sınav notu ile başarısını değerlendiren bir okuldan ziyade beceri odaklı, akademik bilgiyi beceriye ne kadar dönüştürebildiği bir programa sahip olup olmadığı diğer faktörlerden birisi. Günümüzde teknolojinin bu kadar hızlı ilerlemesi sonu artık bilgiye bir tıkla ulaşabilecek bir noktadayken teorik bu bilgiyi yaşamda, günlük hayatta, karşılaştığı bir problemde nasıl kullanılabiliri eğitim programlarının içerisine entegre edememişsek aslında çok da başarılı eğitim kurumları olamıyoruz.
 
Okulun öğretmenine bakış açısı ve öğretmene yaptığı yatırım. Lider bir müdür öğretmeninin gelişmesine yol açar. Çünkü okullardaki kaliteli öğretmen önce yöneticiyi daha sonra kurumu üstlere taşır. En iyi müdür en iyi öğretmeni, en iyi öğretmen en iyi öğrenciyi yetiştirir anlayışı her zaman kazandırmıştır. Yeni mezun öğretmenlere her zaman sıcak kan olarak bakılır. Yepyeni donanımla ve büyük bir heyecanla başlar mesleğe. Ancak deneyimli öğretmenlerimizin de dediği gibi yeni mezun yeni heyecan derken bazen okullarda bize öğretilen teorik bilgi sınıfa geldiğimizde uygulamada bize acaba şimdi ne yapmalıyım dedirtebilir. Burada okullara düşen görev yeni göreve başlamış ve heyecanı da içinde barındıran öğretmenlere okulda deneyimli öğretmenlerden koç/mentor öğretmenler belirleyerek onlara bu süreçte destek olmalılar ve deneyim paylaşmasını sağlayarak öğrencinin hayatına aktarabilmelidirler. Yeni mezun öğretmenler deneyimlerini yaşarken sınıf disiplini/sınıfa hâkimiyet/özellikle yabancı öğretmenlerin farklı kültürde öğrenim görüp başka kültürde eğitimci olmasından dolayı yaşadıkları sorunları baştan koç/mentor öğretmenler ile soruna dönüşmeden halledilebilir.
 
Özel okulların öğretmenlerinin gelişimlerine önem vermesi, değişen teknolojide yeniliklere çabuk adapte olabilmelerini sağlaması için hizmet içi eğitimler koymaları gerekmektedir.
 
Okulda çalışan öğretmenlerin iyi oldukları alanlarla ilgili olarak birbirlerine sunum yapmaları bile istenebilir. Her öğretmenin çok iyi olduğu bir alan mutlaka mevcuttur ancak bunu okula ve öğrenciye yarar olarak dönmesi için okulun da bu konuda destek çalışmalar yapıyor olması gerekir.
 
Bugün çocuklarına gelecekleri diye her şekilde yatırım yapmayı tüm maddi zorluklara rağmen göze alan anne-baba gibi özel okullarda bünyesinde çalıştırdıkları öğretmenlerine bu yatırımı ülkenin geleceği görerek yapmalıdırlar.
 
Yabancı Dil: Artık çoğu özel okulda 1.sınıftan itibaren 2.yabancı dil bile öğretilmekte. Tabi bunun yanında öğrencinin de ana dilini çok iyi öğrenmesi, okuduğunu anlaması temel amaç olmalıdır. Ancak değişen dünyada artık yabancı dil bilmeniz en küçük işe bile yerleştirilirken olmazsa olmazınız. O yüzden de anne-babalar özellikle özel okul tercihinde yabancı dile önem vermektedirler. Yabancı dilde iyi programa sahip, teoriden daha çok yaparak yaşayarak öğrenmeye odaklanan okullarda dil öğretiminde daha başarılı olmaktadır. Dil öğretimi için okulun uyguladığı eğitim programına detaylı bakmak ve öğrenmek önemlidir.
 
Öğretmenler olarak yeni neslin farklı bir kuşak olduğunu da göz önüne alarak artık öğreten değil öğretirken de öğrenen olduğumuz düşüncesi ile anne babaların en önemli olan varlıklarına en kaliteli yatırımı yapmaları için özel okula doğru daha fazla bir geçişin olduğu kaçınılmaz.
 
Ancak yapacağımız yatırımımız çocuğa/gence ve geleceğimize dair olduğu için iyi bir okul, iyi bir eğitim programı, iyi bir eğitimci kadrosu olan ve dünyada dil anlamında öğrenciye farklı birer vizyon kazandırabilecek bir tercih yapmaları önem taşımaktadır.
 
Pahalı okul kaliteli, daha uygun okul kalitesiz gibi algılanmamalı her zaman içerik değerlendirilmedir.
 
Geleceğimiz çocuklarımıza en iyi yatırımı “Doğru Okul” seçerek yapabiliriz.