30 Ağustos’un Anlam ve Önemi -2

Nevzat Çağlar Tüfekçi 28/08/2021 - 09:36:31

 

1914’de başlayan 1. Dünya Savaşı 4 yıl sürdü. Osmanlı Devletinin taraf olduğu ülkeler yenilince, savaşı kazanan Avrupa ülkeleri ülkemizi paylaşarak bir baştan bir başa işgal ettiler. Ordularımız dağıtıldı. İşgalci güçler, Anadolu’da kendilerine bağlı, sömürge bir ülke yaratma çabası içine girdiler.       

Müstemleke(Sömürge) yönetimini kabul etmek istemeyen, bağımsızlık ve özgürlük yanlısı bir avuç insan, Mustafa Kemal’in önderliğinde yüreğini ortaya koyarak; önce kurtuluş hareketini Anadolu’da örgütlediler, sonra da anti-emperyalist Kurtuluş Savaşını başlattılar.

Asırlardır boyunduruk altında yaşamamış, özgürlük ve bağımsızlığı ilke edinen bir ulusun evlatları olarak onlar; ölümü göze alarak ve her türlü yokluğa karşı ölümüne savaşarak, ülkeyi işgal eden emperyalist güçleri her cephede yenmesini ve onları ülkemizden atmasını bildiler.

30 Ağustos 1922 tarihi, ülkeyi işgal eden emperyalist ordularına, Afyon’da son darbenin indirildiği tarihtir ve aynı zamanda onları, 9 Eylül 1922’de İzmir’de son bulan,  Anadolu’dan atmanın tarihidir. Atatürk, 30 Ağustos’ta Anadolu’nun içerilerine doğru ilerlemek isteyen ve Avrupalı devletler tarafından desteklenen Yunan ordusuna bu son darbeyi vurunca, Türk ordusuna şu ünlü komutunu vermişti: ”Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”

Bu komut aynı zamanda, Türkiye’nin işgalci güçlerden temizlendiğinin ve askeri anlamda bağımsızlığın kazanıldığını müjdeliyordu.   Askeri anlamda kazanılan bağımsızlığın, siyasi anlamda bağımsızlıkla perçinlenmesi ise; 24 Temmuz 1923’de, İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanan, “Lozan Anlaşması” ile gerçekleşti…

Lozan anlaşması, bundan sonra Türkiye’nin, bağımsız bir ülke olarak kendi başına yoluna devam edeceğinin bir ifadesiydi. Bir süre önce Anadolu’yu parçalamak isteyen güçler; şimdi bu ülkenin üniter (tek-bütüncül) bir yapı olarak varlığını kabul ediyor ve tanıyorlardı.

Ülkemizin bağımsızlığı çok zor koşullarda gerçekleşti. Büyük önder Atatürk, Türkiye’nin çağdaş bir ülke olması için hedefler belirledi; bir dizi devrimler ve yenilikler gerçekleştirdi. Atatürk’ün koyduğu hedefleri gerçekleştirmek, onun ilkelerine sahip çıkmak; Türk toplumu tarafından ülkemizin bağımsızlığına kavuşmasını gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’e karşı bir vefa borcunun yerine getirilmesi olmalıdır.

Atatürk’e ve kurucu kadrolara olan sevgi ve saygımızı, bağımsız bir ülke olarak bizlere miras bıraktıkları laik Türkiye’yi, daha çağdaş bir ülke haline getirerek, ülkenin kuruluş ilkelerine sahip çıkarak ifade edebiliriz.

Bugün ülkemizin yönetim şeklini, Atatürk’ün koyduğu çağdaş değer ve ilkelerden uzaklaştırmaya çalışan, ülkeyi çağdışılığın karanlıklarına sürüklemek isteyenlere karşı; ülkenin çağdaş ve ilerici düşünce yapısına sahip insanları buna izin vermeyecektir.  

30 Ağustos’un yıldönümünde, bağımsızlığımızın önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü, mücadele arkadaşlarını, binlerce şehit ve gazimizi saygı ve minnetle anıyoruz…

Işıklar içinde uyusunlar…