ADAMLAR YAPMIŞ DEĞİL KADINLAR YAPMIŞ!

Kemal Özcan 08/03/2021 - 08:31:20

Her yıl Dünya Emekçi Kadınlar gününün anlam ve önemini anlatır dururdum.

Bu yıl boş boş popülizm kokan, ticari kaygıyla çekilen reklamların birkaçından bahsetmek istiyorum.

Şu 8 Mart reklamlarından nefret etmeye başladım.

8 Mart kadınlar günü reklamları baydı artık.

Hepsi de can sıkıcı.

Buram buram ayrımcılık ve cinsiyetçilik kokan, çiçekli-böcekli,

Allı-morlu reklam filmlerini görmekten gerçekten sıkıldım!

Cinsiyetçilik kokan dedim de,

Dardanel Ton’un kadınlar gününden iki gün önce yayınladığı reklam filmini izlediniz mi?

Konservenin pıt diye açılmasına evin erkeği ‘adamlar yapmış’ demesiyle başlıyor reklam.

Evde yemek pişirmesinler, sürekli ton balıklı makarna yesinler zihniyeti hortlamış.

Bir mühendislik tasarımı üzerinden başlayan tartışma ta nerelere çekilmiş!

 ‘Adamlar yapmış!’ lafını duyan bir kadın çalışan, çıplak eliyle maskesini indirip ‘adamlar mı?’ diye trip atıyor.

Aklı sıra cinsiyetçi dil kullanılmasını eleştiriyor.

Kahramanımızın ‘adamlar yapmış’ denmesi zoruna gidiyor ama ‘kadınlar yaptı’ demekten de geri kalmıyor.

Oysa adam sözcüğü genelde insan anlamında kullanılır.

Adam demek, erkek, er kişi demekten önce insan demektir, sözlük anlamı da böyledir.

‘Adama bak derken’, şu erkeğe bak değil, şu kişiye, şu insana bak anlamında söylenir.

Daha yeni yeni ‘iş adamı veya iş kadını’ ifadelerimizi ‘iş insanı’ şeklinde düzeltmeye başladık.

Doğrusu bu tür kelimeler üzerinden bir şeyler ifade etmek çok da manalı değil.

Her neyse, her yıl 8 Mart'ı es geçen Dardanel ton bu sene nedense reklam yapma ihtiyacı duymuş.

Düğün değil, bayram değil eniştem beni neden öptü?

Daha bir hafta önce çıplak elle balık paketleyen kadınların görüntüleri sosyal medyayı sallamıştı.

Fark ettiniz mi bilmiyorum bu reklamda da kadınların ellerinde eldiven yoktu.

Sosyal medyada yayınlanan videoda çıplak elle ürünleri plastik ambalaja dolduruyorlardı.

Balık parçalarını elleriyle sürükleyip bir delikten tıkaç vasıtasıyla alttaki torbaya sokuyorlardı.

Gerçi düzenli olarak ellerini dezenfekte ediyorlarmış.

Hijyen olsun diye ürünleri o kimyasal bulaşmış ellerle mi paketliyorlar acaba?

Dardanel yöneticilerine göre çıplak elle paketleme daha makbulmüş.

El değmeden paketleme teknolojilerinden ya haberleri yok, ya da istihdam yaratarak işsizliği önlemeye çalışıyorlar.

Bence işçilik maliyetleri makinaların işletme-bakım giderlerinden daha az.

‘Adamlar değil kadınlar yapıyor’ reklamında da kadınların elleri özellikle çıplaktı.

Reklamda, çalışanların ellerinde eldiven olmaması detayıyla yine aynı hijyen tepkisine gönderme yapılmış sanki.

Maskesini eliyle indirerek ‘kadınlar yapıyor’ diyen ablamız,

daha sonra balığa dokunmaya devam etti mi bilmiyorum?

İşte vahşi kapitalizmin cilalı, pudralı yüzü!

İnsanları bir yıl boyunca köle gibi çalıştırıp, yılın bir gününde kadınlara oynuyorlar.

Hatırlarsanız bazı çalışanlarında Covid-19 şüphesi bulununca,

Dardanel patronu Niyazi Ağa önlem olarak bütün çalışanlarını 14 gün süreyle fabrikaya hapsetmişti.

İşçiler çalışma kampında üretimi durdurmadan çalışmaya devam etmişlerdi.

Fabrikada üretim aksamadı ama işçilerin sağlığı hiçe sayıldı.

O gün onlar adam, kadın, dahası insan olarak değil, makinanın bir parçasıydı.

Çanakkale valiliği ve pandemi kurulu  Dardanel’de üretim durmasın diye kapalı devre çalışma kararı almıştı.

Bu karar doğrultusunda işçiler işlerine devam etti.

27 Temmuz-9 Ağustos arasında 14 gün boyunca gündüz fabrikada, akşam tesislerde hazırlanan yerlerde kaldılar.

Bu karara uymayan çalışanlar para cezasıyla cezalandırılıp, kolluk kuvvetleri tarafından zorla fabrikaya getirildiler.

Yüzlerce insan bayram seyran demeden ailelerinden ayrılarak fabrikaya hapsedildi.

Bugün içerisinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü vurgusu olmayan,

boş, popülist bir reklamı piyasaya sürdüler.

Reklamı görünce hangi dağda kurt öldü dedim.

Sosyal medyada çıplak elle balıkları mıncıklayarak doldurma mevzusunun,

ve fabrikayı çalışma kampına çevirmenin ezikliğini ‘kadınlar yapıyor’ la gidermeye çalışmışlar.

O insanlara ne kadar maaş verdiğinizi, çalışma şartlarını, huzurlu bir iş ortamının reklamını paylaşın.

Sendikaya üye sayısını, izinlerini ve yaptığınız toplu sözleşmeleri paylaşın da görelim sizin gerçek yüzünüzü.

2217 çalışandan 1485'i kadınmış, tamam doğrudur, buna da helal olsun derim.

Peki çalışanların işlere göre dağılımı ne?

Reklamda gördüğüm kadarıyla kılçık temizleme ve paketleme işindekilerin tamamı kadın.

Yönetim, pazarlama ve lojistik tarafında kaç kadın çalışıyor?

Sen, üst düzey yöneticilerin, mühendislerin kadın mı ondan haber ver?

Fabrikaya hapsettiğiniz, iş kazası geçirince dava açma yoksa işten atarız diye tehdit ettiğiniz kadınların gücüyle kazanıyorsunuz!

Çıkmışlar 8 Mart arifesinde kadın güzellemesi yapıyorlar.

Bir başka dikkatimi çeken reklam da Meyhanedeyiz.Biz reklamı.

Oyuncu Demet Evgar oynamış.

Onun oyunculuğuna dair hiçbir lafım sözüm yok.

Patron ise mekanına gelen kadınları döven bir maço.

Reklamda bir grup arkadaş dünya kadınlar günü bayramını kutlamaya gelmişler meyhaneye.

Dünya Emekçi Kadınlar günü demeye bile tahammülleri yok!

Neyse hem reklamı çekmişler hem de kadın döven meyhaneciyi övmüşler.

Bu reklamı başka zaman yapsalar belki ortaya çok güzel bir iş çıkmış derdim.

Elde rakı ile kadın haklarının ne alaka var?

Şiddet mağduru, hayatı kaymış bir kadının karşısına çıkıp şerefe mi denir?

Fonda Ferdi Tayfur’dan ‘bu kadeh senin şerefine emmoğlu’ çalsaydı, o rakı tadından içilmezdi.

Meyhane, kadın, eşitlik üçgeninde 'bağzı' gerçekleri yüzlere vurmuş,

ancak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü için olmamış.

Pozitif ayrımcılık yapalım derken ortaya saçma sapan bir şey çıkmış.

Güya sosyal sorumluluğu misyon ediniyorlar gibi görünseler de,

marka değerine katkısı olduğu için yapıyorlar bunu.

Markaların 8 Mart ve bilumum tüm özel günlerdeki para kazanma hırslarını düşünürüm hep.

Bugün bari herhangi bir mesaj vermeyin, toplum mühendisliğine soyunmayın,

kampanya da yapmayın çünkü samimiyetsizsiniz!

Yıllarca en samimi Ramazan ayı reklamlarını Coca Cola’nın yaptığı gibi.

Sevgili kadınlar, öncelikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olgusunu iyice araştırın!

Bu konu öyle rakı sofralarında haydi şerefe deyip kadeh tokuşturulacak bir mevzu değil!

Vestel’in reklamı ise başka bir alemi ön plana çıkartmış..  

Artistik Ritmik Jimnastik milli takımı ana sponsoruymuş.

Reklamda da milli takımdan kızlarımızı kullanmışlar.

Avrupa Şampiyonu Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı’na yer vererek,

tüm kadınlara ‘duruşun ilham olsun!’ diye seslenmişler.

Boyner Grubunun reklamı ise oldukça ironik olmuş.

Kadın cinayeti davalarındaki indirimlere dikkat çekilmiş.

Namus indirimi', kravat takma indirimi, evden erkek sesi geliyordu indirimi denilerek,

‘Lütfen İndirmeyin’ mesajı verilmiş.

Suçlular bu indirimlerden yararlanamadığında, sanki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu olacakmış.

Adalet sistemindeki ceza indirimlerinin saçmalıkları üzerine İstanbul sözleşmesine parmak basmışlar.

Ümit Boyner yayınladığı 8 Mart mesajıyla,

tüm kadınların ve eşitlikten yana tavır alan herkesin Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamış.

Ama sadece Kadınlar Gününü.

Kadınlar günü, babalar günü, anneler günü, sevgililer günü, dedeler günü, çocuklar günü,

listeye ne kadar birey varsa eklerseniz bu liste uzar gider.

Unutmayın ki, ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün diğer kapitalist 'gün'lere nispeten daha anlamlı bir sebebi var.

Amerika’nın New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı.

8 mart 1857 tarihinde polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkardıkları yangında,

işçiler fabrikadan çıkamaması sonucu çoğu kadın 129 işçi can verdi.

Kadınları fabrikaya kilitleyip yaktılar!

Tekstil fabrikasında yakılan kadınların anma gününde kampanya düzenleyenler ahlaksız ve fırsatçıdır.

Ağır şartlarda çalıştırılan kadınların kurtuluşu için kapitalizme karşı cephe açılması gerekirken,

sermaye inisiyatifi ele geçirdi ve millete Kadınlar Günü'nü kutlatıyor.

İşçi sınıfı ve kadın dernekleri de buna çanak tutuyor!

Tüm bunlar olurken devleti, sistemi, siyasi iktidarı sorgulayamayan,

kadın cinayetleri politiktir diyemeyen insanların ülkesinde,

2021’de 65 günde 67 kadın katlediliyor.

Söyleyecek çok lafımız kalmadı ancak daha gidecek çok uzun bir yolumuz var.

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın!