“Andersen’den masallar”

Erdil Ünsal 04/12/2017 - 08:38:19

BAE-Birleşik Arap Emirliği’nin 8 prensliğinden biri olan Abu Dhabi bir değişime daha adım attı. Büyük Şeyh Zayed Cami, Etihad Towers,Emirates National Luxirious Auto Gallery gibi gezilecek yerlere şimdi de bir “Louvre Abu Dhabi Museum” eklendi. İyi de S.Arabistan ve diğer petrol zengini Körfez ülkeleri batının ürettiği taşınmazlara dini açıdan  karşı değiller miydi? Bu batı kökenli tarihi maddi eserleri ülkelerine getirip sergilemeden önce, batıdan örnek alarak ülkelerine monte edecekleri çağdaş sosyal enstrümanlar yok muydu? Paris Louvre müzesinden getirilen bu paha biçilmez eserleri, kime neden niçin Abu Dhabi sergileme gereksinimi duydu. Ex Başbakan Erbakan’ın sık sık batı kulüpcülüğüne karşı olduğunu bir yandan belirtirken diğer yandan, da Mercedes arabaya binip Versage elbise giyme takiyesi gibi bir anlayış yaygınlaşması Arap ülkelerinde de hep gözlemlendi. Aynı Sunni mezhep inancına sahip iki ülkeden Türkiye, dinin yasak koyduğu ibadet yerlerinde ticaret yapılamaz yasağına karşın, Ankara Kocatepe Cami altı kitapçı ve hediyelik ticari eşya dükkanına Diyanet İşleri Başkanlığı izin vermekte sakınca görmedi. S.Arabistan ise  Camilerin altına küçük çaplı ticari AVM dükkan açılmasına dinen karşı çıkarak bir farklılık yarattı. İki ülke aynı dine mezhebe mensup iken,  S.Arabistan mezarda dikilitaş, mermer çerçeve kullanmaz. Türkiye’de mezarlar ise mermer çerçeveli anıt gibi mezar yapılabilmektedir. Haç ve Umre ibadet görevini icra edeceklerin Kabe etrafını tavaf etmeye geldiklerinde,  hacıların Şeytan taşlaması için hakiki taş ve zemzem suyu kalmadı.  Suni zemzem suyu ve şeytan taşlama taşı imal eden  ticari bir firma Kabe civarına yerleşti. Bizce tarihi kıymeti olan kaleyi yıkarak, Kabe etrafına Conrad Hilton Hotel (Fındık-ı C.Hilton) yapımını özel bir şirkete ihale etdiler. S.Arabistan’ın kadına araba kullanma hakkı tanıması. Körfez Ülkelerinde yavaş yavaş başlayan  büyük bir değişimin işareti olsa gerek.

Ex Diyanet İşleri Başkanı A.Bardakoğlu’nun görevden alınmasını bekledikten sonra, doğru haber olduğunu varsaydığım  İslam’da reform yapılmasını içeren kalem kalem açıklaması hatırlardadır. İslam ülkelerinde bir batılaşma ve laik düşünce müjdesi  verilebilir mi? Havuz medyası ve bazı Atatürk’e karşı iktidar sempatizanı yazar ve yorumcu geçinen kişilerin aralarında anlaşmış bir şekilde Atatürk sevgisini,  “ben Atatürk’ü babam kadar severim”sloganına dönüştürmeleri. İktidara mensup yöneticilerin etkinliklerde İstiklal Marşı’mızı okuyamazken, koro halinde İzmir Marşı okumaya başlamaları.  İktidarın  bir “U” dönüş yoklaması mı yoksa, 2019 seçimine yatırım mı bunu zaman gösterecek. Ekonomide büyüme denilen olgu, İslam ülkelerinin teknolojik gelişme gösterememeleri, Latin Amerika ülkelerinin de petrol gelirleri olsa da emperyalizm etkisinden kendilerini kurtaramıyarak muasır medeniyet denilen tüketime dayanan kapitalizmin eline bakar olmaları izlenmektedir. İç dinamiklerini geliştiremeyerek sosyal refahı arttıramamaları.  Büyümeyi; nüfus artışı, hasta ve tecavüze uğrayan kadın ve çocuk sayısı, yolsuzluk, yöneticilerde metal yorgunluğu, siyasi suçlu, TOKİ, enflasyon ve işsizlik rakamlarını arttırma olarak algılamaları yazık bir durum içermektedir.

Devlet yöneticilerinin kendi inanmadıkları yalanı, halkına inandırma girişiminde bulunmaları İslam ve Latin Amerika ülkelerinin ortak paydaları olduğu belirtilmektedir. Siyasi ilkesini dış politikasını,  iç politikasının ne olacağına kendi karar verememiş gelişmekte olan dışa bağımlı ülkelerin, “Muhasır medeniyet seviyesine ulaşma” amacı, şu sıralar“Andersen’den Masallar”  kitabına kapak olur.