CHP DENİZE DÜŞTÜ!

Kemal Özcan 08/05/2017 - 11:57:25

Deniz Baykal  ‘Adayımız CHP'li olmayabilir. Abdullah Gül ismi gelirse ciddiye alırım’ dedi.

Baykal'ın ya bir planı var, ya da artık yaşı gereği ne konuştuğu bilmiyor.

Belki de yeni bir projesiyle karşı karşıyayız..

Acaba Abdullah Gül’ü gösterip, kendine mi razı etmek istiyor?

Deniz Baykal kurnaz politikacıdır.

Baykal bunları söylerken şaibeli referandumu meşrulaştırdığının farkında değil mi?

Bilerek algı yaratıyor. CHP’yi denize düşürecek.

CHP’de ya yılana sarılacak, ya da denizde boğulacak.

Hala kafasında bin bir türlü Ali Cengiz oyunu var.

Baykal, Tayyip Erdoğan’ın en fazla minnet duyduğu insanlardan biridir.

Bence Tayyip Erdoğan hem CHP’den, hem de AKP’den aday olsun kimse boşuna uğraşıp durmasın.

Hem bu arada CHP de kazanmış olur.

Dün Cumhurbaşkanlığında Ekmeleddin’i aday gösteren zihniyet,

yarın, öbür gün Abdullah Gül’ü veya başka bir AKP’liyi pekala aday gösterebilir.

Bu sefer de ‘Ekmek için Abdullah’ derler.

CHP’lilerin de tıpış, tıpış sandığa gidip bunu onaylamasını rica ederler.

CHP’ nin işi Abdullah Gül’e kaldıysa bu ülkede muhalefet bitmiş demektir.

Seçmenler orijinali varken Abdullah Gül’e neden oy versin ki?

Aslı varken, muadiline oy vermez bizim millet.

Aynı kavağın kaşıkları bunlar.

Umarım ikinci bir Ekmeleddin olayı yaşamayız.

Aynı hata iki kez yapılmaz.

İkinci kez yapıldığında o hata değil tercih olur. Gerçi ilki de tercihti ya neyse.

Eğer bir oyunu kazanmak için karşı tarafın taktiklerini kullanmaya başlamışsanız,

onun oyununu oynarken bulursunuz kendinizi.

Ve siz bu oyunun kesin mağlubu olursunuz.

Deniz Baykal, sırf Recep Tayyip Erdoğan kazanamasın diye bu ismi ortaya çıkarıyorsa yanılır.

CHP’liler bile oyunu gider Tayyip Erdoğan’a verir geçer. Benden söylemesi.

Bahçeli ‘Perincek’i tercih edeceğime, Erdoğan’ı tercih ederim’ demişti ya,

millet de Abdullah Gül’ü tercih edeceğine, Erdoğan’ı tercih eder.

Oysa karşı olunması gereken şey Tayyip Erdoğan değil, sistemin kendisi olmalıdır.

Daha referandumun ateşi soğumadan başkanın kim olacağını düşünmek, yapılan hukuksuzluğu meşrulaştırmaktır.

Abdullah Gül, Erdoğan’ın emanetçi başbakanlığını yapmıştır.

Her milli bayram öncesi hasta olur, bayramdan sonra da taburcu olurdu.

Gezi olaylarındaki pasifliğini biliyoruz.

Tayyip Erdoğan, Metin Feyzioğlu’na tepki için salonu terk ederken, onun arkasından tıpış tıpış nasıl gittiğini gördük.

Yatağan işçilerini görünce yolunu değiştirip, köy yollarından nasıl kaçtığını biz biliyoruz.

Dün bu yetkiyi babama bile vermem derken, bugün yetkinin kime verileceği tartışılıyor.

CHP protesto etmek yerine aday arayışına girerse işte asıl o zaman kaybeder.

Türkiye artık dönülmez bir yola girmiştir.

Ancak bu yaşananlar sadece bir sonuçtur.

Çok partili dönemden itibaren demokrasi adına, devletin dokusuna giren bir virüs gibi,

90’lı yıllarda kuluçka evresini tamamlayıp, 2000’li yıllardan itibaren sinsice devleti ele geçirdi.

16 Nisanda Cumhuriyetinin ruhuna Fatiha okunmuştur.

Bu saatten sonra Atatürk’ü aday gösterseniz de nafile.

Bugün nereye varacaksa varsın deyip ayağa kalkmanın zamanıdır.

Artık yeniden küllerimizden mi doğarız, yoksa tümden ümmet mi oluruz, köle mi oluruz bilemiyorum?

Ama bu halk mutlaka bir çıkış yolu bulacaktır..

Yeter ki doğru önderlik yapılsın.

Baykal ‘Abdullah Gül ismi gelirse ciddiye alırım ‘ dedi.

Dün Abdullah Gül çıktı, Baykal’a cevap verdi.

367’yi hatırlatarak aday olmayacağını açıkladı. ‘Ciddiye almıyorum’ dedi.

Adam ciddiye almıyor, Baykal’da hala ona don biçiyor.

Sosyal demokrasinin vadesi dolmuş siyasetçilerinin, siyasi kadavralarının,

mabatlarını o çöreklendikleri ceylan derisi koltuklardan kaldırma zamanı gelmiştir.

CHP yönetimi ne yapacağını şaşırmış vaziyette,

CHP seçmeni ise ümitsiz, yorgun ve siyasetten bıkmış durumda.

Aynı hukuksuzluk AKP’ye yapılmış olsaydı,

bugün cümbür cemaat demokrasi nöbetlerinde oturuyor olurduk.

Hoş kalın, İnançla ve Dirençle kalın..