Merve AĞIR
Turgutreis Vedat Türkmen Ortaokulu, 5-D sınıfı öğrencisi
Hayatı daha çok yeni tanıyordum. Herkesin yuvasında huzur ve bereket olduğunu düşündüğüm yıllardı.Tüm evlerde sabah kahvaltının en zengini yapılır, akşam yemeklerin en güzeli pişer sanıyordum. Ve o evlerin içinde sevgiden şımartılmış çocukların neşeyle oynadığını. Bütün insanların bizim gibi sıcak bir yuvası, sıcak bir yemeği olduğunu sandığım o küçüklük yaşlarım. Ah, ne yanılmışım.
Hiç de düşündüğüm gibi değilmiş. İçimde kendi yazdığım masal meğerse kocaman bir düşmüş. Herkesin ayrı bir masalı varmış bu hayatta.
Ailemle güzel, mutlu bir gezintiye çıkmıştık. Çok mutluydum. Ta ki sokakta iki çocuğu ile oturan üzgün ve hasta görünümlü kadını gördüğüm ana kadar. Soğuk esen rüzgar, yırtık elbiselerinin boşluklarından onu üşütmüş olmalıydı. Titriyordu ve büzüldükçe küçülmüştü. Soğuk ve ıslak yere oturmuş kısa bir süreliğine olsa da çocuklarının karnını doyurmaya çalışıyordu.
Onları annem fark etmemişti. Anneme onları gösterdim. Annemle aynı şeyi düşünüyor olmalıydık… O kadının yanına gittik. Çok az da olsa Türkçe biliyordu. Hırpalayıcı sözlere alışmış olmalıydı ki ürktü. Ona şefkatle bakan gözlerimizin farkına varıp rahatladı. Ona yardım etmek istediğimizi söyledik. Bir lokantaya gitmeyi teklif ettik. Kararsızca bir süre bize baktı. Sonra yüzünde geniş bir gülümseme çiçek açtı. Kendi dilinde çocuklarına gideceğimiz yeri söyledi.
Karınlarını iyice doyurmuşlardı. Çocukların, annelerinin mutluluğu çok belliydi. Onların mutluluğu bizi de mutlu etmişti.
Ben "Eğer sizin için sorun olmasa hikayenizi dinleyebilir miyiz?” dedim. Bildiği kadar Türkçeyle anlatmaya başladı. Hikayeleri ülkelerinin yerle bir olmasıyla başlamıştı. Ülkelerinden gitmek zorunda kalmışlardı. Babaları orada kalmak zorunda kalmıştı. Sokaklarına bir bomba düşüp ortalığı kan gölüne çevirirken bir karar vermişlerdi. Onlar da çocukların bir yaşamı olabilsin diye buralara kadar gelmişlerdi. Yeni bir umut, yeni bir sayfaydı burası.
Hikayeleri üzücüydü ama karınları doyunca yaydıkları mutluluk kokusu bize de bulaştı. Ayrıldığımızda gözlerindeki teşekkürü hiçbir kelime ifade edemezdi.
İki gün sonra tekrar oldukları yerin yakınlarında bir işimiz çıktı. Onlar her zaman oldukları yerde değillerdi. Annemle beraber nerede olduklarını bilmiyorduk. Çok merak ettik, elimizden bir şey gelmiyordu.
Biz pek çok insanın yapmadığını yaptık. Ama bunu isteyerek ve severek yaptık. Bunu gururlanarak, severek, mutlu bir şekilde bunu yaptığımıza eminim. İyilik yapmak her şeyden önce insanın kendine iyiliğidir. Mutlu olmak az şey midir?
Onları mutlu ettiğimize de eminim. Peki biz bunları yaparken siz ne yapıyordunuz? Belki siz de insanlara yardım edebilirsiniz. Hatta “belki’’ kelimesi biraz umursamaz bir söyleyiş. Elbette siz de düşünürsünüz bunu. İyi bir yüreğe sahip olduğunuzu varsayıyorum. Her zaman biz de, siz de insanlara yardım edebiliriz.
Siz de yardım ederken mutlu olmak ister misiniz? O zaman kendinizi ve başkalarını mutlu etmenin zamanı tam da şu an olmalı.
Veteriner Hekim Sevim Isparta kimdir? Veteriner Hekim Sevim Isparta, 1993 yılında Bodrum’da doğmuş, ilk ve orta...
...
Diş çürüğü ve dişeti hastalıklarını kontrol altına almak ve ağız diş sağlığı hakkındaki toplum bilincini...