Bodrum'da yaşayan tarihçi yazar Cezmi Çoban; Aksona Memet ile yaptığı yaptığı ropörtaj
İlçe’de Aksona lakabı ile tanınan Mehmet Baş, 10.01.1950 tarihinde Bodrum’un Çiftlik köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Çiftlik köyünde okudu. Sonrasında Milas Ortaokuluna başlasa da, maddi imkânsızlıklar yüzünden eğitimini tamamlayamadı.
Ailesinin geçimini çiftçilikle sağlaması ve denizle ilgili herhangi bir geçmişi olmamasına rağmen küçük yaşlardan itibaren denizciliğe heves etti. Kıyı dalışlarıyla başlayan deniz sevdası zamanla bir tutkuya dönüştü ve sünger avcılığı yapmaya başladı. 1965 yılının Mayıs ayında ilk olarak Engin Kardeşler teknesinde sünger dalgıcı olarak derin maviliklere kulaç attı ve ilk sünger dalışını Bodrum açıklarında bulunan Deli İbrahim Sığlığı’nda yaptı.
Askerliğini Mersin’de tamamlayan Mehmet Baş, bir dönem Kilimli (Kalimnos) Adası’nda bulunan sünger teknelerinde çalıştı. Sonrasında Bodrum’a dönerek, usta tekne yapımcısı Ziya Güvendiren tarafından yapılan tirhandili 1981 yılında satın aldı ve Şafak olan teknenin adını Aksona olarak değiştirip tescil ettirdi. Aynı yılın Mayıs ayında kendisine ait Aksona teknesiyle sünger avına çıkmaya başladı.
Süngercilik dışında, yurtiçi ve yurtdışında yapılan zıpkınla balık avcılığı yarışmalarına katılarak çeşitli dereceler aldı. Bodrumspor Kulübü Sualtı Takımı’ndan millî takıma seçilen ilk sporcularındandır. 1987’de başladığı Mavi Yolculuk hizmetini, 1998’den itibaren kendi tasarladığı tirhandili ile devam ettirmektedir.
Bu yolculuklarda Bodrum süngerciliğini ve deniz kültürünün de misafirlerine aktarmaktadır. Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler başta olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinden davetler alarak, Bodrum Süngerciliği ve deniz sevgisini içeren konferanslar, söyleşiler vererek; Her platformda denize ve Bodrum’a olan sevgisini, sevdasını ve emektar süngercilerin yaşadıkları zorlukları genç nesillere anlatmayı kendine misyon edinmiştir.
Fatih isminde bir oğlu, Deniz adında bir kızı bulunan Aksona Mehmet Baş, yaşamını Bodrum’da sürdürmektedir. 2015 yılında yayınlanan kitabında Mehmet Baş, süngercilik yaptığı döneme dair hatıralarını ve turizm öncesi Bodrum Yarımadası’nın geçim kaynaklarıyla ilgili şu bilgileri vermektedir:
“… Zaten bol para sadece dalgıçlarda var, köyümüz diğer insanının cebi parayı ancak tütün parasından tütün parasına görüyor. Köyde alışverişin çoğu, tütün parasına veresiye yapılır! Bir de bizim köyde badem, incir var. Az da olsa onlardan da birazcık gelir olur. Köyden beş altı dalgıç ancak var, Geriş Köyü en çok dalgıç çıkaran köy…
Bodrum ekonomisi de ekseriyetle süngere dayalı, her yıl tonlarca sünger ihracatı yapılıyor. Bodrum ve köylerinde gençler süngere, diğer ihtiyaç sahibi insanlar da Karaova’ya tütün işlemeye, bir kısım insanlarımız da Yaşyer Ovası’na pamuk toplamaya gidiyorlar ve böylece geçimlerini sağlıyorlar…”
(Kaynak: Mehmet Baş, Son Süngerci – Derin Maviye Adanmış Bir Ömür, Naviga Yayınları, İstanbul, 2015, sayfa: 43)