12 Eylül 1980, bizim kuşak (‘78) için karanlık bir dönemdir…
Genç yaşamların sona erdirildiği, insanların çok ağır işkencelerden geçirildiği, sakat bırakıldığı, psikolojilerinin bozulduğu, geleceğimizin elimizden alındığı, hayallerimizin çalındığı, yaşamlarımızın ertelendiği, bir sağdan bir soldan diyerek idamların yapıldığı bir dönem...
Laik- demokratik eğitimden uzaklaşıldığı, muhafazakâr ideolojinin eğitim kurumlarına sokulduğu, Atatürkçülüğün içinin boşaltıldığı, "Kenan Evren Atatürkçü ise ben Atatürkçü değilim!" diyen Kemalistlerin olduğu, üretken ve düşünen beyinlerin yok edildiği bir dönem 12 Eylül 1980...
12 Eylül cunta yönetimi, 7'den 70'e herkese ve özellikle 'Sol'a büyük zarar verdi. Ülkedeki demokratikleşmenin önünü kesti. Ülkenin çağdaş dünyadan uzaklaşmasının temellerini attı. 12 Eylül ve Evren cunta yönetiminin, bu ülkeye zararı büyüktür.
12 Eylül'de, bizim kuşağa, anne-babalarımıza, yakınlarımıza yaşatılan o acı dolu günleri; 38 yıl sonra hüzünle anıyor ve buna sebep olanları lanetliyorum...
12 Eylül 1980’de küçük yaşlarda olanlar ve bu tarihten sonra doğanlar; anne-babaların, anneanne-babaanne ve dedelerinin, amca-dayı-teyze ve halalarının o karanlık ve zulüm dolu günlerde ne yaşadıklarını bilmezler!..
O dönemde yaşanılanları, yaşadıklarımızı, bize yaşatılan eza-cefa ve işkenceleri, faili meçhul cinayetleri; bizim anne ve babalarımıza, yakınlarımıza yapılan kötü davranışları, bugünün kuşaklarına anlatmak ve aktarmak da bizlerin görevi.
Ülkenin dününde yaşatılan acıları, akıtılan gözyaşlarını bilmeyenler; ülkenin bugününü kavrayamazlar…
12 EYLÜL 1980 Cunta yönetimi dönemi; acı-hüzün ve zulüm dolu, yaşamların karartıldığı, Amerikan Emperyalizmine karşı olanların, ‘6. Filo defol!’ diyenlerin yargılandığı, parlamenter demokrasinin gelişiminin engellendiği vb. kötü bir dönemdi…
×××
12 EYLÜLDE NE OLMUŞTU?
-650 bin kişi gözaltına alındı.
-210 bin dava açıldı ve bu davalarda 230 bin kişi yargılandı.
- bin kişi için idam cezası istendi.
-517 kişiye idam cezası verildi.
-50 kişinin idam cezası infaz edildi.
-14 bin kişi yurttaşlıktan çıkartıldı.
-171 kişinin gözaltında işkenceden öldüğü belgelendi.
-3.854 kişi öğretmenlik mesleğinden ihraç edildi.
-Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
-Partiler, sendikalar kapatıldı.
-Grevler yasaklandı.
Liste uzar gider…
Toplumun en dinamik kesimleri, etkisizleştirildi…
Muhafazakâr ideolojinin temelleri atıldı.
Ülke, emperyalizme tam bağımlı hale getirildi…
×××
12 EYLÜL'ÜN KADIN TUTUKLULARA YAPTIĞI İŞKENCELER!
12 Eylül’ün tanığı ve mağduru 32 kadının anlatımlarında yer alan bazı ifadeler şöyle:
- “Elektrik dâhil bütün işkence yöntemlerini yaşadık ama en ağırı cinsel işkenceydi.”
- “Tecavüz ettikleri kadınları kanlı etekleriyle koğuş koğuş dolaştırdılar.”
- “Kocasının yanına getirdiler kadını, sordular ‘Kim bunun kocası’, ardından da ‘Şimdi tecavüz etmeye götürüyoruz’ dediler.”
- “Etekleri başlarımıza geçiriyor, altımızın çıplak olmasını sağlıyor, ‘gez’ diyorlardı.”
- “Sutyenlerimize elektrik veriyorlardı.”
- “Banyodan çıkıp bornozla karşımıza gelirler ve bize baka baka mastürbasyon yaparlardı.”
- “En büyük işkence başka kadınların çığlıklarını dinlemekti.”
- “11 yaşında ikiz oğulları olan arkadaşımızın, oğullarına işkence yapıp sesini ona dinletmişlerdi.”
- “Lağım sularının içine zorla kadınları soktular.”
- “Serbest bırakıldım ve eve gittim. Beni yıllarca görmeyen annemin bana ilk dediği şey, ‘Bunca yıl, neredeydin?’ olup, kızlık muayenesine götürdü.”
(Eylül'ün kadın yüzleri adlı belgeselden)
×××
12 Eylül’de erkek tutuklulara uygulanan işkenceler:
Filistin askısı, elektrik verme, lağım çukuruna sokma, dışkı yedirme, tazyikli su sıkma vd.
Filistin Askısı bir kişinin kollarının vücudunun arkasında birleştirip, bu şekilde yüksekçe bir yere iple asılması suretiyle yapılan işkence türüdür. Muhtemelen kişinin kolları çıkar. Vücuduna fazladan ağırlıklar eklenebilir. Strappado veya Ters Askı denildiği de olur…
Bkz:
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2156249457967971&id=100007488126896
