YETTİ, ARTIK....!

GÜLDEN SÖKELİOĞLU 11/10/2017 - 09:12:05

Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre; 'İl ve İlçe Müftüleri'nin resmi nikah kıyması konusu geçen hafta, TBMM İçişleri Komisyonu'nda görüşüldü.Buna göre, resmi nikah kıyma yetkisi,' İl ve İlçe Müftülüklerine verilir' ibaresi şeklinde değiştirildi ve CHP Milletvekillerinin tepkilerine rağmen kabul edildi.
Bu kanun tasarısı,10 Ekim 2017 salı günü, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek; her zaman olduğu gibi,Türkiye'yi dönüştürmek için bu tasarı da  kavga-döğüş geçirilecektir.
 
Peki, bütün bu telaş niye?
Amaç, müftülerin nikah kıyma meselesi değil.
 
Resmi nikah kıyan; belediye başkanlarının,nikah memurlarının, konsolosların, nüfus müdürlerinin, muhtarların sayıları yüzbinlere ulaşmış ve hiçbir sorun yaşanmazken,
'görülen ihtiyaç ve talep üzerine' diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AKP Milletvekilleri niye telaş içindeler?
 
Masum bir istek gibi görünen bu tasarı; Türkiye'yi dönüştürmek, Cumhuriyet rejimini yok etmek, şeriat rejimini getirmek, laikliği yok etmek için bir 'maymuncuk' olarak kullanılacaktır.
 
Çünkü, ülkemizin en ücra köylerinde ve' Bütün Şehir'lerin uzak mahallelerinde görev yapan imamların ve vekil imamların kıydığı nikah resmi mi, dini mi nasıl denetlenecek?
Ayrıca, daha önce, TBMM'de CHP Milletvekillerinin karşı çıkması, Kadın Dernekleri'nin tepkisi üzerine geri çekilen 'Küçük kız çocuklarını tacizcisiyle evlendirme' tasarısını bu şekilde yasalaştırmış olacaklar.
 
İmamlara resmi nikah kıyma yetkisi verilirse; çocuk tacizleri, tacizcisiyle evlendirme,kuma ve çok eşli evlilikler artacak.
 
Yeni hazırlanan 'Nüfus Hizmetleri Kanunu' ile; eşlerin evlenme bildirimi yok, doğan çocukların anne ve baba tarafından nüfusa bildirimi yok,  sadece aile büyüğünün(baba veya dedenin) sözlü bildirimi nüfusa kayıt için yeterli oluyor, çocuklar babanın nüfusuna kaydediliyor ve anne adının yazılmaması da amacın ne olduğunu çok iyi gösteriyor.
 
İmamların resmi nikah kıyması olayı bir ihtiyaç değil; Türk kadınlarına ATATÜRK tarafından 'Medeni Kanun' ile verilen hakların geri alınması anlamına geliyor.
Eğer bu tasarı yasalaşır sa;
-Tek eşli evliliğin yerini çok eşli evlilikler alacak,
-Evlenmede ve boşanmada kadınların isteği geçerli olmayacak, erkekler söz sahibi olacak,
-Kadınlar açısından evliliğin hiç bir güvencesi olmayacak,
-Miras, nafaka ve şahitlikte İslam hukuku( Şeriat) geçerli olacak,
-Namus kavramı erkeklerin iki dudağı arasında olacak; kadınlara ve kız çocuklarına atılan iftiralar nedeniyle 'Recm' cezası(Kafası dışarıda kalacak şekilde toprağa gömme ve taşlayarak öldürme) verilecek.
-Kadınların iş hayatına atılmasında eşitlik sona erecek; eşi,babası veya oğlu olmadan sokağa çıkamayacak ve insan yerine konmayacak,
-Kız çocuklarına, kadınlara uygulanan şiddete caydırıcı cezalar verilmediği için, şiddet sarmalı her geçen gün artacak; kadınlar eşit vatandaşlıktan, köle durumuna düşürülecektir.
 
Böylece;Türk toplumu Laik,Demokratik Cumhuriyet'ten, Şeriat yönetimine doğru dönüşecektir. Bu yasa tasarısını, 10 Ekim 2017 Salı günü, TBMM'de yasalaştırmak için uğraşacak olan AKP ve MHP Milletvekillerine sesleniyorum: 'Sizler anne ya da baba olarak; kız çocuklarınızı 'kuma' olarak, ya da bir erkeğin 2., 3., 4. karısı olarak vermeye razı mısınız?
Peki, o halde temsilcisi olduğunuz Milletin kız çocuklarına ve kadınlarına niçin kötülük yapıyorsunuz, acılar yaşanmasına sebep oluyorsunuz?
Kötü niyetli erkeklerin, kız çocuklarını okuldan uzaklaştırmasına, mutsuz evliliklere sebep olacağınıza, toplumu refah içinde yaşatacak, mutluluk verecek
 yasalar çıkartmak için uğraşın.' Gericilere göre; bu ülkeye şeriat rejimi ancak, kız çocukları ve kadınlar üzerinden gelecek.O nedenle, toplumu dönüştürmek için, hep kız çocukları ve kadınlarla uğraşıyorlar.
 
 YETTİ, ARTIK..!
Ülkemize şeriat rejiminin gelmesine, kadınların yok sayılmasına,haklarımızın elimizden alınmasına biz, Atatürk'e ve Cumhuriyet'e bağlı kadınlar olarak asla izin vermeyeceğiz.
 
Buradan, kız çocukları olan anne ve babalara da sesleniyorum: Bu yasa tasarısının geçmemesi, kız çocuklarınıza kıyılmaması ve Türk aile yapısının değişmemesi için, uyanık ve birlik içinde olalım.